Türkiye gezilecek yerler; antik kentler ve tarihi yerler, şehirler olarak bu içerikte ayrı ayrı sunulmuştur. Ayrıca sayfanın en altında bölge bölge de Türkiye’deki antik kentler ve tarihi yerlere ulaşılabilir. Bilindiği gibi Anadolu ve Trakya’dan oluşan ülkemiz tarih öncesi dönemlerden (Prehistorya) beri insan atasının göç yolları üzerinde bulunmaktadır. Bu dünya tarihi için önemli olmakla birlikte, sunumu Yarımburgaz Mağarası sayfasında detaylıca anlatılmıştır.
Bundan dolayı, Türkiye’deki antik şehir, tarihi yer ve gezilecek yerler, arkeolojik alanlar, diğer ülkelere nazaran çok daha çeşitli ve çok daha fazladır. Özellikle ‘Medeniyetlerin Beşiği’ olan Anadolu’da medeniyetler kurulup yıkıldıkça veya yok oldukça ardında bıraktığı izler yüzyıllardır veya bin yıllardır topraklarımızda hala keşfedilmektedir. Bununla birlikte Roma İmparatorluğu veya Helenizm gibi başka ülke ve topraklarda başlayan ve dünya tarihinde kendini gösteren kültürler de topraklarımızda izler bırakmıştır.
Anadolu toprakları bir bütün olarak antik uygarlık ve medeniyetlerin özelliklerini genel olarak aynı şekilde yansıtmış olsa da her bölgenin kendine has özellikleri bulunmaktadır. Bundan dolayıdır ki Ege bölgesinin güneyi ve Akdeniz bölgesinin batısında Likya kültürüne ait yapılar bulunmaktadır. Karadeniz bölgesi topraklarında Rum kültürünün izlerini ve yaplarını görmek mümkündür. Aynı şekilde İç Anadolu bölgesi genelinde Hitit veya Eti kültürünü görebilmekteyiz. Doğu veya Güneydoğu Anadolu bölgesinde de Urartu veya Mezopotamya kültürünü görebilmek mümkündür.
Anadolu’da kurulan birçok irili ufaklı medeniyetin, devletlerin yanında bu topraklarda birçok ‘ilk’ de tarihe damga vurmuştur. Örneğin dünyada bilinen ilk kılıç Malatya Arslantepe Höyüğü’nde bulunmuştur. Örneğin dünya insanlık tarihini değiştiren Göbeklitepe, Şanlıurfa’dadır. Yine ilk ‘laik devlet’ kavramı yine Arslantepe’dedir.
Özellikle Ege bölgesindeki antik Yunan şehir devletleri kalıntıları içinde, antik Yunan mitolojisine dair birçok tanrı ve tanrıçaya ait tapınaklar, kompleksler bulunmaktadır. Afrodit’e adanan Afrodisias antik kenti yine buna örnektir.
Özellikle son yıllarda gittikçe artan bir hızla ‘Türkiye gezilecek yerler’ olarak tabir edilen bu tarihi yerler; antik şehir ve kentler ne yazık ki deformasyona uğratılmakta, tahrip edilmekte ve yok olmaktadır. Bilinçsizce yapılan antik kent veya yapı restorasyonları bunlara örnektir ve ülkemizin birçok yerinde görülmektedir. Aynı zamanda artık sular altında kalan Hasankeyf üzücü bir şekilde yok edilmiştir. Yine aynı şekilde Zeugma’nın da bir kısmı sular altında kalmıştır.
Oysa Cumhuriyet’imizin ilk yıllarında yapılan çalışmalar ve kazılar, anadolu tarihi sürecini yansıtan bu öğeleri ortaya çıkartmak ve korumak adına birçok çalışma görmüştür. Müzeler açılmış, tarihi eserler korunmaya alınmıştır. Şimdi ise müzelerden çalınan eserlerle ilgili haber ayyuka çıkmıştır. Osmanlı Devleti zamanında yurtdışına kaçırılan eserler de cabasıdır.
Çok fazla moral bozmadan diyebiliriz ki, Türkiye’de bulunan bu öğeler yok olmadan veya yok edilmeden gidip en yakınınızdaki antik kenti ziyaret edin veya tatile çıktığınızda size yakın olan bu tarih kokan mekanlara, antik şehirlere gidin.
Marmara Bölgesi
Karadeniz Bölgesi
Ege Bölgesi
Akdeniz Bölgesi
Doğu Anadolu Bölgesi
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
UNESCO Türkiye