Anıtkabir ve Anıtkabir Müzesi Bilgileri
Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarı olmasının yanı sıra, bünyesinde barındırdığı Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi ile de milli tarihimiz açısından büyük bir öneme sahiptir. Anıtkabir’in yapımına 1944 yılında başlanmış ve 1953 yılında tamamlanmıştır; mimarisi, dönemin ulusal mimarlık anlayışını yansıtan anıtsal bir yapıdadır. Müzede ise Atatürk’ün kişisel eşyaları, çeşitli devlet adamları tarafından kendisine hediye edilen armağanlar, manevi evlatlarının bağışladığı özel eşyalar sergilenmektedir. Ayrıca Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi Kurtuluş Savaşı’nın önemli dönemlerini canlandıran panorama ve yağlı boya tabloları da müzenin etkileyici eserleri arasındadır. Bununla birlikte, müzede Atatürk’ün özel kitaplığı da yer almakta olup, bu bölümde Atatürk’ün okuduğu ve notlar aldığı kitaplar görülebilir. Başta milli bayramlarımız ve Atatürk’ün vefat ettiği 10 Kasım olmak üzere haftanın her günü halkımız ve turistlerce adeta akına uğramaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün istirahatgahı olan Anıtkabir, başta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olmak üzere herkesin saygısını gösterdiği ve gerek Atatürk’ün kişisel eşyaları, gerekse de yakın tarihimizin canlandırıldığı Anıtkabir Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde incelemelerde bulunduğu bir anıt mezardır. Anıtkabir içinde bulunan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi bilgileri ile, ulu önderimiz Atatürk’ün anıt mezarı olarak Ankara’da bulunmuş olsa da, yanı başında her ilimizden getirilen ve pirinç vazolarda saklanan toprak sebebiyle ülkemizin her bir karış toprağındadır desek yanlış olmaz.
Anıtkabir Kurtuluş Savaşı Müzesi barındırdığı bilgileri ile ülkemizde ve İç Anadolu bölgesinde görülmesi ve gezilmesi gerekli yerlerden biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilgili devrim ve inkılaplara, süreçlerine dair fotoğrafları ve bilgileriyle Anıtkabir Kurtuluş Savaşı Müzesi’nden ulaşılabilir. Anıtkabir gerek Türk Milleti ve dünya halkları nezdinde konumu ile, gerekse mimari olarak Türkiye Cumhuriyeti ulusal mimari ve anıtsal yapılar anlamında devrimci olduğu kadar özellikli bir statüye sahiptir.
Anıtkabir fotoğrafları için tıklayınız
Anıtkabir ve Anıtkabir Müzesi Ziyaret Saatleri ve Bilgileri 2025
Anıtkabir yılın 365 günü ziyarete açıktır. Saat 09:00 da ziyarete açılan Anıtkabir’in ziyarete kapanış saatleri farklılık göstermektedir.
01 Şubat – 14 Mayıs arası 16:30,
15 Mayıs – 31 Ekim arası 17:00,
01 Kasım – 31 Ocak tarihleri arasında 16:00 ziyarete kapatıldığı saatlerdir.
Bununla birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ında 09:00 ile 21:00 saatleri arasında açıktır. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda Anıtkabir 09:00 ile 22:00 saatleri arasında açıktır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda 09:00 ile 19:30 arası açıktır. 10 Kasım tarihlerinde ise Anıtkabir, 09:00 ile 22:00 saatleri arasında açık kalmaktadır. Yine de resmi bayramlarda Anıtkabir’i ziyaret etmek istediğinizde Genelkurmay sayfasından açılış kapanış saatlerine bakabilirsiniz.

Ayrıca İlginizi Çekebilecek Konular:
Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Fotoğrafları
İç Anadolu Bölgesi gezilecek antik şehirler ve tarihi yerler
İç Anadolu Bölgesi antik şehir ve tarihi yer fotoğrafları
Türkiye antik şehir ve önemli tarihi yerler
Türkiye müzeleri
Anıtkabir Nerede?
Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara Anıttepe’de (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt mezarıdır. Rasathane denmesinin sebebi, eskiden burada bir gözlemevi olmasındandır. Ankara içinde çok rahat toplu ulaşım ile gideceğiniz Anıtkabir’e araçla da gidebilirsiniz (aracın ruhsatı girişte alınmaktadır).
Anıtkabir Müzesi Genel Bilgileri
Anıtkabir aslında bir müzedir diye bir tabir pek de yanlış olmaz aslında. Çünkü aşağıda göreceğiniz üzere Anıtkabir kuleleri de dahil olmak üzere Anıtkabir’in her yanında tarih bizi karşılamaktadır. Anıtkabir Müzesi (Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi de denilir)‘ne tören alanında sağ tarafta bulunan Misak-ı Milli kulesinden girilmektedir. Mozolenin altında, Atatürk’ün kabrinin bulunduğu odanın etrafında yer alan müzede, Atatürk’ün kişisel eşyaları, Atatürk’e devlet başkanları tarafından hediye edilen çeşitli eşyalar yer almaktadır. Bununla birlikte Atatürk’ün kitaplığı, okuduğu kitaplar, zaferleri anlatan yağlı boya tablolar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasındaki çeşitli dönemler belge ve fotoğraflarla müzede biz ziyaretçileri beklemektedir.
İlk İsmiyle Anıtkabir Atatürk Müzesi
21 Haziran 1960 tarihinde Anıtkabir Atatürk Müzesi adıyla açılan müze, 26 Ağustos 2002 tarihinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almıştır. Müzenin projesi ise 2001 yılında Anıtkabir Komutanlığı tarafından hazırlanmıştır. Müzenin toplam alanı 5200 metrekaredir.
Ayrıca 2015 yılında kimya dalında Nobel ödülü alan Aziz Sancar, 19 Mayıs 2016 yılında ödülü Atatürk’e armağan ederek, Anıtkabir müzesi içerisinde sergilenmesini sağlamıştır. Bu satırlarda sayın Aziz Sancar beye bu davranışından ve Atatürk’e duyduğu minnettarlıkdan dolayı ayrıca teşekkürü bir borç biliriz.

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde Neler Var?
- Atatürk’ün Kişisel Eşyaları: Kıyafetleri, özel eşyaları, kendisine hediye edilen armağanlar ve manevi evlatlarının bağışladığı eşyalar sergilenmektedir.
- Atatürk Özel Kitaplığı: Atatürk’ün okuduğu ve notlar aldığı 3123 adet kitap konularına göre tasnif edilerek sergilenmektedir. Dokunmatik ekranlar aracılığıyla kitaplar hakkında bilgi edinilebilir.
- Kurtuluş Savaşı Panoramaları ve Yağlı Boya Tabloları: Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi önemli savaşları canlandıran eserler bulunmaktadır.
- Milli Mücadele Kahramanlarının Büstleri: Kurtuluş Savaşı’nda büyük hizmetleri olan 20 asker ve sivil kahramanın büstleri ve kısa özgeçmişleri sergilenmektedir.
- Tonozlu Galerilerdeki Konular: 18 tonozlu odacıkta Türk Kurtuluş Savaşı’nın farklı evreleri, komutanları, önemli olayları ve yapılan devrimler çeşitli görsel ve metinlerle anlatılmaktadır (Örn: Mondros Mütarekesi, TBMM’nin açılışı, cephelerdeki mücadeleler, siyasi ve sosyal devrimler vb.).
- Atatürk’ün Balmumu Heykeli: Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki çalışma masasında oturur vaziyetteki balmumu heykeli sergilenmektedir.
- Fotoğraflar ve Belgeler: Atatürk’ün hayatından ve Kurtuluş Savaşı döneminden çeşitli fotoğraf ve belgeler yer almaktadır.
- Savaş Araç ve Gereçleri: Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan bazı silah, top ve mermiler de müzede görülebilir.
- Anıtkabir ile İlgili Bilgiler: Anıtkabir’in inşası ve törenlerle ilgili bilgi ve belgelerin yer aldığı bölümler bulunmaktadır.

Anıtkabir Tarihçesi ve Tarihi Bilgileri
Anıtkabir’in yerinin seçilmesi için görevlendirilen komisyon 1 Mart 1941 tarihinde uluslararası bir yarışma açmıştır. Yarışmaya, Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan toplam 47 proje (27 yabancı, 20 Türk) katılmıştır. Bu projelerden 3 tanesi komisyon tarafından ödüle layık görülmüştür. Bu projelerden, Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda’nın projesinin uygulanmasına karar verilmiştir. 9 Ekim 1944 tarihinde yapıma başlanmış olup, Anıtkabir’in inşası 9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında tamamlanmıştır.
Anıtkabir’in yapılmasına karar verildikten sonra kurulan komisyonda ‘Bu anıtın, Atatürk adı ve kişiliği altında Türk ulusunu temsil edeceği’ önemle belirtilmiştir. Bundan ötürü anıt, Atatürk’ün hayatından ve ulusumuzun tarihinden alınmış bir çok konuyu da beraberinde getirecektir. Bu konular, heykeller, kabartmalar ve yazılarla yapıya işlenecektir. Fakat bunun için her şeyden önce, Anıtkabir’in biçiminin, boyutunun, yapının türlü bölümlerinin belli olması gerekmektedir. Anıtkabir’i anlam bakımından tamamlayacak olan bu eserlerin, her bakımdan yapıya uygun olması mecburiyeti vardır.

Anıtkabir Mimarisi ve Heykelleri Bilgileri
Anıtkabir’in yapımında kullanılan yapı taşları ülkenin çeşitli yerlerinden getirtilmiştir. Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı ilçesinden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy’den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Karabük Eskipazar’dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.
Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana’dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon’dan, yeşil renk mermer Bilecik’ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Osmaniye’den, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon’dan getirilmiştir.
Anıtkabir’in genel mimarisi Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arasındaki “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir de bu özelliklere uymaktadır. İlk projede mozole iki katlı olarak tasarlanmış, ancak ekonomik nedenlerle ikinci katın yapımından vazgeçilmiştir.
Anıtkabir Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Mimarisi Özellikleri ve Bilgileri
Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir’de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır, örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde, kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir’in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.
Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi mimari örneklerinden biri olan Anıtkabir ve Anıtkabir Müzesi yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloğu olarak iki kısma ayrılır. Anıtkabir’de projede olmasına rağmen yapılmayan tonoz bir bölüm mevcuttur. Ancak bu tonoz gerek ağırlığı gerekse zamanlamasına dair sıkıntı oluşturacağından, betonarme bir tavan ile Şeref Holü üzerine alternatif bir şekilde yapılmıştır.

Anıtkabir Heykel ve Kabartmaları Bilgileri
Anıtkabir projesi yarışmasında olduğu gibi, heykel ve kabartma konusunda da sert tepkiler belirmiştir. Fakat bu kez, Anıtkabir heykel ve kabartmalarının yalnız Türk sanatçıları arasında yarışmaya konulmasını savunanların başında tarihi bilgileri ile bir yabancı vardır. Bu kişi, o zamanlar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Profesörü Belling idi. Prof. Belling “Anıtkabir heykel ve kabartmalarının konularının tamamen milli olduğunu, Türk tarihinden alınan bu konuları, en içtenlikle, en iyi duyuracak, ancak Türk sanatçılarının dile getirip canlandırabileceklerini” savunmuştur. İlgililer, bu ve buna benzer açıklamaları da göz önünde bulundurarak, heykel ve kabartmalar için yalnız Türk sanatçıları arasında yarışma açmaya karar vermiştir.
Anıtkabir Komisyonu’nca Anıtkabir’in çeşitli yerlerine Milli Mücadele, Atatürk İnkılapları ve Türk tarihinin önemli konularını içeren heykel ve kabartmalar konulması kararlaştırılmıştı. Buna göre:
- Kulelere yapılacak kabartmalari kulelere verilen isimleri sembolize edecektir.
- Aslanlı Yol’un başındaki karşılıklı heykel grupları Türk ulusunun Atatürk’ün ölümü karşısında duyduğu acıyı ifade edecektir.
- Aslanlı Yol’a Karşılıklı olarak kuvvet ve sükuneti telkin eden 24 adet aslan heykeli konulacaktır.
- Şeref Hölü’ne çıkan merdivenlerin iki yanına Türk Milli Mücadelesi’nde önemli yere sahip Sakarya Zaferi ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi konuları kabartma olarak işlenecektir.
Heykel ve kabartma konuları için açılan ulusal yarışma sonucunda (26 Ocak 1952) birincilik kazanan eserlerin sanatçıları aşağıdadır:
Hüseyin Özkan, Nusret Suman, Zühtü Müridoğlu, İlhan Koman, Hakkı Atamulu, Kenan Yontuç

Anıtkabir Yapımında Emeği Geçen Mimar ve Sanatçılar
Emin Onat
1908 İstanbul doğumlu olan Emin Onat, 1926’da Yüksek Mühendislik Mektebi’ne girmiş ve üçüncü sınıftan sonra Zürih Yüksek Teknik Okulu’na gönderilmiştir. Kendi okuduğu okula öğretim görevlisi olarak seçilen Emin bey, 1935’te Yüksel Mühendis Okulu Mimari Bölümü’nde Doçent ve 1938’te profesör olmuştur. 1938 yılından itibaren Teknik Üniversite’nin kuruluşuna kadar Mimarlık Şubesi Şefi olarak çalışmıştır. 1942 yılında Uluslararası Anıtkabir Proje Yarışması’nda birinci olmuştur.
1944’te Teknik Üniversite kurulunca Mimarlık Fakültesi’nin ilk dekanı seçilerek, iki dönem dekanlık 1951-1953 yılları arasında da rektörlük hizmetlerinde bulunmuştur. 1954-1957 yılları arasında milletvekilliği yapmış ve Mimarlık Fakültesi’ndeki görevine geri dönmüştür. 1961 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Orhan Arda
19 Mayıs 1911 Tarihinde Selanik’te doğmuştur. İlk, orta ve liseyi İstanbul’da okuyarak 1936 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’nden mezun olmuştur. 1938 Yılında okuduğu okulun İnşaat Şubesi’ne asistan olarak atanmıştır. Uluslararası Anıtkabir Yarışması’nda Emin Onat ile katılmış ve birinci olmuştur. 1944’te Yüksek Mühendis Mketebi’nin üniversite olması ile Mimarlık Fakültesi Bina Bilgisi Doçenti ünvanını almıştır. 1960 Yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi II. Bina Kürsüsü Profesörlüğü’ne atanmış ve bir süre sonra da aynı kürsünün başkanı seçilmiştir. Ayrıca aynı fakültenin Çevre Analizi ve Endüstrileşmiş Bina Tasarımı Kürsüsü Profesörlüğü görevinde bulunmuştur. 1978 Yılında üniversitedeki görevinden ayrılmış ve 2003 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Sabiha Gürayman
Anıtkabir’in inşasında Kontrol Mühendisi olarak görev yapan ve Türkiye’nin ilk kadın mühendisidir. 1910 Manastır doğumlu olan Sabiha Gürayman 2003 yılında İzmir’de vafet etmiştir.
1927 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’ne giren ve ülkemizin ilk kadın mühendisi olan Gürayman, aynı zamanda bu okulun da ilk kız öğrencisidir.
Hüseyin Özkan Anka
Türk heykeltraştır. 1909 Yılında Dumurcalı’da doğmuştur. Güzel Sanatlar Akademisi (günümüz Mimar Sinan Üniversitesi)’nde öğrenim görmüştür. Güçlü bir teknikle yaptığı anıtsal heykelleri ile tanınmış olup, Antik Yunan heykeli geleneğine bağlı bir figür anlayışı geliştirmiş ve etkili heykeller üretmiştir. Yapmış olduğu bazı heykeller; Aydın Atatürk Anıtı, Trabzon Atatürk Anıtı, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bahçesindeki Mimar Sinan Heykeli ile
Anıtkabir Hürriyet Kulesi önündeki ‘Üçlü Erkek Heykel Grubu’, İstiklal Kulesi önündeki ‘Üçlü Kadın Heykel Grubu’ ve Aslanlı Yol ’24 Aslan Heykeli’ni yapmıştır.
Zühtü Müridoğlu
1906 Yılı İstanbul doğumlu Türk heykeltraş. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin Heykel Bölümü’nü bitirdikten sonra Paris’teki Collarosi Akademisi Heykel Bölümü’nde öğrenim görmüştür. Ülkeye dönünce resim öğretmenliği, Müzeler Genel Müdürlüğü ve İstanbul Heykel ve Mulaj Atölyesi Şefliği yapmıştır. Yapıtlarından bazı örnekleri:
Zonguldak Atatürk Anıtı ile Anıtkabir’deki mozole çıkış merdiveni solundaki ‘Başkumandanlık Meydan Muharebesi Rölyefi’, İstiklal Kulesi içindeki ‘Kılıç Tutan Genç ve Kartal Rölyefi’, Hürriyet Kulesi içindeki ‘Melek ve Şaha Kalkmış At Rölyefi’ ile Mehmetçik Kulesi dış duvarındaki ‘Mehmetçik Rölyefi’dir.
İlhan Koman
1920 Edirne doğumlu Türk heykeltraş. Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nü bitirmiştir. Paris’te Prof. Belling’in öğrencisi olmuştur. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile New York Modern Sanatlar Müzesi’nde eserleri bulunmaktadır. Anıtkabir’de mozole çıkış merdivenlerinin sağındaki ‘Sakarya Meydan Muharebesi Rölyefi’ni yapmıştır.
Nusret Suman
1905 Selanik doğumlu Türk heykeltraştır. Sade, ayrıntılardan uzak heykeller üretmiştir. Sanayi-i Nefise Mektebi’ni bitirmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Avrupa’ya gönderilen dört heykeltraştan biridir. Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmıştır. Eserlerinden bazıları;
Ankara’daki Hitit Güneşi heykeli, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Mimar Sİnan Heykeli ile Anıtkabir Misak-ı Milli Kulesi ‘Kılıç Kabzası ve Dört El Rölyefi’, Barış Kulesi ‘Yurtta Barış Dünyada Barış Rölyefi’, İnkılap Kulesi ‘Meşaleler Rölyefi’, Müdafaa-i Hukuk Kulesi ‘Erkek Figürü Rölyefi”dir.
Hakkı Atamulu
1912 Yılı Nevşehir doğumlu Türk heykeltraş. Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nü bitirmiştir. Figürlü yapıtlarında çok temiz model edilmiş büyük kitleler, stilize edilmiş detaylarla hareketlendirilmiştir. Eserlerinden bazıları;
Nevşehir Damat İbrahim Paşa Anıtı, Erzurum Atatürk ve Erzurum Kongresi Anıtı ile Anıtkabir 23 Nisan Kulesi ‘Ayakta Duran Kadın ve Anahtar Rölyefi’dir.
Kenan Yontuç
1904 Yılı İstanbul doğumlu Türk heykeltraş. Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirmiş ve aynı akademide öğretmenlik yapmıştır. Atatürk’ün yakınlarından General Kazım Sevüktekin’in kızıyla evlenmiştir.
bir sohbet sırasında Atatürk’ten izin alarak yaptığı ‘mask’ Atatürk’e benzeme yönünden başarılıdır. Bu niteliği ile ilgi görmüş ve hazırladığı pişmiş toprak çoğaltmaları her tarafa dağıtılmıştır. Eserlerinden bazıları;
Atatürk’ün vefatından hemen sonra el ve yüz masklarını alması ile birlikte Anıtkabir’de Bayrak Direği Kaide Rölyefi, Hitabet Kürsüsü Rölyefi ve Yazısı ve Anıtkabir’deki bütün Kuş Evleri’dir.
Emin Barın
Türk hattat ve cilt uzmanıdır. 1913 yılında Bolu’da doğmuştur. Gazi Terbiye Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra ‘Matbaacılık ve Klişecilik İhtisası’ sınavını kazanmış ve Almanya’da El Cildi yapımını öğrenmiştir. Eserlerinden bazıları;
Anıtkabir Şeref Holü girişindeki ‘Onuncu Yıl Nutku’ ve ‘Gençliğe Hitabe’ (taş ustası Sabri İltaş ile birlikte), ‘İsmet İnönü’nün Millete Beyannamesi’ ve ‘Türk Ordusuna Atatürk’ün Son Mesajı’ /taş ustası Mehmet Akgünler ile birlikte) ve Anıtkabir’in çeşitli yerlerinde yer alan 32 yazı bloğu.
Tarık Levendoğlu
1913 Yılında İstanbul’da doğmuş Türk Sahne Tasarımcısı’dır. Önce İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Resim öğrenimi, sonra da burslu olarak İtalya Brera Güzel Sanatlar Akademisi’nde Sahne Tasarımı öğrenimi görmüştür. Hazırladığı kostüm ve dekorlarla Ankara Devlet Tiyatrosu’na ilk yıllarından itibaren önemli katkıları vardır. Eserlerinden bazıları;
Otelci Kadın, Köroğlu, Akvaryum gibi oyunlarda dekor ve kostüm, Gönül Avcısı, Cephede Piknik Akvaryum oyunlarının yönetmenliği ile Anıtkabir’deki fresk ve süslemelerdir.

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin Yapımında Emeği Geçen Mimar ve Sanatçılar
Anıtkabir yapımında emeği geçen mimar ve sanatçılar haricinde Anıtkabir’deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi yapımında emeği geçen mimar ve sanatçılar;
- Sanat Koordinatörü/ Ressam Mehmet Özel
- Mimar Erol Arda
- Ressam Aleksandr Samsanov
- Ressam Vinyamin Sibirskiy
- Ressam Sergey Prisekin
- Ressam Mihail Politayev
- Ressam Aleksandr Sitov
- Ressam Oleg Avakimyan
- Ressam Nikolay Kolupayev
- Ressam Andrey Sibirskiy
- Ressam Aleksandr Ananyev
- Ressam Turan Erol
- Ressam Aydın Türkmen
- Heykeltraş Sait Rüstem
- Heykeltraş Latif Rüstem
- Heykeltraş Tankut Öktem
- Heykeltraş Metin Yurdanur
- Heykeltraş Aslan Başpınar
- Heykeltraş Ragıp Çiçen
Anıtkabir Yapımında Kullanılan Taşlar
- Beyaz mermer, Afyon
- Krem rengi mermer, Çanakkale
- Siyah ignimbirit, Kayseri
- Sarı traverten, Eskipazar/Karabük
- Beyaz traverten, Ankara ve Kayseri
- Yeşil mermer, Bilecik
- Kırmızı mermer lahit, Osmaniye

Anıtkabir Kuleleri, Anlamları ve İçindekilerle İlgili Önemli Bilgileri
Anıtkabir’deki 10 kuleye şu isimler verilmiştir:
Hürriyet Kulesi
Aslanlı Yol’un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde kâğıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kâğıt ‘Hürriyet Beyannamesi’ni sembolize etmektedir. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk’ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.
- Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz. (1927)
- Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür.
- Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir.
- Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz.
İstiklal Kulesi Bilgileri
Aslanlı Yol’un sağ başındaki İstiklal Kulesi’nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklal ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.
Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk’ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:
- Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı’na çağırdı. (1921)
- Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür. (1927)
- Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız. (1921)
- İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar. (1927)
- Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm. (1919)

Mehmetçik Kulesi Bilgileri
Aslanlı Yol’un bitiminde sağda ‘Mehmetçik Kulesi’ yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçik’in evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:
- Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır. (1921)
- Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur. (1923)
- Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz.
Zafer Kulesi Bilgileri
Kulenin duvarlarında Atatürk’ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır.
Müdafai-Hukuk Kulesi Bilgileri
Aslanlı Yol’un bitiminde solda yer alan bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşı’nda ulusal birliğin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana “Dur!” diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç Türkiye’yi, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milleti temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:
- Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır. (1919)
- Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır. (1923)
- Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez. (1919)
- Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş. (1927)
Cumhuriyet Kulesi
Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı Atatürk’ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli ve orijinal çalışma masası bulunmaktadır. Bu kulenin duvarlarında Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.
- En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur.

Barış Kulesi
Kulenin iç duvarında Atatürk’ün Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Yani vatandaşlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman’ın eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk’ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.
- Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir. (1935)
- Yurtta Barış, Cihanda Barış.
- Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir. (1923)
23 Nisan Kulesi
Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde millet meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulu’nun eseridir.
Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk’ün özlü sözleri yer almaktadır:
- Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak. (1919)
- Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
- Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır.
Misak-ı Milli Kulesi
Anıtkabir Müzesi girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, ulusun tek vücut olarak kenetlenişini sembolize etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Misak-ı Milli ile ilgili şu sözleri yazılıdır:
- Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir. (1923)
- Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz. (1921)
- Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır. (1923)
İnkılap Kulesi
Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk’ün giydiği elbiseler sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk’ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılapları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk’ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
- Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur.
- Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
“Milletim beni nereye isterse oraya gömsün. Yeter ki beni unutmasın.” Mustafa Kemal Atatürk
Anıtkabir’e Yurtdışından Getirilen Fidanlar
Anıtkabir; Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh‘ özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye’nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan yeşil alan içinde yükselmektedir. Bu nedenle de adına Barış Parkı denilmiştir. Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Belçika, Çin Halk Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan olmak üzere 24 ülkeden çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir. Bugün Barış Parkı’nda 104 ayrı türden yaklaşık 48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunmaktadır.
Kulelere yapılacak kabartmalar (rölyefler) ise, bu kulelere verilen adlara göre, Atatürk’ün şerefli hayatını ve Kurtuluş Savaşı tarihini, ana çizgileri ile hatırlatmaktadır. Bu eserleri işleyen sanatçılar, Atatürk’ün hayatına ait belgelerden faydalanmışlardır. Söz konusu heykel ve kabartmalar için yarışmalar düzenlenmiştir. Böylece Anıtkabir için yapılacak heykel ve kabartmaların konuları ve genel nitelikleri belli olmuştur.
Şimdi sıra, istenilen özellikteki eserlerin ortaya konulmasına ve gerçekleştirilmesine gelmiştir. Genel düşünce, Atatürk’ün adı ve kişiliği altında Türk ulusunun yüce değerlerini temsil edecek olan heykel ve kabartmaları, dünyanın ünlü sanatçılarına yaptırmanın uygun olacağıdır. Bu konuda yetkili ve görevli kişiler, bu heykel ve kabartmalar için Avrupalı sanatçılar arasında bir yarışma açmayı uygun bulmuştur.
Anıtkabir’de Mezarı Bulunan Devlet Büyükleri
Dördüncü cumhurbaşkanı Cemal Gürsel 1966 yılında devrim şehitleri bölümüne defnedilmiştir. 1973’den beri İsmet İnönü’nün kabri de Anıtkabir’dedir. İsmet İnönü’nün kabri, tören alanında dışarıda ve Atatürk’ün mozolesinin tam karşısındadır. Ayrıca burada M.Ö. 12.yüzyılda Anadolu’da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktadır. Anıtkabir’in Rasattepe’de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapılmıştır. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi‘nde sergilenmektedir.
Ayrıca İlgili Linkler:
Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi fotoğrafları
İç Anadolu güzergahı ve rotaları
İç Anadolu bölgesi önemli tarihi yerler ve antik kentler fotoğrafları