Ankara Kaş güzergahı için en fazla bir haftalık bir süre tutacak uzun zamandır planladığımız bir rota yapmaya karar verdik: Ankara Kaş güzergahı. İç Anadolu bölgesi, Akdeniz bölgesi ve Ege Bölgesi başta olmak üzere gezilecek yerleri ve antik şehirleri bir rota dahilinde gezmek istediğimizden böyle bir rota oluşturmaya karar verdik. Öyle ki İç Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgelerinde görülmesi gerekli antik kent ve tarihi şehirleri siz de bu güzergahı takip ederek gezebilirsiniz. Ayrıca bu güzergah batı ve orta Anadolu’nun en iyi gezilecek yerlerini bir çırpıda gezmenizi sağlayacaktır.
29 Ekim dolayısıyla Anıtkabir‘de Ata’mızın huzurunda ona saygımızı sunmaktı isteğimiz. Ankara’dan başladığımız bu güzergah en güneye kadar devam etti, arabayla 2255 km yol yaptık. Bu güzergahta en başta çalan fon müziği:
Bayrağımız arabanın camında salınırken daha nice marşlar dinledik.
Güzergahımız ve uğradığımız yerler aşağıda sıralı halde bulunmaktadır:
“>” işareti uğradığımız yerleri
“>>” işareti de konakladığımız yerleri ifade etmektedir:
İstanbul >Ankara Anıtkabir > Eğirdir Gölü >> Kaş >> Saklıkent > Tlos Antik Kenti > Letoon Antik Kenti > Xantos Antik Kenti > Şirince >> Efes Antik Kenti > İstanbul
[rev_slider alias=”ankara_kas_guzergahi”][/rev_slider]
Ankara Kaş Güzergahı fotoğrafları için tıklayınız
Ankara Kaş Güzergahı Detayları
Anıtkabir
Yaz sonu, tatil yapmak için en güzel zamanlardandır. Geç tatil her zaman iyidir, biz de bunu bildiğimiz için Ekim sonu gibi kısa bir tatil planlayalım dedik ve 28 Ekim erken saatte yola düştük. Güneye doğru giderken düşüncemiz 29 Ekim dolayısıyla yolumuzu Ankara’dan geçirip 29 Ekim’i bir gün önce Anıtkabir’de kutlamaktı. İlk durağımız Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir oldu. Anıtkabir müzesini gezip, ziyaretçi defterini yazdık, mozole karşısında saygı duruşunda bulunduk. Aslında Anıtkabir’e giden bir çok kişi mozoleye girişteki ve çıkıştaki duvarda bulunan yazıları okumaz. Siz gittiğinizde okuyun deriz. Hatta Aslanlı Yol’daki kesme taşların neden o şekilde yapıldığını, heykellerin anlamını, kaç aslan olduğunu ve bunların anlamlarını bilmez. En azından bunlar hakkında bilgi alabilirsiniz. Eğer google‘a girip Anıtkabir hakkında ne arayacağınızı bilmiyorsanız Anıtkabir sayfamızdan öğrenebilirsiniz.
Eğirdir Isparta
Ankara Kaş güzergahı çerçevesinde Anıtkabir’den sonra güneye doğru güzergahımıza devam ettik; ilk durağımız Eğirdir Gölü, Isparta. Ankara çıkışında Polatlı’ya bağlanıp Akşehir yolundan devam ettik. Yol sakin, gittiyseniz bilirsiniz zaten. Gezerek yolculuk yaptığımız için aşağı yukarı 5 saat sürdü.
Yolda dikkat etmeniz gereken iki şey var. İlki Eğirdir gölüne yaklaşırken veya göl kenarından giderken dikkatli olmanız, virajlar sıklaşmakta. İkincisi ise kesinlikle fonda Deep Purple olsun, manzara ve yola kesinlikle değiyor :). Isparta’nın Eğirdir ilçesi küçük ve keyifli bir yer. Bir pansiyonda kaldık ki eminim fiyatları hala uygundur. Akşam gölde yansıyan ışıklara bakıp rakı – kavun keyfi yapmanın ayrı bir güzelliği var.
Isparta, Eğirdir’den sonra yol zevkinize göre önünüzde iki seçenekli güzergah mevcut; ya Antalya üzerinden gideceksiniz ya da Toros dağlarına çıkıp Elmalı üzerinden. Biz Elmalı güzergahını tercih ettik. Bu mevsimde sıcak olsa bile dağlar bize daha çekici gelmekte, zaten Elmalı yoluna girdiğimizde doğru karar verdiğimizi anladık.
Toros dağlarının tepesinde ve virajlı yollarında gerek mola vererek, gerekse fotoğraf çekerek tam 6 saat yol aldık. Bu yolda cidden dikkatli olunması gerekiyor; çünkü Toros dağlarından inerken yol hem dik hem de çok virajlı. Dikkatli olunmasında fayda var. Önünüzde Akdeniz’in yeşil – mavi rengini gördüğünüzde yolu bitirmiş gibi düşünseniz bile yine de dikkatli olun, dağlardan inmek de zor. Tatile veya yol yapmaya çalışan arkadaşlara Isparta Elmalı Kaş yolunu şiddetle öneririz.
Kaş
Kaş’a vardığımızda 29 Ekim olmuştu. Daha önceden kulağımıza çalınmıştı Kaş’ta son senelerde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın çok samimi ve hakkıyla kutlandığı. Biz de hemen Kaş iskele meydanında kurulan masalardan birinde rezervasyonumuzu yaptırdık. Tüm esnaf bu özel gece için meydana tüm masalarını çıkarıyor, her restoranın bu gece için aynı fiyatlarda fix menüsü oluyor, tüm masalara bayraklar konuluyor. Masaya oturduğumuzda daha program yeni başlıyordu; marşlar, günün önemini anlatan ama uzun olmayan konuşmalar, şiirler, türküler, valsler, tangolar, halaylar, havai fişekler. Ellerde kırmızı beyaz bayraklar, fener alayları ve hep bir ağızdan okunan İstiklal Marşı.
Her yüzde tebessüm, kahkaha, iyi dilekler. Bu kadar mutlu bir Cumhuriyet bayramı anca çocukluğumuzda geçirmişizdir diyerek uykuya dalıyoruz.
Antalya’nın Kaş ilçesinde bir kaç günlük tatil yaptık. Tatil anlayışımız sırf deniz, havuz olmadığı için otelde kaldığımız süre boyunca etrafta gezintilere çıktık. Kaş muhteşem bir coğrafyaya, tertemiz koylara ve muhteşem mavilikte bir denize sahip. Hele açık havalarda karşıda Meis adası, Yunanca ismiyle Castellorizo / Megiste size eşlik ederken denize karşı ayaklarınızı uzatmaktan yada gece Meis ışıklarına karşı kadeh kaldırmaktan daha güzel bir şey yok bu kıyılarda.
Kaş’ta konaklarken yakın yerleri keşfetmek lazım; kent merkezindeki Antiphellos antik kenti, Kaputaş plajı, Kekova batık kenti, Kaleköy ve Simena antik kenti bunlardan bazıları. Kalkan kendine özgü havasıyla uğrayabileceğiniz ve keyifle birkaç saat geçireceğiniz yakın bir belde. Vaktiniz varsa Saklıkent kanyonunu ve Patara plajını kaçırmayın. Eğer birkaç gününüz varsa ve pasaportunuz da yanınızdaysa Kaş limanından kalkan günübirlik teknelerle Meis adasına geçebilir, büyülü caddelerinde turlayıp evlerinin arasında dolaşabilir, hele de Shengen vizeniz varsa birkaç gece de Meis’te kalıp, Kaş’a doğru Uzo eşliğinde bakabilirsiniz.
Letoon ve Xanthos Antik Kentleri
Artık Kaş’tan ayrılma planı yaparken İstanbul’a dönüş güzergahımızı da şekillendirmek istedik ama gördük ki tamamen spontane olacak :)
Kaş’tan çıktıktan sonra sizi karşılayacak olan ilk kahverengi tabelalardan biri de ‘Letoon, Xanthos’ tabelası. Unesco Dünya Mirası listesine alınan antik kentlere bu kadar yaklaşmışken gitmemek ayıp olmaz mı? Letoon antik kenti bilgileri için buraya, Xanthos antik kenti ilgili bilgiler için de buraya bakabilirsiniz.
Tlos Antik Kenti
Ankara Kaş güzergahı kapsamında bu antik kentlerden sonra kısa bir süre devam edince ‘Tlos’ kahverengi tabelasına rastladık ve neden olmasın dedik. Sizde uğrayın, güzergahtan çok sapmıyorsunuz zaten. Dağların tepelerin arasında yolu da keyifli olan ve gayet korunmuş olan müthiş bir antik kent. Gidin, gezin, öğrenin. Muhteşem arenasının ortasında durup kendinizi gladyatör zannedebilirsiniz. Tlos ile ilgili bilgiler için Tlos Antik Kenti sayfamıza bakabilirsiniz.
Bu arada küçük bir not; değerli okuyucular ilgili sayfalara bakıp geçmeyin, bunlar binlerce yıllık antik kentler, görülmesinde fayda var. Yarın bir gün yerinde yerler esebilir.
Saklıkent
Tlos’tan sonra Saklıkent’e gitmeye karar verdik. Burası içinden zaman zaman akıntılı bir nehir geçen bir kanyon aslında. Vadinin bir yanına yapılan platformlarla yürünüyor ve belli bir noktaya kadar sorunsuz geziliyor. Yaz mevsiminin bazı dönemlerinde kanyon içine devam eden yol, sular yükseldiğinde devam edilmesi tehlikeli bir hal alıyor, yol kapalıysa ısrar etmemekte ya da cengaverlik yapmamakta fayda var, geri dönememe riski olabilir diyorlar. Buraya da gidin deriz, ördeklere ekmek atın, çardaklarda oturun, ayranınızı için. Ördeklere ekmek attıktan sonra güzergahımıza devam edip toplamda 6 saat sürecek yolun ufak bir kısmını geride bırakarak Yatağan Termik santralinin yanından geçtik ya da o bizim yanımızdan geçti. Sonuçta Iron Maiden dinlerken hep böyle olur:)
Efes Antik Kenti ve Şirince
Ankara Kaş güzergahı kapsamında yolumuza devam edip İzmir Selçuk ilçesindeki Efes antik kentine geldik. Efes antik kenti ile ilgili bu sayfada bilgileri tekrarlamaya gerek yok, ilgili sayfa şurada: Efes Antik Kenti. Efes antik kenti ile Şirince arası 8 kilometre kadar. Zaten tabelalar var. Şirince’ye gitmek için virajlı ve dar bir yoldan gidiyorsunuz. Selçuk ilçesi içinde tabela mevcut, bir de ‘Şirince’ye nereden gidebilirim deyip milletin asabını bozmayın:). Şirince hakkındaki bilgiler için buraya bakabilirsiniz.
Şirince’de zaten ne yapılacağını artık biliyorsunuz; gideceksiniz bir pansiyonda kalacaksınız, ama kalmadan önce meyve şaraplarından içip keyif yapacaksınız. Çarşı pazar gezeceksiniz, çarşıdan sevdikleriniz için bir şeyler bakarken (genelde doğal ürünler var, zeytinyağı, sabun, meyve çayları, kekik vs. gibi) zaten poşet poşet bir şeyler almış olacaksınız :). Aslında almalı da, kükürtlü sabun cilde cidden çok iyi geliyor.
Şirince’ye ve Efes antik kentine gelip vakit varsa Meryem Ana Kilisesi’ne de uğramak kesinlikle olmazsa olmaz. Bu oldukça çok duraklı güzergahı, Şirince’de kalıp sabunları ve meyve şaraplarını stokladıktan sonra İzmir üzerinden tamamlıyoruz. İstanbul’a dönerken yol üzerinde girmediğimiz diğer sapakları bir bir not ediyoruz, çeşit çeşit aldığımız öte beriyi ayırıyoruz, Kaş sahillerini ve belki Meis’i bir kez daha görmek için bir sonraki gelişin ne zaman olacağını hesaplamaya çalışıyoruz. Ne demişler biten yollar, her zaman tekrar başlar.
Ayrıca diğer gidilen güzergahlar ve güzergah yazıları için buraya bakabilirsiniz.
Ayrıca İlgili Linkler:
İç Anadolu bölgesi antik şehirler ve tarihi yerler detaylı bilgiler
İç Anadolu bölgesi fotoğraf galerisi
Ege bölgesi tarihi şehirler ve antik kentler detaylı bilgiler
Ege bölgesi fotoğraf galerisi
Akdeniz bölgesi gezilecek antik kent ve tarihi yerleşimler
Akdeniz bölgesi antik yerleşim fotoğraf albümleri
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler