Pantheon Tapınağı Bilgileri Tarihi ve İçindekiler
Pantheon tapınağı veya Türkçe karşılığı olan Panteon (Pantheon adı, Eski Yunanca kelime olan ‘Pantheion’dan gelmektedir ve anlamı ‘tüm tanrılarla ilgili’ veya ‘bütün tanrılarla ilgili’dir), Roma görülmesi gereken yerler listesinin ilk sıralarında yer almakla birlikte, Roma’nın en iyi korunmuş anıtlarından biridir.
Kesinlikle Roma’ya gidecek olanların gezilecek yerler listesine alması gereken Pantheon, sizi hem antik Roma zamanına götürecek hem de farklı duygular yaşatacaktır. Roma’da Piazza della Rotonda bölgesi ve meydanı içinde bulunan ve en çok ziyaret edilen turistik eserlerin başında gelen Pantheon hakkında tüm bilgiler içerikte bulunmaktadır.
Bütün Tanrıların Tapınağı da denilen Pantheon, Roma’da tüm zamanların ve mimarinin en büyük başyapıtlarından olan anıtsal bir yapıdır. Gerek antik zamanlarda, gerek Roma mimarisinde, gerekse günümüzdeki birçok yapıda örnek alınmış bir şaheserdir. Günümüze kadar gelmiş olan Panteon’u yapan mimar ya da mimarlar hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Pantheon’un antik çağlarda büyük bir kompleksin parçası olduğuna dair arkeolojik kanıtlar mevcuttur. İlk olarak bir Pagan tapınağı olarak yapılmıştır Pantheon. Ancak aşağıda göreceğiniz üzere daha sonra kiliseye çevrilmiştir.
Pantheon Fotoğrafları için tıklayınız
Panteon veya Pantheon Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti 2025
Roma Pantheon giriş ücreti yoktur, ziyaret ücreti alınmamaktadır. Ziyaret saatleri ise haftanın her günü saat 09:00’da başlar ve pazar günü hariç her gün 18:30’da son bulur. Sadece pazar günü 13:00’de kapılar kapanmaktadır.
Ayrıca 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık günleri de kapalıdır. Ancak bazı törenlerde kapalı olabileceği için ziyaret etmeden önce bilgi almanızda fayda vardır
Pantheon Hakkında Bilgiler
İlk olarak bir Pagan tapınağı olarak yapılan Pantheon tapınağı içinde birçok hayvan kurban edilip yakılmıştır. Pantheon’un kubbesinin tepesinde bulunan oculus, öncelikle yapısal olarak kubbe tepesinde sıkıştırma halkası (basınç bileziği) olarak tasarlanmış olup kurban edilen hayvanların dumanlarının çıkması için kullanılmıştır. Yapının duvarları 4 ile 5 yıl arasında yapılmıştır. Bununla birlikte kubbenin yapımı da bir o kadar sürmüştür.

Ayrıca Pantheon’un önündeki meydanda yer alan ‘Fontana del Pantheon’ (Pantheon çeşmesi) üzerinde Mısır’dan getirilen II. Ramses’in dikilitaşı (obelisk) bulunmaktadır.
1980 yılında Roma içinde kabul edilen UNESCO Dünya Mirası Alanı, Urban VIII’in duvarlarına kadar genişletilince, Pantheon da 1990 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Heykeltraş, ressam ve mimar olan ünlü sanat insanı Michelangelo, Pantheon tapınağını tanrısal ve insanüstü olarak tanımlamıştır.
Antik Roma’nın en büyük kubbeli tapınağına yürüyerek gitmek istemezseniz eğer, 116 numaralı elektrikli minibüs, Pantheon’un hemen yanı başına kadar sizi götürecektir. Roma sayfasında da anlattığımız üzere Roma’yı gezmek için gitmiş olduğunuzda tarihi alanları kesinlikle yürüyerek gezmelisiniz. Birbirlerine yürüme mesafesinde olan bu tarihi yerler, kiliseler, yapılar ve binalar, Roma’nın dar, bazen uzun, bazen de kısa olan sokak aralarında, meydanlarında sizleri beklemektedir. Örneğin Kolezyum (Colosseum) ile burası arasındaki mesafe 1,9 km olup, sadece yürüyerek 20 dakika sürmektedir. Dar sokaklardan Rotonda Meydanına yaklaştığınızda bu büyük dev kubbeli yapı olanca haşmetiyle önünüzde beliriverecektir.

Roma Pantheon Tapınağı Tarihçesi
Pantheon’un tarihi de aslında İstanbul‘daki Ayasofya‘ya benzer. Burası da Ayasofya gibi birkaç kere harap olmuş ve tekrar yapılmıştır. Hatta Pantheon ve Ayasofya’nın yolu bir kere daha kesişecektir. Bunu da aşağıda ilgili bölümde okuyabilirsiniz.
İlk Pantheon tapınağı, M.Ö. 27 yılında ilk Roma imparatoru olan Augustus’un damadı, bir devlet adamı ve mimar olan Marcus Agrippa tarafından, Roma tanrıları için bir tapınak olarak tasarlanıp yaptırılmıştır. Ancak bu yapı M.S. 80 yılında çıkan bir yangında harap olmuş ve günümüze kadar gelememiştir.
Günümüze kadar gelen şimdiki tapınak ise, M.S. 118 – 125 yılları arasında Roma İmparatorluğu’nun altın çağındaki Nerva – Anonious hanedanından olan imparator Hadrianus tarafından, ilk Pantheon tapınağı yerine tekrar yaptırılmıştır. Hatta Pantheon girişindeki geniş portiko, Agrippa’nın yaptığı tapınağın üzerine yapılmıştır. Portikonun alınlığında ‘M. AGRIPPA L. F. COS. TERTIUM. FECIT’ yazılarak Agrippa’nın ilk tapınağı yaptığı betimlenmiştir.
Aslında M.S. 110 yılında imparator Domitian tarafından tekrar yaptırılan tapınak, yıldırım çarpması sonucu tekrar yanmıştır. Günümüzdeki Pantheon’un çok küçük bir bölümü, bu tapınağın üzerine yapılmıştır.
193 ve 217 yılları arasında Pantheon, imparator Septimus Severus ve Caracalla tarafından yaptırılan büyük bir restorasyon geçirmiştir. Bu restorasyon alınlıkta bulunan Agrippa yazıtının hemen altında daha küçük harflerle tanımlanmıştır. Bu yazıtta, ‘IMP. CAES. L. SEPTIMIUS SEVERUS. ET IMP. M. AURELIUS ANTONINUS. PANTHEUM VETUSTATE CORRUPTUM CUM OMNI CULTURES TITUERUNT’ yazmaktadır.
Pantheon Kilise Oluyor
609 yılında Papa IV. Bonifatius, Pantheon’u Santa Maria ad Martyres Kilisesi (Azize Meryem ve Şehitler Kilisesi) olarak kutsamıştır. 663 yılında Bizans imparatoru II. Constans, çatıda bulunan yaldızlı seramikleri söktürmüştür.
735 yılında ise Papa III. Gregorius, Pantheon’un çatısını kurşunla kaplatmıştır. 1309 – 1377 yılları arasında Avignon Papalığı döneminde (Papalık ile Fransa Kraliyet sarayı arasındaki çekişmeden dolayı yedi tane papanın 1309’dan 1378 yılına kadar Avignon’da yaşadığı dönem) yapı, kale ve tavuk pazarı olarak kullanılmıştır.
1520 yılında dönemin ünlü sanatçısı Raffaello (Raphael), ölümü üzerine Pantheon’a gömülmüştür. Lahitte ‘Raphael burada yatmaktadır. Hayatta iken tabiat onu geride bırakacak diye korkardı; öldükten sonra da onunla öleceğim diye korktu’ diye yazmaktadır.

1632 yılında Papa VIII. Urbanus Barberini tarafından, Bernini’nin San Pietro Bazilikası’ndaki baldakeni için Pantheon portikosundaki bronz plakalar eritilmiştir. Bir başka bilgiye göre Papa VIII. Urbanus, içeride bulunan bronz heykelleri de eriterek Castel Sant’Angelo’daki topların yapımı için kullanmıştır. Bu durum halk arasında ‘Barbarların yapamadığını Barberini yaptı’ olarak yayılmıştır.
1660’lı yılların son yarısında, Papa VII. Alexander, çevredeki meydanın seviyesini, binanın cephesinin daha iyi görünmesi için alçaltmıştır. 1747 yılında kubbe altındaki sahne pencereleri ile friz onarılmıştır.
1873 yılında Pantheon’un zemininde yer alan mermerlerin restorasyonu yapılmıştır. Bu mermerlerdeki desenler özgün Roma desenleridir. 1883 yılında, beton kubbenin portiko tarafında Bernini’ye atfedilen çan kuleleri yerlerinden sökülmüştür. Halk, o yıllarda bu çan kulelerine ‘eşeğin kulakları’ veya ‘kulakların kulağı’ demekteydi. 1888 yılında ise, Kral II. Vittorio Emanuele’nin mezarı buraya yapılmıştır.
Pantheon’un iki bin yıldır ayakta kalmasının en büyük sebebi, doğal tahribata karşın yüzyıllar boyunca yapılan sayısız restorasyon çalışmalarıdır. Örneğin Papa VII. Alexander (1599 – 1667) çevredeki meydanın seviyesini, binanın cephesinin daha iyi görünmesi için alçalttığını söylemiştik. Bunun gibi çevre düzenlemelerinin dahi Pantheon anıtsal yapısına ne kadar önem verildiğini göstermektedir.
Roma Pantheon Mimarisi ve Mimari Özellikleri
Roma kentinin genel anlamda mimarisi hayranlık uyandırmaktadır. Kaldı ki bu kadar güzel mimari yapıların içinde, bir yapının özel olması için ikonik olması gerekmektedir. İşte bu anlamda bu dev yapı birçok özelliğinden dolayı bir mimari başarı, bir başyapıttır.

Gerek kubbe çapı, kubbe yüksekliği, gerek portikosunda bulunan sütunları ve kubbenin tepesindeki boşluk olan oculusu, 6 metre kalınlığında olan kubbe kasnağı ya da kubbe bileziğiyle, gerekse alınlığı ve kullanılan beton harcının karışımıyla Pantheon benzersiz ve sıra dışıdır.
Mühendislik açısından da bir şaheser olan bu anıtsal yapı benzersiz özelliklerle donatılmıştır. 1990’lı yıllarda yapılan çalışmalarda kubbede çeşitli çatlaklar olduğu görülmüştür. Yapı mühendisleri ve mimarların yaptığı çalışma neticesinde bina ve kubbe, donatı çubukları olmaksızın, çekme basıncıyla çatlamasına direnmek için tasarlanmıştır. Hem de o yılların teknoloji ve aletleriyle yapılmıştır bu. Bu arada tekrar hatırlatmak gerekirse Pantheon’un mimarı ya da mimarları bilinmemektedir, ancak günümüzdeki yapının imparator Hadrian zamanında yapıldığı bilinmektedir.
Girişteki Mısır’dan getirilen her biri 60 tonluk büyük sütunlar tarafından taşınan portiko, ahşap kirişlerle örtülmüştür. İlk yapımında seramik kaplanan bu çatı, daha sonra kurşunla kaplanmıştır. İç mekâna 6,4 metre yüksekliğinde bronz kapılardan girilir. Dışardan 31.7 metre yüksekliğinde olan duvar, tuğla sıraları ve gözenekli kireç taşı katmanları ile kireç – puzolanik harç eklenerek yapılmıştır. Duvarlar yükseldikçe kalınlığı azalmaktadır.
İç mekânda 4 ana yönde ikişerli granit kolonlarla desteklenen nişler bulunmaktadır. Bu nişlerde Raphael ve önemli diğer kişilerin mezarları bulunmaktadır.
Pantheon Temelleri
İlk Pantheon’un yapıldığı zemin, yumuşak ve bataklık bir alandır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, ilk yapılan yuvarlak temel kuzey-güney hattında, bataklığın yarattığı gerilimden dolayı çatlamıştır. Binanın dairesel olmasından dolayı temeller de yuvarlaktır. Bunun üzerine antik Romalı mühendisler eski temellerin etrafına yine dairesel olarak yeni bir mütemadi temel yapmışlardır. İlk temel 7,2 metre genişliğinde olmasına rağmen, ikinci olarak yapılan ve ilk temeli saran yuvarlak temelin ilk temelle birlikte genişliği ise 11,1 metredir.
Pantheon Tapınağı Kubbesi
Roma’nın bu anıtsal yapısı, betondan ve tuğladan yapılmış, kubbesi olan silindirik bir yapıdır. Kubbesi, betondan yapılmış dünyanın en büyük kubbesidir. Kubbenin çapı 43,3 metre, yarıçapı ise 21,65 metredir. Kubbenin yerden yüksekliği de 43,3 metredir. Bu anlamda Ayasofya yapılana kadar en yüksek kubbeye sahip olan yapıdır. Kubbenin alt bölümleri tuğla ve gözenekli kireç taşı katmanları ve kireç – puzolanik harç ile yapılmıştır. Kubbenin üst bölümünde yine kireç taşı katmanlar ve beton vardır. Kubbede kullanılan bu teknik Roma mimarisinin geldiği en üst noktadır. Günümüzde bu boyutta bir kubbeyi donatı olmadan hiçbir mühendis yapmaya cesaret edemez.

Pantheon’un içine o halde 43,3 metre çapında dev bir küre yerleştirilebilir. Kubbenin içindeki kaset de denilen girintili kare panellerin amacı, kubbenin ağırlığını ve yaptığı baskıyı azaltmaktır. Kubbenin üstünde ve ortasında bulunan oculusun çapı 5,9 metredir ve 1,4 metre kalınlığındadır. Güneşin tepede olduğu saatlerde oculustan giren güneş ışığı, iç mekânı daha heybetli göstermektedir. Oculusun tam altında açıklıktan içeriye giren yağmurun tahliye olacağı bir mermer mazgal taşı bulunmaktadır.
Kubbe kalınlığı, kubbe yükseldikçe azalmaktadır. Kubbe kasnağının arkasında sürekli olarak devam eden bir koridor bulunmaktadır. Bu koridordan iç mekana açılan pencerelerin bazıları günümüzde açık olup, bazıları kapatılmıştır. Kubbede 1930 yılında derinlemesine incelenen çatlakların bazılarının, yapımından hemen sonraya ait olduğu kanısına varılmıştır. Kubbenin bu çatlaklardan dolayı yıkılmamasının muhtemel sebebi, portikonun tam ters yönünde yapılan payandalardır.
Pantheon’da Kimlerin Mezarı Var?
Roma Pantheon içinde üç bilinen ünlü insanın mezarı bulunmaktadır. İlki Melekler ve Şeytanlar filmindekinin aksine burada bulunan mimar ve ressam Raphael (Raffaello Sanzio)’dir. Diğer iki mezar ise Birleşik İtalya Krallığının ilk kralı olan Victor Emmanuel II ve onun halefi olan Kral Umberto I’dir.
Roma Pantheon Tapınağı Efsaneleri
Pantheon’un büyük bir güneş saati olduğu düşünülmektedir. Roma kentinin kuruluş günü olarak kutlanan 21 Nisan günü oculustan giren güneş ışığı giriş kapısının üzerini aydınlatmaktadır. Bu durum her oluştuğunda antik Romalılar, imparatorlarının tanrıların katına yükseldiğini düşünüyorlardı.
Güneşin Romalılar için özel bir anlamı vardı. Tanrı Apollon güneş ile ilişkilendiriliyor, imparator Neron ise Kolezyum’un yanındaki şu anda olmayan ünlü Colossus heykelinde güneş tanrısı olarak tasvir ediliyordu.
Pantheon hakkında ne kadar yazılsa ve anlatılsa da bunların, bu muhteşem anıtı tam olarak tarif edemeyeceğine inandık biz! Siz en iyisi İtalya’ya gittiğinizde Roma’ya da uğrayın ve dünyanın ayakta kalmış en eski tapınaklarından biri olan Pantheon’u kendi gözlerinizle görün ve deneyimleyin. Ne kadar vakit ayırmanız gerektiğini söylemeyeceğiz, o inanılmaz kubbenin altında zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız!
Ayrıca İlgili Linkler:
Roma gezilecek tarihi yerler
İtalya Gezilecek Yerler
Roma İmparatorluğu bilgileri
Yurt dışı gezilecek yerler
Roma Pantheon genel ve kısa bilgiler
Pantheon ile ilgili mimari bilgiler ve restorasyon detayları bilgileri