Malatya müzesi, başta Malatya kenti olmak üzere kentin etrafındaki höyüklerden ve antik alanlardan çıkan eserleri barındırmaktadır. Malatya müzesi eserleri içeriklerine geçmeden önce genel birkaç bilgiyi hemen paylaşalım. Doğu Anadolu bölgesi şehirlerinden olan Malatya ile ilgili genelde ilk aklımıza gelen Malatya pazarı ve kayısısı olsa da, şehir Anadolu’daki önemli antik bölgeler arasında yer almakta ve tarihi MÖ 6000 yılına kadar gitmektedir. Günümüzde Doğu Anadolu’nun önemli şehirleri arasında olan Malatya’nın nüfusu son yıllarda 850.000 kişiye yaklaşmaktadır. Malatya Müzesi ise, Doğu Anadolu bölgesi müzeleri ve tarihi yerleri arasında önemli yerlerdendir.
Malatya konumu itibariyle tarih sahnesindeki önemini yüzyıllar boyunca korumuştur. Özellikle Mezopotamya kentleri ile batı kentlerinin arasında olması onu İpek Yolu dahil her dönem ticarette önemli bir durak noktası ve yerleşim yapmıştır. Ayrıca büyük ve geniş ovaya (Malatya ovası) ve bu ovayı devamlı sulak tutan çeşitli çay ve derelerin çok oluşu şehri ayrıca ziraat konusunda da önemli bir yere taşımaktadır. Öyle ki sadece Malatya sınırları içinde on bir adet geniş ova bulunmaktadır.
Bunlardan dolayı Malatya ve civarında yerleşim erken dönemlerde başlamıştır. Kültepe yazıtlarında ‘Melitae’, Hitit yazıtlarında ‘Maldia’, Asur çivi yazılı tabletlerinde ise ‘Meliddu’ olarak geçmektedir Malatya. Ayrıca Hitit dilinde Maldia meyve ve bal bahçesi anlamında gelmektedir ve hiyerogliflerinde ise dana başı veya boğa ayağı biçiminde çizilmiştir. Malatya tarihi ise Hititlere kadar gitmektedir. Arslantepe höyüğündeki Hitit sarayını yapan Hititler’den sonra bölgeye sırasıyla Kargamış Krallığı, Mitanniler, Hurriler, Samiler, Asurlular, Medler ve Perslerden sonra Kommagene krallığı, Batı Roma, Bizanslılar ve Selçuklular’dan sonra Osmanlılar hâkim olmuşlardır. Geçmişi bu kadar medeniyet çeşitliliği yaşamış ve antik zamanlardan beri ticaret yolları merkezinde olan bir kentte bir arkeoloji müzesi olmasından daha doğal olan ne olabilir?
Malatya müzesi fotoğrafları için tıklayınız
Malatya Müzesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti 2024
Malatya müzesi şehrin tam ortasında yer almaktadır. Kernek parkı bitişiğinde bulunan müzeye ulaşım bu anlamda çok kolaydır. Şehit Hamit Fendoğlu Caddesi, Fuzuli Caddesi ile Cengiz Topel Caddesi’nin birleştiği meydanda bulunmaktadır. Malatya Müzesi gezi süresi ortalama 1 buçuk saati bulmaktadır. Müzenin gezi programı ise ziyaretçiyi buluntuların olduğu yerlerin sırası ile gezilmesi için uygundur.
Malatya müzesi haftanın her günü 08:00 ile 17:00 saatleri arasında açıktır. Birçok müze haftanın ilk günü olan Pazartesi günü kapalı olsa da Malatya müzesi olarak geçen Malatya Arkeoloji Müzesi pazartesi günleri de açıktır. Malatya Müzesi giriş ücreti 2024 yılı itibari ile 60 TL’dir ve müzede Müzekart geçmektedir.
Malatya Müzesi Görülmesi Gereken Eserleri
- Üzerinde insan yüzü olan yakut taşlı yüzük
- Arslantepe Höyüğü kazılarından çıkartılan Geç Kalkolitik Çağ’a ait olan mezar ve iskeletleri
- Arslantepe Höyüğü kazılarında bulunan dünyanın ilk savaş araç ve gereçleri olan kılıçlar
- Otlayan Karaca Taban Mozaiği
- Cafer Höyük’ten çıkartılan Neolitik Çağ’a ait çeşitli kemik alet ve gereçleri
- Urartu Kralı’na ait gümüş kemer
- Karakaya Barajı Kurtarma Kazıları sürecinde gölden çıkartılan Urartu İzoli Yazıtı
- Arslantepe’de kazılarda gün ışığına çıkartılan Kanatlı Demon Orthostatı
- Arslantepe’de bulunan antik dönemlere ait çeşitli bitki tohumları ve hayvan kemikleri
- Pirot Höyük’te kazılarda çıkartılan cam ve demir bilezikler
Malatya Müzesi Eserleri Teşhir Salonları
Malatya müzesi eserleri ile ilgili detaylı bilgilere geçmeden önce müzeyi ve teşhir salonlarını tanıtmakta fayda var. Öncelikle müze iki katlıdır. Giriş katındaki ilk bölüm Arslantepe höyüğü ile ilgili bilgi panolarını ve çeşitli buluntuları sergilemektedir. Bunlar arasında Arslantepe höyüğünün dönemlerine veya katmanlarına göre çeşitli heykelcikler, eşyalar, çanak ve çömlekler ile bir de mezar bulunmaktadır. Ayrıca höyükte Geç Kalkolitik çağda yapılmış olan sarayın bir odasında bulunan iki adet resmin de rekonstrüksiyonu bulunmaktadır.
Bu odanın devamında ise Karakaya Barajı Kurtarma Kazıları esnasında Caferhöyük, Pirot höyük, Değirmentepe höyüğü, İmamoğlu köyü höyüğü ve Köşkerbaba höyüğünden çıkartılan çeşitli kılıçlar, kemik aletler, heykelcikler, takılar ve buluntular bulunmaktadır. Bu odaya ise Karakaya Barajı Kurtarma Kazıları salonu denilebilir.
Ayrıca üçüncü odada bu kazılarda bulunan veya gerek satın alma veya bağış yoluyla gerekse el koyma veya yakalama gibi yollarla müzeye getirilen çeşitli sikkeler bulunmaktadır. Bu sikkeler diğer odalardaki buluntulara göre tarih sırasına göre derlenmekte ve sergilenmektedir. Müzenin ikinci katı ise yine tamamen Arslantepe höyüğüne ayrılmış ve tematik bir salon oluşturulmuştur.
Aslında küçük gibi duran Malatya müzesi eserleri sayısı bugün 15.000 civarındadır. Tarih olarak M.Ö. 8000 yılından başlayan eserler Neolitik, Kalkolitik, Tunç çağı, Hitit, Urartu dönemleri ile birlikte Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine aittir.
Malatya Müzesi Eserleri
Mardin müzesi eserleri çok çeşitli dönemleri ve medeniyetleri barındırması bakımından ilgi çekici ve zengindir. Müze binasının ufak olmasına kesinlikle aldanmamanız gerekmektedir. Her ne kadar Ankara sınırları içinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi kadar olmasa da kesinlikle gezilmesi gereken müzelerimizden biridir. Yukarıda açıklamış olduğumuz genel eser bilgileri haricinde biraz daha detaya inecek olursak Malatya Müzesi görülmesi gereken tarihi eserler aşağıda biraz daha detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Ayrıca Malatya müzesi gibi önemli bir müze de Mardin müzesidir.
Arslantepe Höyüğü
Arslantepe ile ilgili detaylı veya kısa bilgilerin bulunduğu sayfamıza göz atabilirsiniz. Ancak Malatya Müzesi eserleri içerisinde Arslantepe ayrı bir öneme sahip olduğundan burası ile ilgili önemli eserler müzede büyük yer tutmaktadır. Arslantepe salonunda ayrıca duvarlardaki panolarda çok detaylı bilgiler internette pek de bulunamayacak türden bilgilerdendir.
Cafer Höyük
Arslantepe salonundan sonraki salon oldukça büyük ve geniştir. Burada ise çeşitli höyüklerdeki kazılardan ve özellikle Karakaya Barajı Kurtarma Kazıları çalışmasından elde edilen buluntular sergilenmektedir. Cafer Höyük, Malatya’nın 40 km kadar kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Buradaki kazıları Lyon Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jacques Cauvin yürütmüştür. Cafer Höyük’ün en alttaki katmanı M.Ö. 7000 yıllarına tarihlenmiştir.
Höyükte yeşil kayadan cilalı baltalar bulunmuştur. Ayrıca çakmak taşından çeşitli oraklar da gün ışığına çıkartılmıştır. Höyük içinde çok odalı hücre planlı ve tek odalı dikdörtgen planlı evler çoğunluktadır. Höyüğün en üstünde ise Bizans mezarları bulunmuştur.
İmamoğlu Höyüğü
Malatya’ya bağlı İmamoğlu köyünün güneybatısında bulunmuş olan höyüktür. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden Edibe Uzunoğlu başkanlığında kazı çalışması yapılmıştır. Höyüğün en üstünde M.Ö. 1.yy ile M.S. 1.yy’lar arasında Erken Roma ve Geç Helenistik dönemlerinden kalma çeşitli temel kalıntıları bulunmuştur.
Höyüğün ikinci katmanında ise çeşitli mutfak eşyaları bulunmuş ve Demir Çağı’na ait olduğu saptanmıştır. Üçüncü katmanda ise Hitit dönemine ait çanak ve çömlek parçaları ile anıtsal bir yapının temelleri bulunmuştur. Ayrıca çeşitli küçük heykelcikler yine bu döneme aittir.
Değirmentepe Höyük
Malatya’nın 24 km kadar doğusunda İmamoğlu köyü yolu üzerindedir. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ufuk Esin başkanlığında kazı yapılmıştır. Höyüğün üzerinde Ortaçağ’dan kalma ufak bir garnizon bulunmaktadır. Bu katmanın altında ise Demir Çağı’ndan kalma etrafı surlarla çevrilmiş yuvarlak planlı bir kale bulunmaktadır. Bu katmandaki buluntular çeşitli boncuklar ve Hitit çanak çömleğidir. Ayrıca bu katmanda bir de mezarlık bulunmuştur.
Bir alt katman ise Kalkolitik Çağ’dan kalmadır. Bu katmanda bulunan yapı bir tapınak veya büyük bir konaktır, duvarları pişmemiş kerpiç tuğladan yapılmıştır. Bu çağa ait diğer yapılar ise yine kerpiçten dörtgen ve kare planlı olarak yapılmıştır. Aralarında birkaç tanesi ise yamuk planlıdır. Bu döneme ait insan ve hayvan figürlü damga mühürler ve çeşitli kaseler günümüzde müzede sergilenmektedir. Höyüğün en alt katmanı ise M.Ö. 5000 yılının ortalarına tarihlenmiştir.
Pirot Höyük
Malatya’nın 33 km kuzeybatısındadır. Arkeolog Özgen Karaca başkanlığında kazı çalışması yapılmıştır. En alttaki katman M.Ö. 2000 yıllarına tarihlenmektedir. Sırasıyla Kalkolitik, İlk Tunç, Son Tunç, Demir, Roma ve Bizans kültür katmanları vardır. En üstteki dört evreli Bizans Kültür katmanı M.S. 10.yy ve 13.yy arasına tarihlenmiştir.
En alttaki katmanda yapılan kazı çalışmasında aşıboyası ile yapılmış ve simetrinin egemen olduğu bir duvar resmi görülmüştür.
Köşkerbaba Höyük
Malatya’nın 31 km kadar kuzeydoğusundadır. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Önder Bilgi başkanlığında kazı çalışması yapılmıştır. En eski kültür katmanı İlk Tunç Çağı’na kadar gitmektedir ve M.Ö. 3000 yılının son çeyreğine tarihlenmiştir. En üstteki katman ise Osmanlı dönemine kadar yakın bir tarihe gelmektedir.
Osmanlı dönemindeki katmanda küçük bir yerleşim görülmektedir. Sırlı çanak çömlek parçaları bu çağa aittir. Osmanlı katmanından sonra M.S. 1.yy’a ait iki evreli bir Roma katı mevcuttur. Bu katmana ait bir gözetleme kulesi ve bir sur parçası ile birkaç oda ortaya çıkartılmıştır. Roma katının altında Urartulara ait bir depo bulunmuştur ve M.Ö. 8.yy sonlarına tarihlenmiştir. Demir Çağı katmanı ise bundan sonradır ve yonca ağızlı testiler ve çeşitli kaplar bulunmaktadır ve M.Ö. 1000 yılına tarihlenmektedir. Bu katın altında ise İlk Tunç Çağı’na tarihlenen yanmış bir kerpiç yapının kalıntıları yer almaktadır.
Malatya Müzesi Tarihçesi
M.Ö. 8000 yıllarına kadar giden bir tarihi olan kentin müzeye kavuşması gayet olumlu bir sonuçtur. İlk müze fikri çok erken bir tarihte ortaya çıkmasına rağmen Malatya müzesi çok geç bir tarihte açılmıştır. 1931 yıllarında Arslantepe ve Gelinciktepe kazılarından ortaya çıkartılan buluntular Malatya’da bir müze olmadığından dolayı Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülmüştür.
Bundan tam 40 sene kadar sonra 1971 yılında günümüzde evlendirme dairesi olarak hizmet veren binada ilk Malatya müzesi açılmıştır. Bu müze üç yıl boyunca memurluk olarak hizmet vermiş, 1974 yılından sonra ise müdürlük olmuştur. 1978 yılında ise, 1975 yılında yapımına başlanan şimdiki yeni binaya taşınmıştır. Aynı yıldan itibaren de Karakaya Barajı Kurtarma Çalışmaları bünyesinde kazılarda gün yüzüne çıkan buluntular da müzeye getirilmiş ve tarihi eser anlamında zenginleşen müze 1979 yılında da hizmete açılmıştır.
1998 yılında modern sergileme yöntemleri için proje bazında çalışmalar yapılmış ve 2001 yılında da müze sergileme ve teşhir anlamında şimdiki görünümüne kavuşmuştur.
Malatya Müzesi’ni gezerken dinlenmek için ‘Otlayan Karaca Taban Mozaiği ’nin karşısına oturduğunuzda bu mozaiğin stilistik (üslupbilim) detayları karşısında büyüleneceğinizden eminiz. Malatya müzesi gezilecek müzeler listenizin başına yazılmayı hak eden bir müze!
Ayrıca İlgili Linkler:
Malatya Müzesi fotoğrafları
Doğu Anadolu bölgesi antik kentleri, tarihi şehirleri ve müzeleri
Doğu Anadolu bölgesi önemli antik şehir, tarihi yer ve müze eserleri fotoğrafları
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
İstanbul Arkeoloji Müzeleri eserleri
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eserleri
Mardin Müzesi eserleri
Malatya müzeleri genel bakış