Fener Balat semtleri, tarihi İstanbul yarımadasının kuzeydoğu kıyısındadır; gerek gezilecek yerleri gerekse tarihi yapıları ile Haliç kıyısında, tarihi evleri ve sokakları ile ünlenmiş ve iç içe geçmiş iki semttir. Birbirlerinden ayrılmayan bu semtler her ne kadar iç içe geçmiş olsa da Balat semti Fener semtini de içine alacak şekilde büyük olandır ve yarımadanın güneyinde Çarşamba Çukurbostan Parkı’na kadar uzanmaktadır. İstanbul’un mütevazı semtlerinden olan Fener Osmanlı döneminden yakın döneme kadar Rumların ve Musevilerin, Balat ise çoğunlukla Musevilerin yaşadıkları semtler olarak ortaya çıkmaktadır.
Özellikle fotoğraf severlerin sıklıkla ziyaret ettiği Fener-Balat, tarihi kâgir evleri, kesme taşlı sokakları, artık iki elin parmak sayısını geçmeyecek sayıdaki ahşap mimari yapıları ile günümüzde çok özel bir konumdadır. Bu iki büyük semt, Bizans döneminden beri ayakta kalmış, Osmanlı döneminde de çeşitli zorluklara rağmen yaşamına devam etmiştir. Özellikle dini yapıların da çokluğu ile dikkatleri üzerine çeken Fener Balat semtleri, Rum Patrikhanesi yapısını da bünyesinde barındırdığı için dini olarak da ayrı bir öneme sahip bulunmaktadır.
Bütün bir günü gezmek için harcasanız bile tüm yapılarını ve sokaklarını bitiremeyeceğiniz bir yerdir Balat ile Fener. Özellikle Galata ve Haliç manzarası, artık çoğunlukla oturulmayan tarihi evleri, yakın zamanda Soylulaştırma işlemine de gerek mekânsal gerekse de sosyal anlamda maruz kalmış bir tarihi bölgedir burası. Balat ve Fener semtleri içindeki gezilecek tarihi yerleri ve mekânları kısaca tanıtmadan önce, bölgenin tarihini kısaca anlatmakta fayda bulunmaktadır. Çünkü, bu bölgeyi tanımak için tarihçesini de çok iyi bilmek gerekmektedir. Ancak günümüzdeki Balat semti sınırları nasıl oluşmuştur, kısaca bu konuyu anlatalım.
Tarihi Fener Balat semtleri gezilecek yerler fotoğrafları için tıklayınız
Günümüzde Balat Semti Sınırları
Balat’ı 2009 öncesi ve 2009 sonrası olarak ikiye ayırmak en doğru olanıdır. 29 Mart 2009 yılında yapılan seçimler sonucunda Fatih ile Eminönü birleştirilmiştir. Fatih ilçesi artık 57 mahalleden oluşan bir ilçe olmuştur. Yapılan düzenleme sonucunda Balat, Tahta Minare, Hatip Muslihittin, Katip Muslihittin, Tevkii Cafer ve Hızır Çavuş mahallelerinden oluşmaktadır. Böylece Balat semti, kısmen Fener semti sınırlarına da girmekte olduğu gibi Eğrikapı ve Yavuz Sultan Selim sınırlarına da girmektedir.
Balat ve Fener semtleri yaşamış olduğu tarihi süreçte ‘karakteristik Yahudi Mahallesi’ olarak anılmıştır. Oysa bu semtlerdeki çözülme 19.yy sonlarından 20.yy sonlarına kadar sürmüştür. Bu iki semt de ne yazık ki 20.yy’ın sonlarında artık tamamen bu karakteristik özelliğini kaybetmiştir. Yahudilerin ve Rumların terk etmesi sonucu bu büyük mahalleler bütünü içindeki evler atıl durumda kalmıştır.
Balat ve Fener Tarihçesi
Her ne kadar iç içe geçmiş olsa da bu iki semtin tarihleri birbirlerinden ayrılmaktadır.
Balat Tarihi
Balat isminin Yunanca ‘saray’ demek olan ‘Palation’ kelimesinden geldiği düşünülmektedir. İstanbul surlarına Bizans kraliyet sarayı olan Blakhernai Sarayı’na (Tekfur Sarayı) yakınlığından dolayı bu isimle anıldığı kabul edilmektedir. Sultan II. Bayezid’in daveti ile 15.yy’da İspanya’daki engizisyon mahkemelerinden kaçan Yahudilerin yerleştirilmesi ile bölgede canlılık başlamıştır. Ayrıca Gürcistan Yahudileri de bölgeye gelmiş ve son yıllara kadar Yahudi Mahallesi olarak anılmıştır. 1948 yılında İsrail’in kurulması ve 1955 yılındaki 6-7 Eylül olayları nedeniyle tekrar göç başlamıştır. Böylece buradaki Yahudilerin bir kısmı başta İsrail olmak üzere yurtdışına gitmiştir. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Rumların ayrılması da bu göçlerde etkili olmuştur. Ayrıca yurtdışına gitmeyen diğer kesim ise İstanbul’un Galata, Şişli, Hasköy, Kuzguncuk gibi semtlerine taşınmıştır.
Buradan boşalan yerlere ise Karadeniz, İç Anadolu ve Marmara Bölgesi içinden gelenler yerleşmişler. Böylece de Yahudi mahallesi tanımı 1980’li yıllardan önce tarihe karışmaya başlamıştır. 1980 ile 1990’lı yıllarda Haliç bölgesinden sanayinin kaldırılması ile semtteki son kalan işçiler de ayrılmıştır. Bu sefer de bölgeye Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göç başlamıştır. Kısaca açıklamak gerekirse bölgeden ayrılanlar ‘yerli’, ikinci ve üçüncü (1974 sonrası ve 1980’ler) gelenler ‘eski’, 1990’lı yıllardan sonra gelenler ise ‘yeniler’ olarak tarif edilebilir. 1985 yılında İstanbul’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi ile Balat bölgesi de önem kazanmış ancak ‘Yahudi Mahallesi’ için düşünülen projeler hayata geçirilememiştir.
Fener Tarihi
Bölgenin ne zaman kurulduğu ve ilk iskânın ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Bizans döneminde bölgeye Fanarion denilmekte ve Haliç surları yönünden Fanari ismini taşıyan bir kapıdan girilmektedir. Bu kapıya Osmanlı dönemi zamanında ise Fener kapısı denilmektedir. 16.yy haritalarında bölgeye Porta Fari denilmesi burada bir fenerin olduğunu düşündürmektedir. Günümüze kadar ulaşamayan fener, Celal Esat Arseven’e göre günümüzdeki Bulgar Kilisesi’nin olduğu yerdedir.
Haliç surlarının iki sıra olduğu bu bölgenin bir önemi de Ortodoks Rum cemaatinin ruhani liderinin makamının burada olmasıdır. Bu makam Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi veya Aya Yorgi Rum Patrikhanesi’nde bulunmaktadır. Bizans döneminde birçok ticarethane, iskele ve deponun bulunduğu bölge, Osmanlı Devleti’nin fethi sonrasında boşaltılmıştır. Burada yaşayanlar ise Ege ve Akdeniz’in çeşitli adalarına göç etmişlerdir. Ancak 15.yy’da Osmanlı’ya geri dönen Rum aileler tekrar Fener bölgesine yerleşmiştir. 16.yy sonlarında ise Ortodoks Kilisesi patriklik makamını buradaki bir kiliseye taşımıştır. 1797 yılındaki belgelere göre Metropolitlerin evleri de patrikhane çevresindedir.
1985 yılında ise Haliç kıyı şeridi düzenleme çalışmaları içinde Rum ahalinin yaşamış olduğu ve günümüzde çok az örneğinin kaldığı mimari yapılar ne yazık ki yok edilmiştir. Osmanlı sivil mimari örneklerinin de görülebildiği bu evler çoğunlukla kâgir yapılardır. 1950’li yıllara kadar ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı semt, bu yıllardan sonra Rumların göç etmesi ile çeşitli bölgelerden gelen işçi ailelerce kullanılır olmuştur.
Günümüzde Fener Balat Semtleri
Yukarıda anlatılan tarihi dokuyu günümüzde yoğun olarak göremiyoruz. Ancak hemen hemen iki köşe başında bu tarihi yapılardan görmek mümkündür. Özellikle Balat’ın sıkışık ana caddelerinde yüksek sesli müzik çalan arabaların dikkati dağıtması sonucu bu yapılara dikkat bile edilememektedir. Fener ve Balat ara sokaklarında ise çok daha nezih Rum yapıları bulunmaktadır. Bunlar da ya terk edilmiş ya da yıkılmayı umarsızca beklemektedir. Bu bölge için birçok fon ayrıldığı ve projeler geliştirildiği bilinmektedir. Ama süreç içerisinde uygulama imkânı bulunamadığı için verilen emeğin karşılıksız kaldığı söylenebilir.
İstanbul’da özgün Bizans yapısı bulmak zor olsa da Osmanlı sivil mimari örnekleri de gittikçe azalmaktadır. Her ne kadar ‘bir tatlı keyif’ almaya Balat Fener semtlerine gitsek de artık o sokaklarda gezmek sadece buruk bir tat bırakmaktadır. Gidip, gezip görenlere tavsiyemiz dönüş yolunda Agora Meyhanesi’ne uğramaları, bu sokaklarda yaşamış olanların ruhuna ve geçip giden zamana kadehlerini kaldırmalarıdır.
Fener Balat Gezilecek Yerleri ve Mimari Yapıları
Balat Fener tarihi evleri
İstanbul Haliç Surları kapıları
Fener Rum Lisesi
Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi
Yanbol Sinagogu
Ahrida Sinagogu
Fener Aya Maria Manastırı
Ferruh Kethüda Camii
Fener Aya Yorgi Rum Patrikhane kilisesi
Gül Camii
Bulgar Kilisesi (Demir Kilisesi) veya Sveti Stefan Kilisesi
Balat Fener Evleri Mimari Özellikleri
Tarihi Balat Fener semtlerindeki tarihi evler Rum evleri olarak tabir edilse de bazı özellikleri ayrıdır. Buradaki evler genellikle üç katlı, dar ön cepheli ikinci ile üçüncü katlarında cumbası olan evlerdir. Bu taş yapılar kalın duvarlar, büyük demir parmaklıklar arkasında küçük pencereler ve kemerli kapılardan oluşmaktadır. Yapılarda genellikle her iki kat arasında ya kenger yaprakları ile süslü ya da tuğlaların çapraz olarak birbiri üstüne oturtulması ile oluşturulmuş testere dişli silmeler görülmektedir.
Özellikle Fener evlerinin cephe duvarları, her iki sıra taş arasına birkaç sıra ince tuğla tabakasıyla ayrılmış ve kabartma olarak da harç ile derzlenmiştir. Pencereler ince dikdörtgen olmakla birlikte bazılarının üst tarafları ise kemerli biçimdedir. Evlerin içlerinde genellikle bezemeler mevcuttur. Sokaklarda yürürken bu bitişik nizamda birbiriyle uyumlu yapıların oluşturduğu özgün dokuyu yıkık olsalar bile izlemek mümkündür.
2004 yılında başlayan Fener- Balat-Ayvansaray yenileme alanı projesi oldukça kapsamlı bir envanter oluşturması ve detaylı koruma kriterleri ile bütünsel bir proje sunmasına rağmen, Mart 2014’te 1/5000’lik koruma amaçlı nazım imar planının iptal edilmesi ile tamamen durmuştur.
Ayrıca İlgili Linkler:
İstanbul gezilecek yerler listesi
Ayasofya Genel Bilgiler
Marmara Bölgesi tarihi yerler, antik kentler
Marmara Bölgesi fotoğraflar
Aya Yorgi Kilisesi