Priene Antik Kenti Bilgileri Yapıları
Priene Antik Kenti, Aydın’ın Söke ilçesi yakınlarında bulunan, İyonya bölgesinin önemli antik kentlerinden biridir. MÖ 4. yüzyılda yeniden inşa edilen Priene, ızgara planlı şehir düzeni ve etkileyici mimarisiyle dikkat çeker. Athena Tapınağı, tiyatro, agora, bouleuterion (kent meclisi binası) ve çeşitli tapınakları (Zeus Tapınağı, Demeter Tapınağı, Mısır Tapınağı) ile ziyaretçilerine antik dönemin yaşamını gözler önüne serer. Helenistik dönemin en iyi korunmuş kentlerinden biri olan Priene, özellikle Athena Tapınağı ile mimarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Hem İyonya Birliği (Panionia birliği) içindeki konumu, tarihi, önemi ve mimari yapısı ile hem de Milet antik kenti ve Efes antik kenti yakınlığı ile bilinmektedir. Özellikle Priene antik kentinin yamacına yapıldığı ve tepesinde kentin akropolisinin bulunduğu Mykale Dağı’nın muhteşemliği ve sert yamacı bu özel ve önemli antik kente ayrı bir hava vermektedir. Birçok antik, tarihi ve Zeus mağarası gibi efsanevi yerleşime ev sahipliği yapan Dilek Yarımadası’nın hemen kıyısında bulunan bu önemli İyonya antik kenti ayrıca Ege bölgesi antik kentleri ve tarihi yerleri listesi içinde de bulunmaktadır. Yıllardır birçok turistin merakla geldiği bu antik kent sessiz ve sakin bir şekilde tarihe meydan okurcasına Büyük Menderes Deltası’na hâkim bir konumdadır.
İlk yerleşim yerinin tam olarak bilinmediği Priene antik kenti aslında bir liman kentidir. Ancak günümüzde kentin bulunduğu konumdan bugün Ege denizi görülememektedir. Antik Yunanistan’dan gelen kavimlerin kurduğu, sonradan İyon Birliği adını alan şehir devletlerinin içindeki güçlü olan devletlerden biridir. Günümüzde arkeolojik kazıları devam etmektedir. Bu antik Yunan kenti, özellikle ızgara planlı yapılan Milet antik kenti sonrası ikinci ızgara planlı antik kenttir.
Priene antik kenti fotoğrafları için tıklayınız
Priene Antik Kenti Ziyaret Saatleri ve Giriş Bilgileri 2025
Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Söke ilçesinin Güllübahçe mahallesinde bulunan Priene antik kenti, açık hava müzesi öğeleri ile birlikte Müzekart ile gezilebilmektedir. Eğer Müzekart’ınız yoksa Priene antik kenti giriş ücreti 2025 yılı itibari ile 145 TL’dir. Ayrıca daha detaylı ve güncel bilgi almak için Priene antik kenti iletişim hattı olan 02565471165 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Müzekart 2025 yılı fiyatı ise 100TL’dir.
Bunun yanında antik kente veya müze alanına giriş ve çıkış saatleri Yaz Dönemi ve Kış Dönemi olarak ikiye ayrılmıştır. Yaz Dönemi olan 1 Nisan 1 Ekim arası 08:30-19:00 saatleri arası açık olan ören yeri, Kış Dönemi olan 1 Ekim – 1 Nisan tarihleri arasında ise 08:30-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Her iki dönemde de bilet gişeleri son giriş saatinden yarım saat önce kapanmaktadır.
Priene Antik Kenti Tarihi Kronolojisi ve Kuruluşu
Priene antik kenti daha önceki tarihsel süreci henüz bilinmediği için temel olarak bir antik Yunan kentidir. Antik dönemlerde Ege’nin karşı sahilinden Anadolu’nun batısına gelen birçok kavim bu topraklarda birçok şehir devlet kurmuş ve çeşitli birliklerin gölgesinde gerek ticari gerekse ekonomik olarak kendilerini güvence altına almaya çalışmışlardır. İyon Birliği, Attika-Delos Birliği bunlardan sadece ikisidir.
Priene antik kenti tarihi iki bölümde incelenmelidir. Özellikle ilk bölüm olarak kabul edilen tarihçede antik kentin nerede ve ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinemese de ikinci tarihi dönemde kentin tekrar kurulduğu yeri ve zamanı bilinmektedir. Ancak bu noktalarda da antik dönemin tarihçileri arasında görüş ve fikir farklılıkları bulunmaktadır. Biz meraklılara ise bu gerçekleri tabi ki arkeoloji bilimi ve mimarlık tarihi anlatmaktadır.
Bilindiği üzere antik zamanlarda kentlerin veya yerleşim yerlerinin bir bölgeye kurulmasının sebeplerinden biri de bölgenin ne kadar verimli olduğu ile ilgilidir. Aynı zamanda bağlantı yolları üzerinde olması, kentin savunulmasının ne kadar kolay olduğu gibi noktalar da bir yerleşimin kuruluşu ile doğrudan ilgilidir.

Priene Antik Kenti Kuruluşu
Kimi tarihçilere göre M.Ö. 1200 yıllarında (kimi kaynaklara göre ise M.Ö.1000) Büyük Menderes Havzası içine kurulan kentin ilk kurulduğu yer ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bunun sebebi havzanın jeolojik yapısının değişmesi ve taşınan alüvyonların yükselerek artık şehir için tehlikeli hale gelmesidir. Sonuçta tabiatın işleyiş şekli kentin ilk kurulduğu yeri tamamen örtmüş ve yer yüzeyinden silmiştir.
Yunan öncesi kültüre ait olan Priene isminin, Praisos, Priansos isimleri gibi Girit kökenli olduğu düşünülmektedir. Lidyalı gezgin ve coğrafyacı olan Pausanias’a göre Yunanlılar, Karyalılara ait olan mevcut bir kenti savaş sonrası ele geçirmiş ve yerleşmiştir.
Priene antik kenti kuruluşu için dönemin tarihçileri ve coğrafyacıları bizlere çeşitli bilgiler sunmaktadır. Antik kaynaklara göre M.Ö. 7.yy’da Sardes kentinin (Lidya devleti başkenti) Kimmerler tarafından kuşatılmasından sonra kent Lygdamis tarafından ele geçirilmiştir. Oysa bir yüzyıl önce M.Ö. 8.yy’da Priene, Milet ve Efes kentleri ile İon Birliği’ne de üyedir. Bu döneme ait en çok anılan kişi, Strabon’a göre ‘yedi bilge kişi’den biri olan Prieneli devlet adamı Bias’tır. Herodot’a göre Lygdamis’ten sonra M.Ö. 7.yy sonlarında Lidyalılar, M.Ö. 6.yy’da da Persliler, Priene antik kentine hâkim olmuşlardır. M.Ö. 479 yılında yapılan Mykale Savaşı ile bölgede ve kentte Pers egemenliği sona ermiştir. Aynı yıllarda Birinci Attika-Delon Deniz Birliği’ne üye de olmuştur.
Priene Antik Kenti Tarihi
M.Ö. 4.yy’ın ortalarında kent, bugünkü bilinen yerinde Mykale dağının eteğinde tekrar kurulmuştur. Ancak bunun sebebi tam olarak bilinmemektedir. Yine de tarihçiler konu hakkında özellikle Büyük Menderes Havzası’nın alüvyonlarla dolmasını sebep göstermektedir. Fakat antik kentte yapılan araştırmalar ve arkeolojik bulgular da kesin sonuç hakkında bilgi vermemektedir. Yeni yerleşim Samsun Dağı da denilen Mykale Dağı’nın dik bir yamacının bitiminde, bölgeye hâkim bir konumdadır. Kentin akropolisi olan ‘Teloneia’ ismindeki dağ kütlesi, deniz seviyesinden 371 metre yüksekliktedir. Asıl kent merkezi ise denizden 140 ile 170 metre arasındaki yükseklikte yer almaktadır.
Priene kentinin şehir merkezi, kentin büyüklüğüne göre oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Helenistik dönemde şehir, kuzeydeki Mykale Dağı’nın büyük bölümünü, Efes körfezine bakan kuzey yamaçları da dâhil olmak üzere kontrolünde tutmuştur. En geniş topraklara sahip olduğu bir dönemde kuzeyde Efes antik kenti ile sınırı bulunan Priene’nin toprakları içinde İon Birliği’nin kutsal merkezi olan Panionion da bulunmaktadır.
Kentin yazıtları ve sikkeleri ile araştırma yapan bilim insanları, Priene antik kentinin tekrar kuruluşunu M.Ö. 353 yılında ölen Karia Satrabı (eyalet yöneticisi) Maussolos dönemine ve Athena Tapınağı’ndan dolayı da Büyük İskender’e atfetmektedir. Ancak bu yeni dönemde kentin hemen hemen her yerinde Atina etkisi görülmektedir.

Büyük İskender Sonrası Dönemler
Büyük İskender’in özerklik verdiği Priene, daha sonraları sırasıyla Seleukos, Ptolemaios ve Roma hâkimiyetine girmiştir. M.Ö. 300 yılında üç yıl süreyle Prieneli bir komutanın diktatörlüğünü yaşayan kent, bundan üç yıl sonra kurtulmuştur. Yirmi yıl sonra M.Ö. 277 yılında İyonya Bölgesi, Galatların saldırısına uğrar. Ancak Priene karşı koyarak düşmanlarını püskürtmeyi başarır. M.Ö. 246 yılında Laodike Savaşı sonrası bölgeye hâkim olan Ptolemaios sonrasında kente Mısırlı Tanrılar kültü gelmiştir.
M.Ö. 200-196 yıllarında III. Antiokhos döneminde kent tekrar Seleukos idaresine girer. Ancak Magnesia Savaşı sonrası bölge, Pergamon Krallığı ile birlikte ittifak olan Roma İmparatorluğu hâkimiyetine girer. Ancak M.Ö. 188 yılında Roma İmparatorluğu, Priene’yi bağımsız müttefik olarak tanır. M.Ö. 155 yılında Kapadokya kralı Orophernes kente bir servet hediye eder. Orophernes’i devirip yerine geçen V. Ariarathes serveti geri istese de Priene geri vermez. Bunun üzerine Pergamon ile birlikte Priene’ye savaş açılır. Roma İmparatorluğu’ndan yardım isteyen Priene yine de yıkımın önüne geçemez. M.S. 3.yy’ın ortalarına kadar kendi sikkelerini basan ve önemli bir kent olan Priene antik kenti, M.S. 4.yy’da Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesi ile Doğu Roma İmparatorluğu’na dâhil olmuştur. Bir yüzyıl kadar sonra da Ephesos metropolitine bağlı piskoposluk merkezi olmuştur. Artık bu tarihten sonra kent iyice küçülmüştür. Merkezinde kiliseler, şapeller ve bir adet de sinagog bulunmaktadır. 13.yy’da bölgenin Osmanlı egemenliği altına girmesiyle kent terk edilmiştir.
Priene Antik Kenti Kazıları
Antik kent ilk olarak 1673 yılında İzmir’de yaşayan İngiliz tüccarlar tarafından bulunmuş ve tanımlanmıştır. Bu keşif sırasında antik yerleşimin yakınlarındaki köyün adının Sansun olması, antik yerleşimin son dönemlerdeki adı olan Sampson adını koruduğunun bir göstergesidir, bu ad antik kahraman Samsun’dan gelmektedir. Takip eden yıllarda Athena Kutsal Alanı ve kent agorasında İngilizler ve Almanlar tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. 1868-69 yıllarında R. Kekule ve Karl Humann Priene’yi ziyaret ederek yeni bir kazı çalışması başlatırlar. Bu yıllarda çıkartılan eserler Berlin Müzesi’ne götürülmüştür.
Ancak kentin tamamını kapsayan ilk kazı çalışmaları ve araştırmaları 1895-1899 yılları arasında Theodor Wiegand ve Hans Schrader tarafından yapılmıştır. Son dönem kazılar ise Alman Arkeoloji Enstitüsü bünyesinde 1977 yılında başlamış olup günümüze kadar zaman zaman çalışmalar yapılmaya devam edilmektedir. Didim Milet Müze Müdürlüğü sorumluluğundaki kazı çalışmaları Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert başkanlığında yapılmaktadır.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne 2018 yılında alınan antik kentin kazı çalışmalarında kullanılan kazı evi ise özgün bir yapı olarak öne çıkmaktadır. 1895’te Alman arkeolog ekibi tarafından yapılan kazı evi, halen kazı ekibinin kazı sürecinde tam zamanlı kullandığı yapı olarak arkeoloji camiasında ün kazanmıştır. Alman ekiplerin Bergama, Milet ve Didim’deki kazı evleri zamanla yıkılmışken, Osman Hamdi Bey tarafından açılışı gerçekleştirilen ve Alman Arkeolog Theodor Wiegand ve ekibinin kaldığı Priene kazı evi zamana direnmektedir.

Priene Antik Kenti Gezilecek Yerleri Nelerdir?
- Athena Tapınağı: Kentin en dikkat çekici yapılarından biridir. Mimar Pytheos tarafından yapılmıştır.
- Tiyatro: 5.000 kişilik kapasiteye sahiptir. Helenistik dönemin en iyi korunmuş yapılarından biridir.
- Agora: Antik kentin ticaret merkeziydi.
- Demeter Tapınağı: Doğurganlık Tanrıçası Demeter’e ithaf edilmiştir.
- Zeus Tapınağı Bouleuterion ve Prytaneion: Kent meclisinin toplandığı bina ve kentin yürütme heyetinin resmi işyeri.
- Yukarı Gymnasion ve Roma HamamıMısır Tapınağı: M.Ö 3. yüzyıldan sonra Akdeniz Havzası’ndaki bir çok kentte görülen tapınaklardan biridir.
Priene Mimarisi ve Yapıları
Arkeolojik kazılar ve araştırmalar neticesinde antik çağ için örnek oluşturacak şekilde kentin yapılanması, Miletli Şehir Plancısı Hippodamos tarafından planlanmış ve yapılmıştır. Her ne kadar Priene antik kenti için Anadolu’nun ilk ızgara planlı kenti denilse de bu aslında Milet antik kenti için geçerlidir. Hippodamos M.Ö. 479 yılında Milet, Persler tarafından yağmalanıp tahrip edildikten sonra şehrin birbirine dik açılarla hizalanmış sokak ve imar sistemini düzenlemiştir. Literatüre ise bu planlama sistemi ‘ızgara plan’ olarak geçmektedir.
Günümüzde kazılar ve araştırmalar ışığında Priene antik kenti sınırları içinde yer alan yirmi kadar yapı tanımlanabilmiştir. Bu yapıların birçoğu harabe halinde olsa da bir kısmının özellikleri ve planları görülebilmektedir. Aşağıda bu yapıların önemli olanları hakkında genel olarak bilgi verilmektedir.
- Athena Kutsal Alanı:
Priene yeni yerine taşındıktan sonra inşaatına ilk başlanan kamusal yapı Athena Polias Kutsal Alanı’dır. Bu alan ve tapınak Athena Kutsal Alanı olarak da geçmektedir. İnşat çalışmaları M.Ö. 4.yy’in ortalarında başlamıştır. Kutsal alan, kentin merkezinde olmakla birlikte Menderes ovasına hâkim bir durumdadır. Priene antik kenti ızgara planlı yapısına uygun şekilde tasarlanan kutsal alan ve tapınağı yapan kişi Pytheos ismindeki mimardır. Burası ile ilgili en önemli buluntu, tapınağın Büyük İskender tarafından Athena Polias’a adandığını gösteren ve M.Ö.334 yılına tarihlenen yazıtlı ante bloğudur. Tapınağının inşaatı 300 yıl kadar sürmüş ve Roma dönemi içinde bitirilmiştir. Roma döneminde tapınakla birlikte hemen yanındaki sunak Athena ile birlikte İmparator Augustus’a adanmıştır.
- Demeter ve Kore Kutsal Alanı:
Demeter ve Kore Kutsal Alanı, merkezden uzak bir konumda bulunmaktadır. Burada yapılan araştırmalar, kazılar ve buluntular neticesinde bu kutsal alan ve tapınağın Demeter’e ait olduğu belirlenmiştir. Tapınakla birlikte alanda duvarları mermer bloklarla örülmüş dörtgen bir bothros (normal zemine açılan farklı amaçlara hizmet eden çukur) ve girişin iki yanında yer alan rahibelerin lojmanları olarak yorumlanmış olan küçük yapılar bulunmaktadır. Demeter ve Kore Kutsal Alanı, girişin hemen önüne dikildiği anlaşılan iki rahibe heykeline ait yazıtlı kaideler nedeniyle ve M.Ö. 4.-3.yy’a tarihlenmektedir. Bu kaidelerin birinin yazıtında adağı yapan kişinin bir Demeter ve Kore rahibesi olan ‘Eutydemos’un kızı, Eupolis’in karısı Timonassa’ olduğu belirtilmektedir. Ayrıca diğer kaideli heykel de Erken Helenistik dönem heykeltıraşlığı için eşsiz bir örnek teşkil eden giyimli bir Demeter ve Kore rahibesi tasvir edilmiştir. Bugün bu kutsal alanda bulunan heykellerin bir kısmı Berlin Antiken Sammlung’da bulunmaktadır.

- Mısırlı Tanrılar Kutsal Alanı
Bu kutsal alan, Tiyatro Caddesi’nin güneyinde yer almaktadır ve neredeyse bütün bir bloğa yayılmış durumdadır. Günümüze kadar çok az mimarisi kalıntısının geldiği bu kutsal alanın Mısırlı Tanrılar’a ait olduğu bulunan yazıtlardan dolayı kesinleşmiştir. Kutsal alan propylon (anıtsal bir tür geçit), bir stoa ve kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş bir ana yapıdan oluşmaktadır. Ana yapı bir sunak olarak yorumlanmış olsa da araştırmacıların çoğuna göre bir tapınaktır. Tapınak bir yabancı tanrılar kültünü yansıttığı için dikkat çekicidir. Ancak bu durum M.Ö.246-241 yıllarındaki Laodike Savaşı sonrası Anadolu’daki Ptolemaios egemenliği ve Mısır etkisi ile açıklanmaktadır. M.Ö.200 yıllarına tarihlenen Mısırlı Tanrılar Kültü yasa metni yukarıdaki tarihle de örtülmektedir. Ayrıca M.Ö.100 yılına tarihlenen ve Mısırlı Tanrılar Serapis, İsis, Anubis, Harpokrates ve yenilmez Herakles’e adanmış bir de sunak bulunmaktadır. Ayrıca Tanrıça İsis’e ait bir kült de Letoon antik kenti içinde bulunmaktadır.
- Büyük İskender Evi, Aleksandreion
Priene antik kenti batısında bulunan ve diğer Priene evlerinden farklı mimarisi ve buluntuları ile göze çarpan, hemen yakınında bulunan ‘kutsal alan sınırı’ yazıtlı taştan dolayı kutsal ev olarak da literatüre geçmiştir. M.Ö.130 yıllarına ait olan bir yazıtta Moskhion isimli bir hayırseverin ‘İskender Tapınağı’nın tadilatını yaptırdığı aktarılmıştır. Şehir içindeki kültü tanımlanamayan tek kutsal alan olmasından ve içinde bulunan mermer İskender heykelinden dolayı burası, Büyük İskender Evi veya Aleksandreion olarak isimlendirilmiştir. Kutsal alanın içinde birçok figürin ve Büyük İskender’e ait olduğu düşünülen heykel başı ve parçaları bulunmuştur.
- Agora
Kentin merkezinde yer alan agora alanı, Athena Tapınağı ile birlikte M.Ö.4.yy’da planlanmış ve tamamlanması uzun sürmüştür. Agora ve çevresi hakkında günümüzde de kazılar ve araştırmalar sürmektedir. M.Ö.3.yy’ın ilk yarısında güney ve doğu stoaların odaları inşa edilmiştir. Böylece alanın üç yanı ticari faaliyetler için uygun hale getirilmiştir. M.Ö.2.yy’ın ortalarında Orophernes Savaşı sonrası kent tahrip olmuş, dolayısıyla agora da savaş sonrası tekrar tasarlanmış ve inşaat faaliyetleri başlatılmıştır. Agorada çeşitli dönemlere ait birçok heykel veya heykel parçası, heykel kaidesi, adak, anıt bulunmuştur. Örneğin en erken anıtlar Suriye kralları Seleukos I. Nikator ve Antiokhos I. Soter’e atfedilmektedir.
- Tiyatro
Priene antik kenti merkezinin kuzeyinde yer almakla birlikte 6500 kişilik bir kapasiteye hâkimdir. Ayrıca ızgara planlı şehir tasarımına uygun olarak tasarlanmış ve inşa edilmiştir. M.Ö.3.yy’a tarihlenen tiyatro üç bölümden oluşmaktadır: yamaca yaslanmış bir cavea (oturulan bölümler), skene (sahnelenen alan) binası ve her iki bölüm arasındaki orkestra alanı. Alanda bir de M.Ö.200’den hemen sonraya tarihlenen bir sunak bulunmaktadır. M.Ö.150 yıllarında skene binası tekrar düzenlenmiştir. Ayrıca M.Ö.2.yy’dan itibaren de alana çeşitli anıtlar dikilmiştir. Tiyatrodaki en ilginç buluntu konuşmaların süresinin ölçüldüğü kaide biçimli bir su saatidir. Tiyatroda oyun sahnelenmesinin yanı sıra çeşitli festivaller ve halk meclisi toplantıları da yapılmaktadır. Bundan dolayı kentin en hareketli noktalarından biridir.
- Yukarı Gymnasion ve Heroon
Helenistik döneme tarihlenen yapı hakkında fazla bir araştırma ve detaylı kazı henüz yapılmamıştır. Roma döneminde bir hamam ve naiskos (sütunlu küçük tapınak) yapısı eklenmiştir. Alanda ayrıca İmparator Domitianus’un onurlandırıldığı bir yazıt olan heykel kaidesi bulunmuştur. Gymnasion’un kuzeyinde bir de mezar bulunmuştur. Bu mezar Hristiyanlık öncesi dönem için şehir içinde bulunan tek mezar yeridir. Heroon yapısının gymnasionun yakınında olması ve buluntular arasında bronz strigilislerin bulunması, gömülen kişinin gymnasion ile ilgili olabileceğini düşündürmektedir.
- Aşağı Gymnasion ve Stadion
Kentin güneyinde bulunan her iki yapı da, kentin merkezindeki yapılardan daha geç döneme tarihlenmektedir. Yapının planı Vitruvius’un tanımını yaptığı klasik gymnasion şemasına uymaktadır. Yapının girişi batkı tarafındadır ve kuzeyde derslikler ile loutron (yıkanma odaları) ve ephebeion (beden eğitimi vs. yapılan alan) bulunmaktadır. Burada ephebeion yapısı önemlidir, çünkü iç cephesi iki kartlı bir mimariyi taklit edecek şekilde tasarlanmış ve yapılmıştır. Stadion ise gymnasion yapısının doğusunda yer almaktadır. 191 metre uzunluğunda koşu alanı bulunmaktadır.
- Priene Şehir Surlar ve Kapıları
Priene antik kenti çevresini saran sur sistemi arazinin doğal eğiminin sağladığı avantajlardan yararlanacak ve bu avantajları ayrıca pekiştirecek şekilde inşa edilmiştir. Surların bazı kısımları ne yazık ki günümüze kadar gelememiştir. İki km uzunluğundaki sur sistemi ‘testere dişi’ şeklinde düz duvar parçalarından oluşmaktadır. Surların yapımı Klasik Helenistik döneme tarihlenmektedir. Kentin tespit edilmiş üç adet kapısı bulunmaktadır ve ana kapı kuzeydoğu yönündeki Doğu Kapısı’dır. Batıdaki kapıya Batı Kapısı denmekle birlikte, en küçük kapı da sur sisteminin güneydoğusundaki Kaynak Kapısı’dır.
Bunun yanında Priene antik kentinde bulunan diğer yapılar: Kybele Kutsal Alanı, Yiyecek Pazarı, Bouleuterion, Prytaneion, Zeus Olympios Kutsal Alanı’dır.
Ayrıca İlgili Linkler:
Türkiye UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi
Dilek Yarımadası bilgileri
Milet antik kenti bilgileri
Efes antik kenti bilgileri
Ege Bölgesi antik kentleri
Ege Bölgesi fotoğrafları
Priene Kent Merkezi Kamusal Alanlarında Hellenistik ve Roma Çağlarında Kişisel Temsil – Işıl Rabia Işıklıkaya
UNESCO geçici listesi