Sahip Ata Vakıf Müzesi veya Sahip Ata Müzesi, gerek tarihi yapısı, mimarisi ve içinde bulunan tarihi eserleri ve çinileri ile Konya gezilecek yerleri listesi sıralamasında bulunan Sahip Ata Külliyesi (Sahib Ata) içinde yer almaktadır. Selçuklu Devleti’nin ünlü veziri Sahip Ata tarafından yaptırılan külliye yakın tarihte restore edilmiş ve sergilenen eserler ve külliye korunmaya alınmıştır. Yapıldığında hankah, türbe, cami, dergâh, hamam ve çeşme yapılarını barındıran Sahip Ata Külliyesi, özellikle çini sanatı ile günümüzde sadece Konya kenti içinde değil İç Anadolu Bölgesi tarihi yerleri içinde de yer almaktadır.
Ülkemizde Anadolu Selçuklu Devleti döneminden kalan mimari yapılar özellikle Konya başta bulunmak üzere birçok ilde bulunmaktadır. Bu anlamda Sivas dâhil birçok şehrimiz Selçuklu Devleti eserleri anlamında ayrı bir öneme sahiptir. Her ne kadar Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi ile Sivas merkezinde bulunan Gökmedrese ve Konya’da bulunan diğer Selçuklu yapılarına kıyaslanmayacak büyüklükte olsa da Konya şehri için Sahip Ata Müzesi, o dönemin mimarisini anlamak açısından önemlidir.
Sahip Ata Müzesi, Konya Arkeoloji Müzesi’nin hemen yanında bulunmaktadır. Mevlana Müzesi’ne ise yürüme mesafesindedir. Konya gibi tarihi bir kent, doğal olarak müze ve tarihi mekân olarak zenginlik içermektedir. Sahip Ata Vakıf Müzesi binası ve mimari özellikleri de kesinlikle Konya’nın bu özelliğine uymaktadır.
Sahip Ata Vakıf Müzesi fotoğrafları için tıklayınız
Sahip Ata Vakıf Müzesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti 2024
Sahip Ata Vakıf Müzesi giriş ücreti bulunmamaktadır. Kısaca müzesi; külliye, dergâh ve tarihi eserleri gezmek ücretsizdir. Aynı zamanda pazartesi günleri hariç, haftanın her günü 09:00’da açılan müzenin kapanış saatleri ise 17:00’dir.
Sahip Ata Vakıf Müzesi’ni gezmek ise tahmini olarak bir buçuk saat kadar sürmektedir. Özellikle çini sanatı örnekleri, tarihi kilim örnekleri ve tarihi Kuranı Kerim örnekleri konusunda merakınız varsa bu süre biraz daha uzayabilir. Ancak müze yapısında kaçırılmaması veya es geçilmemesi gereken bir nokta ise yapının mimari özellikleri ile iç içe geçmiş olan çini sanatıdır. Müze yapısı özellikleri ve çiniler ve sergilenen eserlerin detaylarına geçmeden önce Sahip Ata kimdir, bu konuda bilgi verelim.
Sahip Ata Kimdir?
Bazı kaynaklarda Sahib Ata olarak geçen kişi Anadolu Selçuklu Devleti’nin son veziri olup Sahipataoğulları (Sahib Ata Oğulları) Beyliği’nin de kurucularının da babasıdır. Tarihte Sahib Ata Fahreddin Ali olarak bilinmektedir. Gerçek ismi ise Ali bin-i Hüseyin el-Hac Ebu Bekr’dir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin en karışık olduğu dönemlerde devletin işleyişinde söz sahibi olmuştur. Onun yaşamış olduğu dönemlerde Anadolu üzerinde Moğol baskıları bulunmaktadır. Ayrıca II. İzzeddin Keykavus, Bizans İmparatorluğu’na sığınmış, IV. Kılıç Arslan (Rükneddin Kılıç Arslan) 28 yaşında öldürülmüş, 1277 yılında Karamanoğlu Mehmed Bey isyanı olmuştur. Kısaca Anadolu yönetim ve siyasi bakımından söz konusu yıllarda istikrarsızlık göstermektedir.
Doğumu hakkında bir bilgi bulunmayan Sahip Ata ismi tarihte ilk olarak 1249 yılında adaletten sorumlu vezir olarak geçmektedir. Aynı yıllarda Cengiz Han’ın torunu olan Batu Han’a elçi olarak gönderilmiştir. 1259 yılında Sultan II. Keykavus (II. İzzeddin Keykavus), İlhanlı Devleti kurucusu olan Hülagü Han’a gitmek için Konya’dan ayrılırken ‘Sahib’ ünvanı vererek saltanat naipliği görevini vermiştir. 1261 yılında ise IV. Kılıçarslan’ın teklifini kabul ederek büyük vezir olmuştur. Selçuklu Devleti’nin iç çekişmeleri sebebiyle 1271 yılında tutuklanan Sahip Ata, 1274 yılında tekrar vezirlik görevine getirilmiş ve 1288 yılında ise İlhanlılar tarafından bu görevinden azledilmiştir. Aynı yıl yaşlılığa bağlı olarak vefat etmiştir. Özellikle türbesindeki iki farklı kitabede ölüm yılı olarak biri 1288, diğeri ise 1285 yıllarını işaret etmektedir.
Sahip Ata’nın hayatı boyunca ilgisini mimarlık cezbetmiş ve bu konuda çeşitli tarihi eserler bırakmıştır. Döneminin iki ünlü mimarı Kölük bin Abdullah ve Kaluyan el-Konevi ile birlikte çalışmıştır. 1249 ile 1271 yılları arasında Sivas Gökmedrese ve Sahip Ata Külliyesi başta olmakla birlikte dokuz mimari yapıya imza atmıştır. Ayrıca birçok mimari yapının yapımı için de bağışlarda bulunmuştur. Sahip Ata Vakfiyesi’nde sadece Konya’da 2 kapı, 4 çarşı, 2 imaret, 2 cami, 3 mahalle, 1 yöre ve 24 köy ismi geçmektedir.
Sahip Ata Vakıf Müzesi Külliyesi Yapıları
1258 yılında kendisi tarafından yapımına başlanan Sahip Ata Külliyesi, türbe kısmına yapılan ilavelerden dolayı 1283 yılında bitirilmiştir. Aslında söz konusu bu yapıların tam olarak yeni mi yapıldığı ya da eski bir yapının üzerine yenilenerek mi yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. İbrahim Hakkı Konyalı, ‘1276 yılında kayıp ettiği oğlu veya oğulları için cami mihrabı önünde bir türbe yaptırmıştır’ ifadesini kullanmış olsa da konu çok net değildir.
Alaeddin Tepesi’nin güneyinde bulunan Külliye yapısı Furgandede Mahallesi içindedir. Selçuklu dönemi Konya şehir surlarının dışında Larende kapısı karşısında olmasından dolayı burası Larende Camii olarak da adlandırılmaktadır. Ayrıca yerel kaynaklarda Energe Camii veya külliye yapılarının güneyindeki hankahtan (Hankah, İslam literatüründe tarikat yapılarına denilmektedir) dolayı Henergah Camii olarak da geçmektedir.
Sahip Ata Külliyesi’ne 1279 yılında yaptırılan ve yapının doğusunda olan büyük bir taçkapıdan girilmektedir. Taçkapı arkasında ise tonozlu bir geçit bulunmaktadır, buradan külliyenin orta mekanına girilir. Orta mekan sekiz köşeli olup ortasında da sekizgen ufak bir havuz bulunmaktadır. Girişin karşısında ve diğer iki cephede olmak üzere toplamda üç adet eyvan bulunmaktadır. Mihrap, bu üç eyvanlı yapının güneyindeki eyvandadır. Eyvanların her bir kenarında ise diğer bölümlere açılan kapılar mevcuttur. Bu bölümlerden biri türbe olmakla birlikte diğer bölümlerde de dönemin çini ve diğer tarihi eserleri sergilenmektedir.
Sahip Ata Külliyesi Türbesi
Sahip Ata Türbesi bölümü hemen kuzey yanındaki Sahip Ata Camii duvarına bitişik durumdadır. Türbe yapısı hankah yapısından biraz yüksekte olduğu için kısa bir koridor sonunda birkaç basamak ile çıkılmaktadır. Hankah bölümünün girişine göre sağ tarafında kalmaktadır. Türbe bölümünün ne zaman yapıldığı bilinmese de veya yapılış kitabesi günümüze kadar ulaşamamış olsa da türbe kemerinin cephesindeki bir başka kitabeden 1283 yılında yenilendiğine dair bilgi bulunmaktadır. Ancak bu kitabede kimin tarafından yenilendiğine dair bir bilgi mevcut değildir. Türbe bölümü çini bezemeli geniş ve büyük bir sivri kemerle ikiye ayrılmıştır. Sandukaların olduğu kubbeli bölümün iç çevresinde çini kaplı Türk üçgeni kubbe geçişi göze çarpmaktadır. Diğer bölümde ise tavan kısmı ahşap kaplamadır.
Sandukaların olduğu bölüm ‘kübik gövde üzerinde kubbesi olan türbeler’ sınıfına girmektedir. Selçuklu dönemine ait bu şekilde detaylı ve çini sanatının tüm işlevselliğini gözler önüne seren bir başka türbe yoktur. Türbede toplamda altı adet yaldızlı çini işleriyle bezenmiş sanduka bulunmaktadır. En büyük sanduka Sahip Ata’ya aittir. Diğer beş sanduka ise Taceddin Hüseyin bey (oğlu), Nasreddin bey (oğlu), Melike Hatun (kızı), Şemseddin Mehmet (torunu)’e aittir. Son sandukanın ise aileden birine ait olduğu düşünülmektedir.
Sahip Ata Vakıf Müzesi Çinileri
Sahip Ata Vakıf Müzesi’ni değerli kılan ve bir sanat eseri haline getiren yegâne malzeme yapının neredeyse her yanında görülebilen çini işleridir. Kubbesinden duvarlarına, kemerlerinden sandukalarına kadar zengin çinilerle işlenmiş yapı döneminin bu özellikteki tek yapısıdır. Çinilerde sülüs, makıli ve kufi biçimindeki yazılar neredeyse her yanda görülebilir. Ayrıca bitki ve yaprak kompozisyonlu ve geometrik şekilli çiniler de zengin olarak bulunmaktadır. Kabartma çinilerin de kullanıldığı yapıda özellikle bu tür çiniler kitabelerde bulunmaktadır. Bilindiği üzere lacivert üzerine beyaz kabartma yazılar Selçuklu dönemi çiniciliğinde önemlidir. Sahip Ata Müzesi içinde görülecek tüm çini teknikleri kısaca Selçuklu dönemi çini sanatı detaylarını anlamaya yardımcı olmaktadır.
Hankah denilen yapının üç eyvanının duvarları yerden iki veya üç metreye kadar altıgen formlu tek renk turkuaz sırlı çini plakalarla kaplanmıştır. Ancak 2005 yılında yapılan restorasyon çalışmalarında bazı özgün çinilerin yerine benzer olsa da farklı çiniler konulmuştur. Söz konusu sonradan konulan çiniler özgün çinilerden ayırt edilmektedir.
Güneydeki eyvanda bulunan mihrabın kemer köşelerinde de tek renk turkuaz sırlı altıgen çini plakalar mevcuttur. Ayrıca eyvanların kenarlarındaki kapıların üzerlerinde pencere alınlıklarında mozaik tekniği ile yapılan çiniler bulunmaktadır.
Türbe yapısı içinde bulunan duvardaki çiniler, koridordaki çiniler ise birbirinden göz alıcı güzellikle ve renktedir. Sadece sandukaların üzerindeki çini işleri değil, türbe kapısı üzerindeki çiniler, kubbe duvarlarında bulunan çiniler, ayrıca türbe bölümünü ikiye ayıran sivri kemerin üzerindeki çiniler de araştırılmaya değer çeşitli geometrik şekilleri barındırmaktadır. Özellikle kubbe kasnağında bulunan Besmele ve Al-i İmran suresinin bazı ayetlerini yansıtan çini bordür kufi yazısının zenginliğini gözler önüne sermektedir.
Sahip Ata Müzesi Eserleri
2006 yılında Sahip Ata Vakıf Müzesi olarak ziyarete açılan yapı Selçuklu dönemi, Beylik dönemi ve Osmanlı dönemi olmak üzere bu dönemlere ait çeşitli eserleri; el yazmalarını, kilimleri, seramik, çini işleri, taş ve alçı ile ahşap eserleri barındırmakta ve sergilemektedir. Konya, Karaman, Aksaray şehirleri içindeki tarihi camilere ait tarihi eser niteliği olan ahşap işi oymalar özellikle görülmeye ve inceleme yapmaya değer eserlerdir. Özellikle bir hırsızlık olayı sonucunda Sahib Ata Camii kapısı kanadı da buraya getirilmiştir. Caminin şimdiki yerinde olan kapısı yakın zamanda yapılmıştır.
Sahip Ata Vakıf Müzesi içinde sergilenen diğer eserler arasında, Alaeddin Camii’nden getirilen 17-18-19.yy’a ait halı ve kilim örnekleri ile Lâdik seccadeleri bulunmaktadır. Ayrıca farklı hattat ve müzehhiblerin elinden çıkmış olan el yazmaları ve Kuran’lar, tefsirler yine sergilenen eserler arasında bulunmaktadır. Ana holde ise farklı dönemlere ait şamdanlar, buhurdanlıklar, şifa tasları, kandiller bulunmaktadır. Değişik vakıf camilerinden getirtilen şamdanlar pirinç ve bakırdan oluşmakla birlikte dövme tekniği ile yapılmıştır.
Müzenin çeşitli yerlerinde arşiv vesikaları ve hat levha eserleri görülmektedir. Bunlar üzerinde ayetler, hadisler, Hz. Muhammed ile Mevlana’nın isimleri yazılıdır. Arşiv vesikaları örneklerinde ise Sultan III. Selim ve Sultan Abdülaziz’in tuğralarının yer aldığı vakfiye, ferman ve beratlar yer almaktadır.
Sahip Ata Vakıf Camii Taçkapı Özellikleri
Sahip Ata Vakıf Müzesi arazisi içinde olan Sahip Ata Camii taçkapısı tek minaresi ile dönemine özgün bir yapı niteliğindedir. Yapılan çalışmalar neticesinde kapının iki minaresinin olmadığı belirlenmiş ve bu haliyle iki minareli taçkapıya geçiş formu olarak değerlendirilmektedir. Sahip Ata Camii mimarı kitabeye göre Kölük bin Abdullah’tır.
1570 yılına kadar iki defa yangın geçiren cami söz konusu tarihte ciddi bir onarım görmüştür. 1825 yılında Konya naibi Mevlana es-Seyyid Mehmed Tahir, yapının harap durumda olduğunu padişaha bildirmesiyle yapıda keşif ve çeşitli onarımlar yapılmıştır. 1848 yılında hankah, türbe, hamam ve buzhane tekrar onarım görmüştür. Günümüzdeki cami ise 1871 yılında inşa edilmiştir. 1964 yılında Haluk Karamağaralı tarafından arazide sondaj çalışması yapılmış ve çıkan sonuçlarda tekrar yapılan caminin, orijinal camiye göre daha küçük olduğu tespit edilmiştir. 1974 yılında da Ömer Yörükoğlu tarafından bir sondaj çalışması daha yapılmış ve bu çalışmada birçok seramik buluntusu, çini parçaları bulunmuştur. Ayrıca bu sondajda taçkapının eşiğinin orijinal kotunda olduğu da tespit edilmiştir.
Sahip Ata Camii, on iki ahşap direkle taşınan bir tavana sahip olup kıble duvarına dik beş sahından oluşan kare planlıdır. Kıble duvarı ortasında bir kısmı zemine gömülü mozaik çini tekniğinde yapılmış mihrap bulunmaktadır. İlk caminin üzerine yapılan ve daha küçük olan günümüz camisi sonrası taçkapı ile cami girişi arasında bir avlu oluşmuştur. Sahip Ata Camii taçkapısı, bugün tek başına ve bir minaresi ile ayakta durmaktadır.
Her iki yanı ana hatlarıyla simetrik olarak tasarlanan taçkapı, yazı şeridi, geometrik şeritler ve düğümlü silmelerden olan dikdörtgen çerçevelere sahiptir. Taç kapının batı kısmında on altı yivli gövdeye sahip sırlı tuğla süslemeli tek minare bulunmaktadır. Yapı bu şekilde Anadolu Selçuklu mimarisinde 13.yy ikinci yarısından itibaren görülen çifte minareli taçkapı tasarımın en erken tarihli örneği olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca İlgili Kaynaklar:
İç Anadolu Bölgesi tarihi yerleri
İç Anadolu Bölgesi fotoğrafları
Sahip Ata Bilgileri
Sadi Bayram – Ahmet Hamdi Karabacak – Sahip Ata’nın Konya İmaret ve Sivas Gökmedrese Vakfiyeleri
Arş. Gör. Dr. Mine Erdem – Konya Sahip Ata Hankahı’ndaki Çiniler