Blaundus antik kenti gerek tarihi gerekse yapıları ve mimarisi ile Anadolu’da bulunan en ilginç antik kentlerden biridir; Ege bölgesi antik şehir ve tarihi yerleri içinde Uşak kenti sınırları içindeki Blaundus antik kenti özellikle astronomi fotoğrafçılığını sevenler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir. Blaundus antik kenti, bir vadiye doğru uzanan yarımada şeklinde bir yükseltiye kurulmuştur, kentin üç tarafını Anadolu’nun en büyük kaya mezarı topluluğunun bulunduğu vadi çevreler. Bu vadi, Ulubey kanyonuna dahil olmakla birlikte vadinin diğer adı Büyük Uşak Kanyonları olarak da geçmektedir.
Uşak kenti ile ilgili gezilecek tarihi yerler hakkındaki tüm bilgileri bulabileceğiniz Uşak sayfasını okuduğunuzda aslında Uşak ilinin tanıtılmamış birçok tarihi kültür alanı, antik şehir, müze ve ören yeri barındırdığını görebilirsiniz. Literatürde Makedonyalı kent olarak da geçen Blaundus antik kenti, Uşak’tan yola çıkarsanız sadece 43 km kadar bir mesafede bulunmaktadır. İnay köyü’nden sonraki tren istasyonunu geçtikten sonra yolun sağında kahverengi tabelası mevcuttur.
Antik kent bekçilerinden Ahmet bey eğer burayı ziyaret ederseniz size Blaundus’u gezmeniz ve bilgi alabilmeniz için yardımcı olacaktır. Aynı Parion antik kenti girişindeki görevliler gibi işlerini severek ve hakkıyla yapan Ahmet bey size her konuda yardımcı olacak ve bilgilerini kesinlikle esirgemeyecektir. Özellikle kazı başkanının ve ekibinin yanında kazı sezonunca bulunan, tüm bilgileri özümseyen ve daha sonraki zamanlarda da alana bekçilik ve ziyaretçilere rehberlik yapan Ahmet bey’in alana bağlılığı takdire şayandır.

Blaundus Antik Kenti Giriş Ücreti ve Ziyaret Bilgileri 2025
Çok şaşıracak olsanız da Blaundus antik kenti giriş ücreti bulunmamaktadır. Bunun henüz neden olduğunu bilmesek de giriş ücreti yoktur. Ancak antik kente girişler 15 Nisan – 2 Ekim arası 09:00 ve 17:00 arası ile 3 Ekim – 14 Nisan arası 08:00 – 17:00 saatleri arasında olmaktadır.
Antik kentin her hangi bir yerinde kafeterya veya müze mağazası gibi bir yapı olmadığı için buraya gelirken yanınıza özellikle su almanızı önermekteyiz. Her ne kadar Sülümenli köyü karşısında olsa da, buradan köye gitmek de zaman alacaktır. Yaz mevsiminin sıcak günlerinde kendinizi rahat hissetmeniz ve sıcaktan bunalmamanız için öğle saatlerinde Blaundus antik kentine gelmemelisiniz. Çünkü etrafta dinlenebileceğiniz, gölgesinde duracağınız bir ağaç da bulunmamakta. Ancak dediğimiz gibi günün diğer saatlerinde burayı ziyaret edecekseniz yanınıza kesinlikle su, şapka veya şemsiye almayı ihmal etmeyin. Eğer şanslıysanız ve sizden başka alanı gezen yoksa, rehberiniz size alandaki bekçi kulübesi olan konteynerin gölgesinde çay ikram edebilir:)
Ege bölgesi gezilmesi gereken tarihi yerler ve antik şehirleri arasında ücretsiz olan başka bir yer var mı acaba?
Blaundus antik kenti fotoğrafları için tıklayınız
Blaundus ya da Blaundos Ne demek ve Adı Nereden Geliyor?
Uşak kent sınırları içindeki ‘Blaundus’ ya da ‘Blaundos’ isminin Luvi dilinden geldiği düşünülmektedir. Anlamının da ‘Asması bol, Asmalı’ olduğu öne sürülmektedir. Ayrıca Grekçe’de ‘tepe’ anlamındaki bir kökten de türetildiği kabul edilir. Zaten Blaundus antik kentinin bulunduğu konuma da bu kök uygun düşmektedir. Tarihi kayıtlar, sikkeler ve yazıtlar gibi kaynaklar araştırıldığında buranın adının farklı farklı yazıldığı görülmektedir. Helenistik dönem sikkelerinde Blaundus, ‘Mlaundos’ olarak geçmektedir. Roma dönemi sikkelerinde ise kentin ismi ‘Blaundeon’ olarak geçmektedir. Ünlü coğrafyacı Strabon, Frigya bölgesinin sınırında Blaudos isimli bir Lidya kentinden bahsetmiştir. M.S. 2.yy’da ise Batlamyus (İskenderiyeli Ptolemaios) enlem ve boylam dereceleriyle Blaundus kentinin tam olarak yerini vermiştir.
1482 yılında İtalyan bilimci Francesco Berlinghieri, yaptığı çalışmada kentin adını ‘Blaendro’ olarak göstermiştir. Bu tarihten günümüze kadar Blaundus antik kenti, Bleandro, Blandirus, Bleandrus gibi isimlerle gelmiştir.
Blaundus Antik Kenti Keşfi
1833 yılında İngiliz F. V. J. Arundell, Blaundus antik kentinin gravür ve çizimlerini yapmıştır. O tarihlerde bulunan sikkelerden yola çıkarak bu antik kentin hangi kent olduğunu anlamaya çalışmıştır. Yaptığı çalışmalar neticesinde kentin Klanudda antik kenti olduğunu öne sürmüştür.
1835 yılında ise W. J. Hamilton burayı ziyaret ederek bir yazıt bulur. Bulduğu yazıtta ‘Blaundeon Makedonon’ yazmaktadır. Yani yazıtta Makedonyalı Blaundoslular yazmaktadır. Araştırmaları sonucunda kentin Blaundus antik kenti olduğu ortaya çıkar. 1881 yılında İskoç W. M. Ramsay bölgeye gelir ve kente giden yolun artık fark edilemez olduğunu çalışmalarına ekler.
1894 yılında bölgeye gelen Alman K. Buresch, Blaundus kenti taşlarının yakınlardaki bir köyde kışla yapımı için kullanıldığını bildirir.

Blaundos veya Blaundus Antik Kenti Kazıları
Blaundus ya da Blaundos antik kenti bölgesinde ise sadece 1995 yılında, Uşak Müzesi’nin yaptığı altı haftalık bir kazı çalışması yapılmıştır. Bu kazı çalışması antik kentte yapılan ilk kazı çalışmasıdır. Bu kazıda Ceres Tapınağı veya Demeter Tapınağı olduğu bilinen yapı kazılarak yapının blokları meydana çıkartılır.
Alman A. Filges 1999, 2000 ve 2002 yıllarında burada yüzey çalışması gerçekleştirir. Bu araştırmalar çok geniş kapsamlıdır ve 2006 yılında yayımlanır. 2016 yılında Blaundus antik kentinde kazı ve restorasyon çalışmalarına hazırlık olarak, çevre düzenleme çalışmasından bitki temizleme çalışmasına kadar bir dizi çalışma gerçekleştirilir.
2018 yılının kazı sezonunda ise Uşak İl Genel Meclisi ve Ulubey Kaymakamlığı desteği ile kazı çalışmaları tekrar başlamıştır. Bu kazı çalışmalarında yer seviyesinin iki metreye yakın bir mesafesinde ana cadde seviyesine kadar inilmiş ve kanalizasyon sisteminin bir kısmı ortaya çıkartılmıştır. Kazılar günümüzde de yapılmaktadır.
Blaundus Antik Yapıları
Blaundus Kapısı
Uşak antik kentleri içindeki Blaundus üç tarafı oldukça derin bir vadinin üzerine kurulmuştur. Bir yarımada biçiminde olan antik kente kuzey yönündeki büyük kısmı ayakta olan bir kapıdan girilmektedir. Şehrin etrafı surlarla çevrilmiş olmasına rağmen bu surlar günümüze kadar gelememiştir. Ancak kapının etrafında bu savunma surlarının kalıntılarının çok azını görebilmek mümkündür. Blaundus antik kentindeki bu kapı dışı kesme taştan içi moloz dolguludur. Kapının her iki yanında kulelerinin olduğu düşünülmektedir.

Şehir Merkezi
Kent merkezi doğu batı yönünde her iki tarafında dorik portikolu geniş ana caddeli ve bu caddeyi dik kesen dar sokaklarıyla ızgara planlıdır. Özellikle ana caddenin aynı yönde 23 derecelik sapma yapması kent merkezinin tasarlanırken mimari olarak ne denli önemle yapıldığının göstergesidir. Romalı ünlü mimar Vitruvius’un gerek iklim koşullarının gerekse kentlerde yaşayanların bu açılarla oluşan bir kentte yaşamasının önemini vurguladığı bilinmektedir.
Antik Tiyatro Binası
Blaundus antik kenti tiyatro binası, tepenin yamacına yapılmış ancak günümüze kadar sağlam kalamamıştır.
Ceres Tapınağı (Demeter Tapınağı) ve Blaundus antik kenti
İon düzeninde Ceres tapınağı veya Demeter Tapınağı’nın da çok az bir bölümü günümüzdeki kazılarla görülebilmektedir. Tapınak 2 metre yüksekliğindeki bir podyum üzerindedir. Etrafı portikoyla çevrilmiş olarak 38 metre x 63 metre ölçülerindedir. Bu Blaundus antik kentindeki iki bilinen tapınağından biridir. Ceres tapınağını gezerken CERES yazılı ve tanrıça Demeter (Ceres) betimli bloklarını görebilirsiniz.
Blaundus antik kenti girişinde kapının dışında yani kuzey tarafında bir tapınak daha bulunmaktadır. Tapınak yapısı günümüze kadar gelememiş olsa da yanında olan on dört kemerden sadece bir tanesi, kemer bölümü ayakta olarak günümüze kadar gelebilmiştir. Kemerin, kente su taşıyan kanalın kemeri olduğu düşünülmektedir.
Blaundus Kamu Binası
Hani Blaundus diye arattığımızda özellikle astronomi fotoğrafçıların çektiği karelerde gördüğümüz ilginç bir yapı vardır. İşte o yapı Blaundus kamu binası olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu yapının günümüze kadar ayakta kalan kalıntıları Blaundus antik kentinin simgesidir. Aslında blok taşlardan meydana gelen masif bir duvarın statik açıdan nasıl bu şekilde boşluklu ayakta durabildiği de ayrı bir sorudur.
Buradaki yuvarlak olan ve sadece çok az kısmı ayakta kalan kamu binası İngiltere’deki Stonehenge Tarih Öncesi Anıtı‘nı anımsatmaktadır.

Blaundus Stadyumu
M.S. 1.yy’da inşa edilmiştir ve kuzey güney yönünde yapılmıştır. 140 metre x 37 metre boyutlarındadır ve yamaca kurulmuştur. Bu yüzden izleyici koltukları tek yöndedir.
Blaundus Kaya Mezarları
Antik kentin üç tarafındaki vadinin yamaçlarında 2, 10 ve 12’li kaya mezarları bulunmaktadır. Kaya mezarları tonozlu yapıda olup, nişli odalar ve sabit lahit biçimindedir. Bu zamana kadar define avcıları buralara çok zarar vermişlerdir. Ayrıca kaya mezarlarının duvarlarında kırmızı, yeşil ve mavi renklerde birçok bitki ve hayvan motifi bulunmaktadır.

Blaundus Antik Kenti Tarihi
M.Ö. 333 yılında Makedonyalı Büyük İskender, Batı Anadolu topraklarında Perslerin hakimiyetine son verir ve Frigya bölgesi valisi olarak generallerinden I. Antigonos Monophtalmos’u atar. Büyük İskender M.Ö. 323 yılında Babil’de öldüğünde topraklar generaller arasında paylaşılır ve bu bölge de aynı komutanın idaresinde kalır.
M.Ö. 301 yılında Afyonkarahisar yakınlarındaki İpsos savaşında Antrigonos ölünce Anadolu’nun büyük bölümü yine Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos’un yönetimine geçer ve 20 yıl kadar bu şekilde kalır.
Blaundus kentinde bulunan ‘Makedonyalı Blaunduslular’ yazıtına dayanılarak Blaundus kentinin de M.Ö. 4.yy’ın son yıllarında veya M.Ö. 3.yy’ın ilk yıllarında kurulduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte bir kısım araştırmacı ve tarihçiler de farklı düşünmektedir. M.Ö. 281 yılında yapılan Kurepedion savaşı ile M.Ö. 188 yılındaki Apameia barışına kadar olan zaman diliminde bölgeye Seleukoslular hakimdir ve kentin de Seleukos içindeki Makedon kökenlilerin kurduğu bir koloni kent olduğu düşünülmektedir.
Blaundus kenti Pergamon Krallığına Bağlı
Apameia barışı dahilinde Makedonyalı Blaundus kenti Bergama Pergamon krallığı yönetimine girer. M.Ö. 133 yılında Roma imparatorluğunun Anadolu’ya hakim olmasıyla da Romalılar kentte artmaya başlar. Roma döneminde kent popülerliğini artırır ve imar çalışmaları başlar. Tapınaklar yenilenir, yeni yapılar kenti geniş bir alana yaymıştır.
Bizans ve Doğu Roma imparatorluğu zamanında ise kente bu kadar önem verilmez. Nispeten biraz daha az nitelikli binalar veya yapılar yapılır. Bu zamanda yapılan yapılar veya eserler Roma dönemindeki yapılardan alınan malzemelerle yapılmıştır. Blaundus kenti 9.yy’dan 12.yy’a kadar nüfusunu kaybetmeye başlar. Kent zamanla kimsenin yaşamadığı bir yer haline gelir.
Blaundus Hakkında İzlenimlerimiz
Uşak kenti bize göre keşfedilmesi gereken ama henüz keşfedilmemiş bir kent. Gerek Uşak ilinin içinde gerekse kentin çevresinde o kadar çok kültürel miras alanı var ki şaşırmamak elde değil. Blaundus antik kenti de bu alanlardan birisi. Ancak biz antik kenti ziyaret ettiğimizde gördük ki, buradaki tarih işini iyi ve layıkıyla yapan Ahmet bey ve diğer bekçilerimize emanet. Oysa antik kentin korunması için çok daha fazla şeye ihtiyaç var.
Biliyoruz ki buradaki antik kenti korumakla mükellef olan görevliler burada olduğu sürece define avcılarına engel olmakta. Ancak tarihin korunması için kesinlikle daha fazla önlem alınması gerekmekte.
Ayrıca İlgili Kaynaklar:
Uşak antik kentleri ve gezilecek yerleri
Blaundus antik kenti fotoğrafları
Ege bölgesi tarihi yerler ve antik kentler
Ege bölgesi tarihi şehir antik kent fotoğrafları
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Blaundus antik kenti bilgileri