Malatya ilinin Arapgir ilçesi sınırları içinde bulunan Onar Köyü, Doğu Anadolu bölgesinin en önemli tarihi yerleşimlerinden biri olsa da güzergâh veya rota olarak biraz sapa kaldığı için pek gidilmeyen köylerden biridir. Buna rağmen son yıllarda Arapgir ilçesi içerisinde Fotokamp (Uluslararası Malatya Fotokamp) aktivitesi nedeniyle de daha geniş bir alana ismini duyuran Onar Köyü tarihi alanlarını ve kaya mezarlarını dileriz vandalizme kurban etmez. Özellikle Anadolu’nun bilinen en eski Cemevi’ne ve Roma Dönemi kaya mezarlarına sahip olan Arapgir Onar Köyü, kahverengi ve sarı renk tonlarına sahip toprakların, ovaların tam ortasında adeta bir vaha gibi yeşillikler içerisinde ziyaretçilerini beklemektedir.
Eğer Doğu Anadolu bölgesi tarihi yerler, şehirler ve antik kentler ile ilgili bir rota belirleyecek olursanız kesinlikle Onar Köyü’nü de güzergâhınıza dâhil etmelisiniz. Köyün hemen yanındaki yamaçta bulunan Roma Dönemi’ne ait kaya mezarları hakkında bir iki araştırma yapılmış olsa da detaylı bir çalışma henüz yapılmamış ve korunmaya alınmamıştır. Köyde yaşayanlar kendi imkânları ile bu tarihi kaya mezarlarına sahip çıkmaktadır.
Onar Köyü özellikle Anadolu’nun en eski Cemevi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde köyde iki Cemevi bulunmakta ve bunlardan birisi modern bir bina iken, diğeri ise oldukça eski olan ve uzun bir koridor ile girilen tarihi Büyükocak Cemevi’dir. Her iki Cemevi de ibadete açıktır ve içlerinde aynı zamanda tarihi eşyalar ve giysiler bulunmaktadır. Ayrıca modern Cemevi binasında ise civarda bulunan Göktürkçe yazılı mezar taşları ve çeşitli antik eşyalar sergilenmektedir.
Onar Köyü Tarihi Cemevi ve Kaya Mezarları fotoğrafları için tıklayınız
Malatya Arapgir Onar Köyü Yolu Nasıldır ve Nasıl Gidilir?
Fırat Nehri üzerindeki Keban Barajı’nın kollarından birine yakın bir mevkide olan Onar köyü, Malatya ilçesi Arapgir sınırları içinde olsa da adeta Malatya, Elazığ, Tunceli ve Erzincan illerinin kesiştiği noktaya daha yakın bir konumdadır. Uzun tarlaların ortasında dar ve bir kötü bir asfalt sonrasında güleç ve keyifli insanların bulunduğu Onar Köyü’ne gitmek ve köy çevresi ile içerisindeki eserleri görmek gerçekten keyif vericidir.
Sivas Divriği ve Erzincan Kemaliye’den Onar Köyü’ne gitmek için öncelikle Arapgir’e gitmek gerekmektedir. Kemaliye Arapgir arasındaki yol, Fırat nehri boyunca tehlikelidir. Özellikle Ocak Köyü’ne yaklaştıkça yol çok tehlikeli virajlarla devam etmektedir fakat manzara da bir o kadar nefes kesicidir. Ocak Köyü de ayrıca bir başka Alevi köyü olup kesinlikle gidilmesi gereken tarihi yerlerdendir. Arapgir’e yaklaştıkça yol düzleşmekte ve daha rahat araç sürülmektedir. Anadolu Selçuklu eseri olan ve dünyada başka bir benzeri olmayan Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi’ne sahip olan Divriği ile Arapgir yolu arası ise nispeten daha rahat yoldur.
Elazığ ile Onar Köyü arasındaki yol, düz olduğu kadar dar bir asfalt yoldur ve aşağıda açıklayacağımız şekilde dikkat edilmesi gerekli bazı noktalar mevcuttur. Elazığ yolunda olduğu gibi, Malatya ile Onar Köyü arasındaki yol da gayet düz bir yoldur. Peki, Onar Köyü yolunda nelere dikkat edilmesi gerekmektedir? Eğer yaz mevsiminde seyahat edecekseniz yanınıza kesinlikle su almalı ve mümkün olduğunca kısa molalar vermelisiniz, yaz mevsiminin en yakıcı sıcaklarını yaşamanız mümkün. Yazın karasal iklimin hâkimiyetinde olan bölgede seyahat gerçekten zor olabilmekte ve insana bir yalnızlık hissi vermektedir. Alabildiğine mavi bir gökyüzü altında sarının her tonuyla yolda olmak enfes bir duyguyu da beraberinde getirmektedir: dinginlik.
Arapgir Onar Köyü Tarihi Cemevi: Anadolu’nun İlk Cemevi
Bir Alevi köyü olan Onar Köyü girişindeki modern Cemevi binasından farklı olarak köy içinde evlerin arasında Anadolu’nun bilinen ilk Cemevi olan Büyükocak Cemevi bulunmaktadır. Anadolu’nun en eski Cemevi olan Büyükocak Cemevi, dışarıdan görünmeyecek bir şekilde yapılmış olup, koridor biçimindeki girişi hariç bu özelliğini neredeyse hala korumaktadır. Her yıl 5000 kişinin ziyaret ettiği 1244 yılında yapılmış olan Cemevi tarihçesi hakkındaki bilgileri anlamak için Onar Köyü tarihine göz atmak gerekmektedir.
Arapgir Onar Köyü Tarihçesi ve Büyükocak Cemevi Tarihi
Araştırmacı İsmail Kaygusuz’un çalışmalarına göre Onar Köyü tarihini üçe ayırmak gerekmektedir; bunlar Neolitik ve Kalkolitik yerleşmeleri barındıran Prehistorik (tarih öncesi) dönem olan Neolitik ve Kalkolitik çağlar (M.Ö.8000 ile 3000), Helenistik, Roma ve Bizans dönemi ve son olarak Selçuklu dönemidir. Günümüzde Prehistorik döneme ait çeşitli eşyalar ile Helenistik, Roma, Bizans dönemine ait olan mezar taşları ve diğer eşyalar köydeki modern Cemevi içinde sergilenmekte ve korunmaktadır.
Onar Köyü’nün temelleri Şeyh Hasan Onar’a kadar gitmektedir. Şeyh Hasan Onar aynı zamanda Onar Dede veya Sultan Onar isimleriyle de tarihte bilinmektedir. Bağdat Abbasi Halifesi tarafından Selçuklu Sultanı’na gönderilen elçi heyetini oluşturan döneminin âlimleri arasındadır. Onar Dede, aynı zamanda yapılan çalışmalara göre Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın başkomutanı İsfahan emiri Onar Bey (Onar Beg)’in damadı Sultan Alparslan’ın torunlarındandır.
Onar Dede, Anadolu’ya ilk 1205 yılında Bağdat Halifesi’nin Konya Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev’e gönderdiği heyetle gelmiştir. Bu heyet içinde Ahi Evren, Evhadüddin Kirmani gibi İslam bilginleri bulunmaktadır. Onar Dede denilen Şeyh Hasan Onar’ın Irak bölgesinden Anadolu’ya ikinci gelişi ise oymağı ile birlikte birkaç yıl sonra yerleşmek amacını gütmektedir ve amacı Anadolu’yu yurt edinmektir.
Onar Dede ve Bayat Boyu
Onar Dede’nin, Oğuz Türkleri’nin 24 boyundan biri olan Bayat Boyu’na mensup olduğu düşünülmektedir. Çünkü Onar Dede mezarlığında Bayat Boyu damgasının bir çeşidi bulunmuş olup, damgada Göktürkçe üç harften oluşan ‘Neng ölesi’ yani ‘her şey fanidir’ yazdığı Ön-Türkçe uzmanları tarafından belirlenmiştir. Bugün bu mezar taşı ve buna benzer diğer mezar taşları diğer Cemevi içinde bulunmaktadır.
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’den yaklaşık olarak 30 yıl kadar önce Anadolu’ya gelmiş olan Hasan Dede, 1220’li yılların başında günümüzdeki Onar köyünün bulunduğu yere gelmiş ve zaviyesini kurmuştur. 1224 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat zamanında, Selçuklu Malatya Emiri’nden vakıfname alınarak yerleşim alanının sınırları belirlenmiş ve günümüzde Büyükocak Cemevi ismini alan zaviye resmiyet kazanmıştır. Bilindiği gibi Ocak kelimesi anlam olarak Alevi inancında da ayrı bir öneme sahiptir. Ayrıca yapılan son araştırmalara göre Onar Dede, Hz. Ali’nin soyundan gelmektedir. Bugün, 1224 yılında yapılan bu Cemevi içinde tarihi nitelikte az sayıda tarihi eser; 200 yıllık Kuran ve Osmanlı dönemi Türkmen elbiseleri ile 800 yıllık derviş çantası gibi eşyalar bulunmaktadır.
Anadolu’nun En Eski Onar Köyü Cemevi Mimari Özellikleri
Cemevleri, bilindiği gibi Alevi insanlarımızın ibadethanesidir ve bu ibadethanenin öğelerini meydana getiren unsurlar, çeşitli dini ritüel ve ihtiyaçlardan kaynaklanmaktadır. Bu tanıma Onar Köyü Cemevi de uymaktadır. Öyle ki yapıldığı tarihte ve sonrasında gizlenme ve cem ayinlerini daha rahat yapmak isteyen Aleviler de Büyükocak Cemevi’ni bu sisteme uygun olarak şekillendirmişlerdir.
Anadolu’nun ilk Cemevi olan Büyükocak Cemevi girişi uzun bir koridor biçimindedir. Bu koridor 20 metre kadar uzunluğunda olmakla birlikte bunun bir de anlamı vardır. Koridor aslında beş kapıdan meydana gelmektedir. Bu kapılar Şerait, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarıdır. Son olarak ise Cümle kapısı içinden Cemevi’nin ana yapısına girilmektedir.
Kırlangıç Çatı ya da Tüteklikli Örtü
Cemevi’nin ana yapısı 12×14 metre kare planlıdır, dışarıya hiçbir açıklığı olmayan kapalı bir mekândır. Çatısı, ‘kırlangıç çatı’ ya da ‘tüteklikli örtü’ de denilen ahşap bingi sistemi tekniğinde kaba ahşap kirişlerle kapatılmıştır. 7 kat olan bu ahşap bingi sistemi, Alevi inancına göre kutsal olan göğün 7 katını sembolize etmektedir. Yukarıya bakıldığında bu sistemin gerçekten de yedi kat olduğu rahatlıkla görülebilir. Çatının ortasında ise ufak bir havalandırma boşluğu bulunmaktadır.
Tüteklikli örtü, kare veya kareye yakın mekânların örtülmesi için geliştirilmiş bir çatı sistemidir. Karşılıklı duvarlar arasındaki mesafeyi geçmek için kısa kalan kirişler köşelere çapraz yerleştirilerek açıklıklar kısaltılır. Çapraz ve paralel şekilde birbiri üstüne binen kirişler en yukarda ortalama 50 cm’lik bir boşluk kalana kadar sürer. Bu çatı tipi adını merkezdeki bu boşluğun ocak tütekliği olarak kullanılma fonksiyonundan alır. Anadolu, Ön Asya ve Orta Asya’da yüzyıllardır kullanılan tüteklikli örtülü mekân, meydan olarak adlandırılan konuttan obaya birçok yapı tipinde bulunan bir mekândır. Anadolu’da erken İslamiyet camileri ile Alevi-Bektaşi Cemevlerinde bu tipolojinin kullanılması ile gök-yer-yeraltı katmanları ve evren mikro-kozmozu ifade edilir. Türk dili ve edebiyatının en önemli eserlerinden olan Kutadgu Bilig’de tüteklikli mekân, evrenin oluşumuna ait bir metafora kaynaklık eder.
Onar Köyü Büyükocak Cemevi’nde tüteklikli örtü ya da kırlangıç çatı sistemini ayakta tutan ahşap kirişleri oluşturan kütükler oldukça eskidir. Özellikle dikme niyetine kullanılan bu kütüklerin en kalın olanı ile ilgili çeşitli efsaneler de bulunmaktadır. Örneğin bu kütüğe sarıldığınızda elleriniz kütüğün diğer tarafında birleşirse iyi insan olduğunuzu ve cennete gideceğinizi anlayabilirsiniz.
Cemevi ile ilgili ayrıca 2018 yılında dış cephesinde İTÜ tarafından belgeleme ve yenileme çalışması yapılmıştır. Bu restorasyon çalışması yapının özgün karakterini korumaktadır.
Malatya Arapgir Onar Köyü Antik Roma Kaya Mezarları
Malatya şehrinin Anadolu tarihinde önemli bir yerde olduğu bilinmektedir. Özellikle Arslantepe höyüğü ve çevredeki diğer höyükler hem bölgenin tarihine ışık tutmakta hem de buradan çıkartılan eserler ve buluntular Malatya Müzesi içerisinde tarih meraklıları için sergilenmektedir. Malatya sınırları içindeki höyükler Neolitik Çağ’a kadar tarihlenmektedir. Arapgir ilçesindeki Onar köyü ve çevresinde yapılan yüzey çalışmalarında da Neolitik Çağ’a ait bazı buluntular gün yüzüne çıkartılmıştır.
Bununla birlikte Onar Köyü içerisinde ve köyün bulunduğu alanın altındaki vadi yamacında açık veya kapalı biçimde yirmi kadar Roma Dönemi Kaya Mezarı bulunmaktadır. Kısaca M.Ö 69 yılında Malatya, Roma imparatorluğu komutanı Lucullus tarafından Roma topraklarına katılmış ve Nemrut Dağı’nda şaheser nitelikteki heykelleri yapan Kommagene İmparatorluğu’nun Roma hâkimiyetini tanımasıyla, Roma’nın ileri karakolu haline gelmiştir. M.Ö. 395 yılında Malatya, Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalmıştır. Onar Köyü içinde kalan tarihi kaya mezarları da Roma ve Bizans dönemlerine ait olan nekropolde bulunan kaya mezarlarıdır. Bölge M.S. 600 yıllarının sonunda Arapların eline geçmiştir.
Arapgir Onar Köyü Kaya Mezarları İncelemesi
Roma Dönemi kaya mezarlarının altı tanesinin girişi toprakla dolu olduğu için henüz girilememiştir. Ancak geri kalan 14 tanesinin girişi açık olmakla birlikte içleri gezilmektedir. Özellikle son yıllarda bu kaya mezarları daha fazla bilindiği için vandalizm de doğru orantılı olarak artmıştır. Örneğin kaya mezarlarının içine ne yazık ki birçok yazı yazılmış veya kabartmalar karalanmıştır. Bazı kaya mezarları içindeki kabartmalar ve kırmızı renkte çeşitli figürler gayet iyi korunmuş olarak günümüze kadar gelebilmiş olsa da, eğer nekropol alanı korunmaya alınmazsa yakın bir tarihte yok olabilir.
Kaya mezarlarının içindeki mezar teknelerinin çoğu zamanla aşınmıştır, bu mezar teknelerinin bir kısmında ateş yakıldığından dolayı kaya mezarlarının tavanı ve duvarları is içinde kalmıştır. Bazı kaya mezarlarında işlemeli nişler görülmekte ve nişlerin kenarlarındaki rölyef ve kabartmalar aşınmıştır. 2011 yılında 2311 Karar Numarası ile tescillenen mağaraların ve acil olarak bölgenin kapsamlı bir şekilde korunmaya alınması gerekmektedir.
Malatya Arapgir Onar Köyü Göktürk Mezar Taşları
Onar köyünün içinde 1997 yılında yapılan ikinci bir Cemevi bulunmaktadır. Bu Cemevi içindeki büyük bir odada, Onar Köyü nekropolünde ve çevresinde bulunan Neolitik ve Kalkolitik döneme ait çeşitli eserler ile daha yakın tarihe ait eşyalar ve eserler sergilenmektedir. Özellikle Göktürkçe mezar taşları, Bayat Boyu’na ait tamgalar (damgalar) günümüze kadar korunmuş bir şekilde gelebilmiştir.
Mezar taşları arasında Öz-Türkçe veya Ön-Türkçe uzmanları tarafından araştırılmış olan ve üzerinde Göktürkçe ‘Neng ölesi’ (her şey fanidir) yazan mezar taşı en çok ilgi uyandıran buluntudur. Sergi odasında ayrıca başka mezar taşları da bulunmuş olmasına rağmen üzerindeki şekiller henüz çözülememiştir.
Mezar taşları haricinde daha yakın dönemlere ait olan el işi sandıklarla işlemeli ocaklık, çeşitli dönemlere ait eşyalar ve tarih öncesi dönemlere ait savaş eşyaları olarak kullanıldığı düşünülen bazı buluntular mevcuttur.
Eğer bir gün Doğu Anadolu Bölgesi içindeki şehirlere yolunuz düşerse, güzergâhınızdan bir durağı kesinlikle Arapgir Onar Köyü’ne ayırmanızı ve buradaki henüz gün yüzüne çıkmış olan kaya mezarları ile 800 yıllık Cemevi’ni ziyaret etmenizi öneririz.
Ayrıca İlgili Kaynaklar:
Doğu Anadolu bölgesi tarihi kentler, antik şehirler
Doğu Anadolu bölgesi antik kent, tarihi şehir fotoğrafları
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Şeyh Hasan Onar Hayatı
Gözde Ülger – Cemevi Yapıları Tezi (pdf olarak indirilmektedir.)
Arapgir Onar Köyü Kaya Mezarları Recep Özman
Tütekli Örtü Geleneği: Anadolu Cami ve Tarikat Yapılarında Tüteklikli Örtü – Dr. Günkut Akın