Antalya Müzesi gerek kuruluş amacıyla, gerekse eserleri ile Akdeniz bölgesinde çıkan eserlerin çeşitliliği ve önemi ile diğer arkeoloji müzelerinden biraz farklıdır. Bildiğiniz üzere ülkemizin en çok yerli ve yabancı turist çeken bölgenin yıldızı olan Antalya’da bulunan arkeoloji müzesi ya da Antalya Müzesi her yıl birçok yerli ve yabancı turiste tarih anlamında ev sahipliği yapmış ve yapmaya da devam etmektedir.
Akdeniz’in bir iç deniz olması sebebiyle etrafında tarih boyunca var olan medeniyetlerin birbirleriyle ilişkilerini, kültür çeşitliliğini bize en iyi anlatan ve Antalya Arkeoloji Müzesi de denilen Antalya Müzesi, barındırdığı tarihi eserlerle ve yurtdışına yasa dışı yollarla çıkartılan eserlerin geri getirilmesi ile adından sıkça söz ettirmektedir. Özellikle yaz tatili için Antalya’nın koylarından faydalanmak isteyen turistlerin kesinlikle uğradığı Antalya Arkeoloji Müzesi, kültür ve tarihi seven insanların dolu dolu zaman geçirecekleri önemli müzelerimizdendir.
Türkiye’nin en kapsamlı arkeoloji müzelerinden olan Antalya Arkeoloji Müzesi’nde, ziyaretçilerin rahatça gezebileceği salonlardan ve konularına göre ayrılmış bölge kazılarından mozaik salonuna, doğa tarihi salonundan lahitler salonuna, çocuk bölümünden tanrı ve tanrıçalarına kadar birçok sergi salonu bulunmaktadır. Antalya’ya giden herkesin kesinlikle görmesi gerektiği bir müzedir.
Antalya Arkeoloji Müzesi fotoğrafları için tıklayınız
Antalya Müzesi Ziyaretçi Bilgileri ve Giriş Ücreti 2024
Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Antalya Arkeoloji Müzesi girişinde Müzekart geçmektedir. Antalya Müzesi giriş ücreti 2024 yılı itibari ile 340 TL’dir. Dini bayramların ilk günü saat 13:00’e kapalı olan müzeye 08:30 – 19:00 saatleri arası girilebilmektedir. Gişe kapanış saati ise 18:45’dir Ayrıca daha detaylı bilgi için 0242 2385688 numaralı Antalya Müzesi iletişim numarasını arayabilirsiniz.
Müzenin geniş bir otoparkı bulunmaktadır. Şehir içinde bulunan müze için bu bir avantajdır. Ayrıca müzenin salonlarının bittiği yerde veya müze çıkışında birçok müzede olmayan bir dinlenme alanı ve müze mağazası bulunmaktadır. Türkiye’deki birçok müzede aynı şeyler satılmasına rağmen buradaki müze mağazası biraz daha olumlu yönde farklıdır.
Antalya Müzesi Tarihçesi
1919 yılında, bölgeye giren İtalyan işgal kuvvetlerinin antik kentlerde ve tarihi eserlerde yağma yapmasını önlemek amacıyla görevlendirilen Süleyman Fikri Erten tarafından çalışmalara başlanan müze kuruluşu ancak 1922 yılında tamamlanmış ve Antalya Arkeoloji Müzesi olarak kurulmuştur. Kurulduğu ilk yer Alaaddin camisidir. Süleyman Fikri Erten ülkesi için çalışmış bir vatansever ve eğitimci olup ‘Milli Mücadelede Antalya’ isimli kitabı başta olmak üzere yayınladığı veya yayınlayamadığı birçok eseri vardır. Kitabının konusu isminden de anlaşıldığı üzere İstiklal Savaşı’nda Antalya ilinin yapmış oldukları ve önemidir.
1937 yılında Antalya Müzesi çeşitli sebeplerle Yivli Minare camisine taşınmıştır. Müze taşındıktan 4 yıl sonra Süleyman Fikri Erten emekli olmuştur. Daha modern bir sergi ve bina ihtiyacından dolayı 1972 yılında ise şimdiki hizmet verdiği binaya taşınmıştır. Antalya Arkeoloji Müzesi 1988 yılında ‘Avrupa Konseyi Yılın Müzesi’ ödülünü almıştır.
Prof. Dr. Jale İnan ve Antalya Müzesi
Antalya Arkeoloji Müzesi tarihçesinden bahsetmişken arkeolog Prof. Dr. Jale İnan’dan bahsetmemek olmaz. 1914 yılında dünyaya gelen Jale İnan, Türk arkeolojisinde ve Antalya Müzesi geliştirilmesi ile önemli bir yere sahiptir. Side Müzesi’nin de kurulmasını sağlayan Jale İnan, meslek yaşamı boyunca üç defa ‘The Institute for Advanced Study’ye konuk üye olarak davet edilmiştir. Yaptığı çalışmalarla dünyaca tanına bir heykel uzmanı olmuş ve heykel parçalarını birleştirmedeki yeteneği ile adından söz ettirmiştir. Aşağıdaki ‘Müze Eserleri’ bölümünde de bahsedeceğimiz Herakles heykelinin üst parçasını fotoğraflardan tanıyarak heykeli üst kısmı ile alt kısmının mulajını, heykelin bulunduğu Boston’a giderek birleştirmiş ve ülkeye getirilmesinde katkısı olmuştur.
Akdeniz bölgesi içerisinde Side, Perge gibi antik kentlerde birçok kazılar yapmış ve tarihi sanat eserlerinin toprak altından çıkartılarak kurtarılmasını ve bu eserlerin yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılmasını engellemiştir.
Prof. Dr. Jale İnan kişisel kütüphanesini de Antalya Müzesi’ne bağışlayarak, arşivindeki zengin içeriklerden herkesin faydalanmasını sağlamıştır.
Antalya Müzesi ve Eserleri Nasıl Gezilmeli?
Antalya Müzesi’ni gezmek için en az iki buçuk saat ayırmanız gerekecektir. Müzedeki heykellerin, sanat eserlerinin, lahitlerin üzerlerinde çizgiler, anlamları sizde hayranlık uyandıracaktır. Tüm Akdeniz bölgesinde olan antik yerleşimlerden getirilen bu eserler düzgün ve ziyaretçinin yürüme akışını bozmadan yerleştirilmiştir.
Müzenin ikinci katındaki sikkeler ve hazine parçalarından gözlerinizi alamayacak ve sergilenen mekanların önünden ayrılamayacaksınız. Tüm müzeyi gezdikten sonra müze çıkışındaki bahçede ayrıca zaman geçirmeyi ve horozları sevmeyi unutmayın.
Antalya Müzesi Önemli Tarihi Eserleri
Tabi ki tarihi oluşturan tüm öğeler önemlidir. Ancak bazı tarihi eserler vardır ki paha biçilemez. Anadolu tarihinin nasıl oluştuğunu bizlere anlatan veya antik Anadolu dönemlerinde sanatçıların yaptıkları muhteşem eserleri sergileyen müzeler her zaman toplumun ilgi odağı olmuştur. Antalya Arkeoloji Müzesi de, İstanbul Arkeoloji Müzeleri veya Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi bu anlamda çok önemlidir.
Ayrıca yasa dışı yollarla Türkiye’den çıkartılan tarihi önemi büyük ve dünyaca bilinen tarihi sanat eserlerinin tekrar ülkeye geri getirilip sergilendiği yer olması açısından Antalya Arkeoloji Müzesi’nin önemi büyüktür. Aşağıda bu tür tarihi eserler hakkında kısa bilgiler verilmiştir.
Korydalla Definesi (Sion hazinesi veya Kumluca Definesi)
Sion hazinesi, 1963 yılında Kumluca ilçesindeki Korydalla antik kentinde bulunmuştur. Araştırmalara göre M.S. 6.yy’a tarihlenmiştir. Hazine içindeki eserlerin birçoğunda I. Justinianus döneminde Konstantinopolis’te yapıldığını gösteren damgalar bulunmuştur. Defineye ait eserlerin bir kısmı kaçak yollarla yurtdışına çıkartılmıştır. Geri kalanı ise Antalya Arkeoloji Müzesi tarafından koruma altına alınmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı 1967 yılından beri Washington D.C.’deki Dumbarton Oaks Müzesi ile eserlerin iade edilmesi için görüşmeler yapmaktadır.
Herakles Heykeli (Perge Herakles Farnese’si veya Herkül Heykeli)
Antalya Arkeoloji Müzesi içerisinde özel bir yerde bulunan Herakles heykelinin veya Perge Herakles Farnese isimli eserin üst kısmı Amerika-Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nden getirtilmiştir. Bu heykelin dünyada 60 kadar kopyası bulunmakta ve Antalya Arkeoloji Müzesi’ndeki Herakles heykeli de Lysippos’un M.Ö. 330-320 yıllarında yaptığı orijinal eserin Roma dönemi kopyasıdır. Böylece heykelin getirilen üst kısmı, alt kısmı ile birleştirilir. Durum tam olarak şu şekilde geçmiştir:
Heykelin alt kısmı, 1980 yılında Prof. Dr. Jale İnan ve ekibi tarafından bulunmuştur. Böylece heykelin üst kısmı aranmaya başlanır. 1990’lı yılların başında gazeteci Özgen Acar, Amerika’da 1982 yılından beri sergilenen heykelin üst kısmını görmüş ve Jale İnan’a bilgi vermiştir. Jale İnan Amerika’ya giderek heykelin üst kısmı ile alt kısmının mulajını birleştirmiştir. Uğraşlar sonucunda heykelin üst kısmı hak ettiği yere geri getirilmiştir.
Ayrıca Nemrut Dağı Milli Parkı içinde Arsemia’da Herakles’in bir de kabartması vardır.
Ariadne Lahit Kapağı
1995 yılında Perge nekropolü yakınlarında bir tarlada çiftçilerden biri tarafından bulunmuştur. Aynı yıl Antalya Arkeoloji Müzesi tarafından satın alınmıştır. Doğal kaya kütlesi şeklinde olan kapak beyaz mermerden işlenmiştir. Ariadne uyurken betimlenmiştir; göğüslerini ve göbeğini açıkta bırakan ince bir giysi giymiştir. Kayalıklar üzerinde olduğunun vurgulanması için sağ ayağının ucunda bir kertenkele vardır.
Ariadne Efsanesi
Atinalılar, Girit kralı Minos’a yedi kız ve yedi erkeği Minotauros adındaki insan bedenli boğa başlı canavara yedirmek üzere gönderir. Atina kralının oğlu Theseus, Atina’yı bu korkunç vergiden kurtarmak için bu 14 kişiyle Girit’e gider. Girit kralı Minos’un kızı Ariadne, Theseus’u görür görmez âşık olur. Theseus’a canavarın yaşadığı labirentte kaybolmaması için çıkışı gösteren bir ip verir. Tek şartı vardır, canavarı öldürdükten sonra kendisini de yurduna götürecektir.
Theseus, Ariadne’yi kaçırır ve Naksos adasına götürür. Ariadne gece uyurken, Theseus kaçar ve kızı terk eder. Ariadne uyanınca durumu anlar ve ağlamaktan üzüntüsünden bitkin düşerek bir kayaya uzanır. Kaya üzerinde uyurken tanrı Dionysos gelir. Ariadne’ye aşık olan Dionysos onunla evlenir. Düğün hediyesi olarak da Hephaistos’un eseri olan tacı Ariadne’nin başına takar. Bu taç, Ariadne’ye dokununca göklere yükselip yıldız olur.
Antalya Müzesi Herakles Lahdi
Perge antik kentinden 1960’lı yıllarda kaçak kazılarla ortaya çıkartılarak yurt dışına kaçırılmıştır. İngiltere’de restorasyonu yapıldıktan sonra 2010 yılında İsviçre’ye getirilirken Cenevre Limanı’nda İsviçre Gümrük yetkilileri tarafından yapılan envanter kontrolü sırasında İsviçre kanunlarına muhalefetten dolayı lahde el konulmuş ve soruşturma açılmıştır. Ayrıca 2011 yılında İsviçreli yetkililerce Kültür Bakanlığı’na bilgi verilmiştir. Arkeologların yaptığı çalışma neticesinde lahdin ülkemizden çıktığı tespit edilmiştir.
21 Eylül 2015 yılında Cenevre Başsavcılığı lahdin iadesine karar vermiştir. İki yıl sonra 14 Eylül 2017 tarihinde Türkiye’ye geri getirilmiştir. 27 Eylül 2017 tarihinde de müze içerisinde kendisine ayrılan özel yerde korunmaya alınıp ziyarete açılmıştır.
Müze içerisinde iki adet Herakles lahdi bulunmaktadır. Bu lahitten başka bir de sütunlu olan bir lahit daha vardır. Sütunlu olan lahidin etrafındaki figürlerde Herakles’in yapmış olduğu on iki iş betimlenmiştir. Lahdin alınlıklarında mezarı koruyan Medusa başı bulunmaktadır. Perge antik kenti kazıları esnasında çıkartılmış ve 1962 yılından beri müzede sergilenmektedir.
Antalya Müzesi Eserleri ve Sergi Salonları
Arkeoloji Müzesi de denilen Antalya Müzesi içerisinde çocuk bölümü ve bahçe bölümü olmak üzere toplamda 13 sergi teşhir salonu bulunmaktadır. İki katlı olan müzede sergi salonları kolayca gezilebilmekte ve bilgi alınabilmektedir. Bu bölümler sırasıyla aşağıdaki gibidir.
Çocuk Bölümü
Birçok müzede olmayan çocuk bölümü ile Antalya Arkeoloji Müzesi öne çıkmaktadır. Bölümün teması çocukların ilgisinin azalmaması için zaman zaman değişebilmektedir. Bu bölümde arkeolog Mustafa Samur’un yaptığı antik yerleşimlere ait maketler bulunmaktadır. Ayrıca Roma ve Helenistik dönemlerdeki eserlerin maketleri de bulunmaktadır.
Tabiat Tarihi ve Prehistorya Salonu
Dünyanın oluşumuna tanıklık eden çağlardan ve insanlık tarihinin ilk zamanlarından çeşitli buluntular bu salondadır. Örneğin Karain Mağarası’nda bulunan çeşitli buluntular ve çeşitli höyüklerde bulunan ilk insanların kullandığı çeşitli alet ve el baltaları gibi silahlar bu salonda teşhir edilmektedir. Bu salonda ayrıca Anadolu’nun en eski ölü gömme geleneklerinden birinin canlandırıldığı bir bölüm bulunmaktadır.
Seramik Eserler Salonu
Anadolu ve Akdeniz tarihi içerisinde yer almış çeşitli dönemlere ait eserler bu salonda bulunmaktadır. Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Doğu Roma gibi pişmiş toprak eserler bu bölümde kronolojik sırada sunulmuştur.
Bölge Kazıları Salonu
Türkiye’nin arkeolojik anlamda önemli bölgelerinden olan Akdeniz bölgesinde ve özellikle Antalya çevresinde yerli ve yabancı bilim insanlarınca çeşitli kazı ve araştırmalar yapılmaktadır. Bu bölümde Letoon, Xanthos (Ksanthos), Patara gibi antik kentler ile Aziz Nikolaos Kilisesi ve Karain gibi önemli tarihi yerlerdeki kazılarda bulunan eserler ile Antalya Müze Müdürlüğü’nün Olympos, Aspendos gibi antik yerlerde yaptığı kurtarma kazılarına ait eserler vardır.
Ayrıca Tlos antik kenti kazılarından çıkartılan bazı tarihi eserler de yine bu bölümde bulunmaktadır. Tlos antik kenti bilgileri için ilgili sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
İmparatorlar ve İmparatoriçeler Salonu
Bu salonda tamamen Roma dönemi imparatorları, imparatoriçeleri ve önemli kişilerinin paha biçilemez heykelleri bulunmaktadır. İmparator Hadrian heykeli, Dans Eden Kadın Heykeli, Artemis Rahibesi heykeli görülmesi gereken heykellerden sadece birkaç tanesidir ve salonun ışıklandırması fotoğraf çekmeye elverişlidir.
Tanrılar ve Tanrıçalar Salonu
Fotoğraf çekmek için uygun ışık koşullarının yaratıldığı bir başka salon da imparatorlar salonundan sonra gelen Tanrılar ve Tanrıçalar Salonu’dur. Yunan mitolojisinde adı geçen ve Akdeniz bölgesi antik kentleri ve yerleşimleri içerisindeki bulunan heykellerden oluşan salonda toplamda yirmiye yakın tanrı ve tanrıça heykeli yakından gözlemlenebilir.
Kronos’un oğlu ve Hera’nın kocası Zeus heykeli, Zeus ve Leto’nun (Letoon antik kentinde büyük bir tapınağı vardır) oğlu ve Artemis’in kardeşi olan Apollon heykeli ve Hermes heykeli görülmeye değer heykellerdendir.
Bu salonda özellikle Avlanan Artemis heykeli görenleri kendisine hayran bırakan ve Antalya Arkeoloji Müzesi fotoğrafları sayfamızın başlığında da fotoğrafı olan heykeldir.
Perge Batı Cadde F-5 Nymphaion Salonu
Perge antik kentinde 2014 kazı sezonunda bulunan Batı caddesinin sonlandığı F-5 çeşmesindeki heykellerin bulunduğu salonda yine tanrı, tanrıça ve imparator heykelleri bulunmaktadır. Dikdörtgen salonda eserler rahatça gezilebilmektedir.
Mozaikler Salonu
Günümüzde ülkemizdeki en önemli mozaik müzesi Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi olsa da, Antalya Arkeoloji Müzesi içerisinde ufak bir mozaik salonu bulunmaktadır. Bu salonda yine Akdeniz bölgesinde bulunan çeşitli antik kentlerde ortaya çıkartılmış mozaikler bulunmaktadır. Filozoflar mozaiği görülmeye değer mozaiklerdendir. Bu salonda Roma dönemine ait olan ve Perge antik kentinde bulunmuş olan satranç veya dama tahtası benzeri bir oyun tahtası ilginçtir.
Perge Tiyatrosu Salonu
Perge antik kentinin önemi kadar muhteşem yapısıyla Perge antik tiyatrosu da önemli bir konumdadır. Bu salonda, Perge antik tiyatrosunda 1985 ile 1993 yılları arasında kazılarda ortaya çıkartılan çeşitli nişler, heykeller bulunmaktadır. Marsyas heykeli salonun ortasında bulunmakta ve görülmeye değer heykellerin başında gelmektedir.
Antalya Müzesi Lahitler Salonu
İstanbul Arkeoloji Müzeleri içeriğinde bulunan lahit salonu gibi bu lahit salonunda da sanat eseri öneminde çeşitli dönemlere ait lahitler bulunmaktadır. Yurtdışına kaçırılıp İsviçre yetkililerinin ‘Herakles lahdi burada bulundu, ülkemize kaçak sokuluyordu, el koyduk’ diyerek bize haber verdiği ve 2017 yılında da Kültür Bakanlığı’nın hızlı ve kararlı çalışmasıyla ülkemize getirilen Herakles Lahdi bu salonda görülmeye değer eserler arasındadır. Lahit ile ilgili detaylı bilgiler aşağıda bulunmaktadır. Ayrıca Ariadne’nin betimlemesinin yapıldığı lahit kapağı, Girlandlı lahit ve Köpek Lahdi görülmeye değer diğer lahitlerdir.
Ölü Kültü Salonu
Öncelikle Prof. Dr. Jale İnan’ın çabalarıyla ülkemize geri getirilen Herakles Heykeli bu bölümde sergilenmektedir. Bunun yanında bu salonda çeşitli osthotekler ve mezar stelleri yine bu salonda sergilenmektedir. Bu salonda yer alan Dionysiyak Lahit de bu salonda görülmesi gereken diğer bir lahittir.
Sikke, Küçük Eser ve İkonalar Salonu
Antalya Arkeoloji Müzesi ikinci katının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Çeşitli dönemlerin kronolojik olarak sikkeleri, hazine parçaları, altından süs eşyaları, bronz eserler ve küçük mermer heykelcikler bu salonda sergilenmektedir. Aşağıda bilgisi verilmiş olan Sion Hazinesi (Korydalla hazinesi) litürjik parçaları da yine bu salonda sergilenmektedir. Burada bir bilgi verirsek yanlış olmaz; dünya mimarlık ve sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan Ayasofya’daki litürjik donanım ise ne yazık ki günümüze kadar gelememiştir.
Bu bölümün sonunda 18. Ve 19.yy’a ait olan çeşitli tarihi yerlerden getirilmiş ikonalar görülmeye değer diğer sanat eserleridir.
Antalya Müzesi Bahçesi
Müzenin bittiği yer olan bahçede ağaçların altında birçok tarihi eser, sütun başlıkları, çeşitli tapınaklardan getirilmiş eserler ve heykeller bulunmaktadır. Ayrıca güzel bir kafeteryası ve ilginç kitapları bulabileceğiniz bir müze mağazası bulunmaktadır.
Ayrıca İlgili Bilgiler:
Akdeniz bölgesi antik kentleri, tarihi şehirleri ve gezilecek yerler listesi
Akdeniz bölgesi gezilecek önemli tarihi yer fotoğrafları
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Süleyman Fikri Erken kısa biyografi
Antalya Müzesi Tarihçesi