Seddülbahir Kalesi Restorasyonu ve Bilgileri

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Duvarları Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Walls after Restoration

Seddülbahir Kalesi Mimarisi Özellikleri ve Restorasyonu

Seddülbahir Kalesi restorasyonu ile bu önemli tarihi yapı, geçmişin izlerini günümüze taşıyarak yeniden hayat bulmuştur. Çanakkale Savaşları’nın kilit noktalarından biri olan ve stratejik konumuyla büyük önem taşıyan Seddülbahir Kalesi, yılların ve savaşın yıpratıcı etkilerine maruz kalmıştır. Titizlikle yürütülen bu restorasyon çalışmaları sayesinde kale, orijinal dokusuna sadık kalınarak güçlendirilmiş, tahrip olan bölümleri onarılmış ve ziyaretçilerin güvenli bir şekilde gezebilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Bu restorasyon, sadece bir yapıyı değil, aynı zamanda bir dönemin anılarını ve kahramanlıklarını da koruma altına alarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamıştır. Seddülbahir Köyü içinde yer alan kaleyi ziyaretçiler, kaleyi gezerek tarihe tanıklık etme ve bu kutsal toprakların ruhunu derinden hissetme fırsatı bulacaklar.

Seddülbahir Kalesi’nde 1997 yılında Koç Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ortaklığında başlatılan geniş kapsamlı akademik araştırma projesi, 2005-2009 arasında detaylı belgelemenin yapıldığı koruma-onarım projesine dönüşmüştür. Projeler 2009 yılı sonunda Çanakkale Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştır. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından bu projeler doğrultusunda 2015 yılında başlatılan restorasyon ve müze kullanımı uygulamaları 2023 yılında tamamlanmış, 18 Mart 2023’te alan ziyarete açılmıştır.

Seddülbahir Kalesi Fotoğrafları İçin Lütfen Tıklayınız

Seddülbahir Kalesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti

Gelibolu’nun en önemli tarihi yerleri ve savaş bölgelerinden biri olan Seddülbahir Kalesi her gün 09:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Seddülbahir Kalesi giriş ücreti ise şu anda bulunmamaktadır. Haftasonları ziyaretçi sayısı yaz aylarında fazla olduğu için kaleyi gezme programı iyi yapılmalıdır. Kale ise tüm bölümleri ile yaklaşık 2 saatte gezilebilinir.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Duvarları Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Walls after Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Duvarları Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Walls after Restoration

Seddülbahir Kalesi Tarihi

Seddülbahir Kalesi 1656-1659 yılları arasında Osmanlı Sultanı IV. Mehmed ‘in validesi Hadice Turhan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Çanakkale Boğazı’nın girişinde yer alan çifte kalelerden Seddülbahir Avrupa, Kumkale Asya yakasında, bu stratejik suyolunu Venedik donanmalarına ve korsanlara karşı korumak için inşa edilen savunma yapılarıdır.

Seddülbahir Kalesi’nin planı ve mimarisi, inşa edildiği 17. yüzyıldan bu yana yaşanan doğal afetler ve savaşlar nedeniyle birçok değişikliğe uğramıştır. Seddülbahir Kalesi; Bab-ı Kebir adı verilen ana kapı kulesi yanı sıra, altı kule, beden duvarları, tabyalar ve mekanlara sahiptir. Suriçi yerleşimde konutlar ve cami olduğu bilinen ilk dönem sonrasında askeri kullanım amaçlı tabya, kışla yapıları ve hastane eklenmiştir. Kalenin hemen dışında ilk dönemine tarihlenen bir çifte hamam bulunmaktadır. Kalenin, Çanakkale Boğazı’na bakan alt avlusuna toplar yerleştirilmiştir. Kalenin yanındaki küçük limanın aktif olarak kullanıldığını 17. yüzyıl seyyahı Evliya Çelebi de anlatır.

Seddülbahir Kalesi, Çanakkale Muharebeleri’nde önemli rol oynamıştır. İtilaf Devletleri tarafından açılan Çanakkale Cephesi’nin ilk hedeflerindendir. 3 Kasım 1914’te kalenin denizden saldırıya uğramasıyla Osmanlı Devleti Çanakkale’deki ilk şehitlerini vermiştir. Şehitlerimiz, kalenin kuzeydoğu duvarına bitişik kabristana defnedilmiştir. 25 Nisan 1915’te başlayan çıkarma harekâtında Seddülbahir büyük ölçüde tahrip edilmiş ve muharebeler boyunca Fransızlar tarafından genel karargâh olarak kullanılmıştır. Çanakkale Harekâtı, Türklerin zaferiyle sonuçlanmış; son İngiliz askeri 9 Ocak 1916’da yarımadayı, Seddülbahir bölgesinden terk etmiştir.

Seddülbahir Kalesi bir kadın sultan tarafından yaptırılan önemli savunma yapılarından biri olmakla beraber, Birinci Dünya Savaşı ve Geç Dönem Osmanlı arkeolojisi çalışmaları açısından Türkiye’deki en önemli alanlardan biridir. Kale, Çanakkale Muharebelerinin başladığı ve bittiği noktadır.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Bab-ı Kebir ve Müze, Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Main Gate and Museum after Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Bab-ı Kebir ve Müze, Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Main Gate and Museum after Restoration

Hadice Turhan Sultan

Seddülbahir Kalesi’nin banisi Hadice Turhan Sultan (ö. 1683), Osmanlı padişahı Sultan I. İbrahim’in (1615-1648) eşi ve Sultan IV. Mehmed’in (1642-1693) annesidir. IV. Mehmed’in tahta çıkışından itibaren otuz yılı aşkın süre güçlü bir Valide Sultan olmuştur. Seddülbahir Kalesi’nin ve karşı kıyısındaki kardeşi Kumkale’nin inşası, Hadice Turhan Sultan’ın Valide Sultan olarak hayata geçirdiği ilk mimari projeler arasındadır.

Hadice Turhan Sultan, yaşamı boyunca vakfettiği birçok hayır kurumu ile Osmanlı İmparatorluğu ve tebaasına destek olmuştur. Seddülbahir ve Kumkale’deki projelerine ek olarak, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Kilitbahir ve Çimenlik Kalelerini onarmıştır. 1661 yılında İstanbul’daki en büyük projesi olan ve bugün Yeni Valide Camii olarak bilinen külliye yapısını ve Mısır Çarşısı’nı yaptırmıştır. Hadice Turhan Sultan, Osmanlı mimari mirasına cami, han, hamam, okul, çeşmeler, türbe gibi yapıları eklemekle birlikte kalelerin de baniliğini yapmasıyla dikkat çekmektedir.

Hadice Turhan Sultan’ın fiziksel görünümü hakkında gerçeğe dayalı hiçbir kaynak bulunmamaktadır. Avrupalı ressamlar tarafından yapılan tüm portreleri tamamen hayal ürünüdür. Bunun nedeni hiçbir Avrupalı ressamın Osmanlı hanedanından bir kadını resmetmek üzere hareme girmesinin mümkün olmamasıdır. Ölümünden sonra tereke defterine kaydedilen ve bir zamanlar Valide Sultan’a ait olan, üzerinde “Valide-i Gazi Sultan Mehmed Han” yazılı olan bu inci mühür gibi değer verdiği nesneler ile aloe ağacı, misk, amber, gül suyu ve zambak gibi beğendiği kokular Turhan Sultan’ın kimliği hakkında bize kıymetli veriler sağlamaktadır.

Seddülbahir Kalesi Giriş Meydanı ve Bab-ı Kebir Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Entrance Square & Main Gate after Restoration
Seddülbahir Kalesi Giriş Meydanı ve Bab-ı Kebir Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Entrance Square & Main Gate after Restoration

Seddülbahir Kalesi Restorasyonu

Seddülbahir Kalesi Proje ve Uygulama Kronolojisi Araştırma Projesi Süreci

1997’de Seddülbahir’den askeri kuvvetlerin çekilmesi ve alanın tahliyesi ardından, Koç Üniversitesi Tarih bölümünden Prof. Dr. Lucienne Thys-Şenocak ve İTÜ Geomatik Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Rahmi Nurhan Çelik yürütücülüğünde Seddülbahir Kalesi ve Kumkale’yi kapsayan bir ortak araştırma projesine başlanmıştır. Disiplinler arası araştırma ekibi, uzmanlar, mezunlar, lisans ve lisansüstü öğrencileriyle birlikte Seddülbahir Kalesi ve Kumkale’de 1997’den 2004’e kadar İTÜ bünyesinde tarihsel ve mimari araştırma ile genel ölçme ve belgeleme çalışmasını yürütmüştür.

Restorasyon Projesi Süreçleri

2005’te Orman Bakanlığı ve Koç Vakfı arasında yapılan protokolle başlanan Seddülbahir Kalesi restorasyon projesi çalışmaları, 2009 sonunda Çanakkale Koruma Kurulu onayı ile tamamlanmıştır. Koç Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ortaklığında İTÜ bünyesinde sürdürülen restorasyon projesi çalışmaları sürecinde yeni teknoloji ölçüm yöntemleri kullanılarak rölöve çalışması hazırlanmıştır. Bu süreçte bilimsel danışma kurulu olarak İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Dr. Gülsün Tanyeli, Prof. Dr. Feridun Çılı, Dr. Haluk Sesigür projeye dahil olmuştur.

Proje sürecinde sanat ve mimarlık tarihi araştırmaları, Çanakkale Müzesi ile ortak yürütülen arkeolojik kazılar, malzeme analizleri, sözlü tarih çalışması eş zamanlı olarak sürdürülmüştür. Restitüsyon ve restorasyon projeleri tüm bu araştırma ve alan çalışmaları esas alınarak tamamlanmıştır. Türkiye sınırlarında bu ölçekte yapılan ilk lazer tarama ve belgeleme çalışmasını da içeren proje ürünleri uluslararası sempozyumlarda sunulmuş, tezlere, bildirilere, üniversitede derslere konu olarak akademik platformlarda yer edinmiştir.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Batı Kule Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard West Tower after Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Batı Kule Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard West Tower after Restoration

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının Kuruluşu

Gelibolu Yarımadası, 1973-2014 yılları arasında Milli Park statüsünde Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğü sorumluluğundadır. 2014’te Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın (ÇATAB) kurulması ile yarımadaya “Tarihi Alan” niteliği kazandırılmıştır. Seddülbahir Kalesi, Alan Başkanlığı’nın ilk projesi olarak seçilmiş, 2015’te Seddülbahir Kalesi Restorasyon Uygulaması ihalesi tamamlanmış, yüklenici Abma İnşaat Restorasyon Ltd. Şti. restorasyon uygulamasına başlamıştır.

Seddülbahir Kalesi Restorasyon ve Konservasyon Uygulama Süreci ile Uygulama Kriterleri

Restorasyon ve konservasyon uygulamaları kalenin mevcut durumunun korunması temel ilkesinde sürdürülmüştür. Kale ve çevresinin müze yeni kullanımı ile ziyarete açılması sebebiyle strüktürel açıdan gerekli kısımlarda ve mimari bütünlüğü gerektiren yerlerde tümlemeler yapılmıştır.

Uygulama sürecinde ilk proje ekibi ve danışmanları Bilimsel Danışma Kurulu’nu oluşturmak ve sürekliliği sağlamak üzere ekibe katılmıştır. Tüm uygulama detayları Bilimsel Danışma Kurulu, kontrollük teşkilatı ve ihtiyaç durumunda farklı disiplinlerden uzmanların katılımı ile 100’ü aşkın toplantılarda ele alınarak koruma kararları alınmış ve uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Restorasyon uygulamalarında temel prensip olarak yapısal gereklilik, ziyaretçi güvenliği için zorunluluk, mimari bütünlüğü bozan durumlar oluşturmadıkça yapı bölümlerinin tümlemesi yapılmamıştır.

2015’te uygulamaların başladığı tarihten itibaren çeşitli yayınlara, bildirilere konu olarak, zaman zaman uygulama sahasında uzmanlara ve yerel halka bilgilendirme yapılarak güncel veriler ve restorasyon süreci açık olarak paylaşılmıştır.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu 17.yy kapı eşiği, Restorasyon Süreci - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard 17th century doorstep during Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu 17.yy kapı eşiği, Restorasyon Süreci – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard 17th century doorstep during Restoration

Seddülbahir Kalesi Arkeolojik Kazıları

2015 Haziran ayında restorasyon uygulamasına başlanması ile uzun yıllar boyunca bitki örtüsü ile kaplanan Seddülbahir Kalesi’nde öncelikli olarak temizlik çalışmalarına başlanmıştır. Kalenin avlusuna sonradan eklenen askeri amaçlı betonarme yapılar ve duvarlar bu aşamada kaldırılmıştır.

Kapsamlı arkeolojik kazılar sonucunda kalenin farklı dönemlerine ait kalıntılar ortaya çıkarılmış, Kışla Binası, kalenin ana kapısı olan Bab-ı Kebir, varlığı bilinen ama günümüze ulaşmayan Cezayir Kule ile Güneybatı duvarı ve diğer kale içi yapılarının temellerine ulaşılmıştır. Ortaya çıkan yapı temelleri ile kalenin özgün plan şeması daha anlaşılır hale gelmiş ve kalenin geçirdiği değişimler hakkında daha çok veri elde edilmiştir. Arkeolojik araştırma ve kazılar neticesinde kırk binin üzerinde buluntu ortaya çıkarılmış, Osmanlı dönemi ve savaş arkeolojisi açısından önemli veriler elde edilmiştir.

Restorasyon Uygulaması Sürecinde Hazırlanan Projeler

2004-2009 arasında hazırlanan rölöve çizimlerinin güncellenmesi uygulama sırasında yapılan öncelikli çalışma olmuştur. Arkeolojik kazılar sonrasında açığa çıkan tüm yapı detayları ile güncel rölöveler hazırlanmış, uygulama kararları bu rölöveler üzerinden güncellenmiştir. Kurul onaylı proje kararlarına bağlı kalarak restorasyon projeleri kontrollük teşkilatı, bilimsel danışma kurulu ve şantiye teknik kadrosunun detaylı çalışmaları ile bu aşamada yeniden hazırlanmış restitüsyon kararları yeni bulgularla güncellenmiştir.

Rölöve çalışması ve tüm projeler koruma kuruluna sunulmuş ve alınan kararlar doğrultusunda uygulamalara devam edilmiştir. 2020 yılında rölöve güncellemeleri, 2023 yılında restitüsyon ve restorasyon projesi ve as-built güncellemeleri koruma komisyonu tarafından onaylanmıştır.

Kurul onaylı proje kararlarına bağlı kalarak ancak kontrollük teşkilatı, bilimsel danışma kurulu ve şantiye teknik kadrosunun detaylı çalışmaları ile bu aşamada özellikle 2015 yılında Fransız Ulusal Arşiv Kurumu olan Bibliothèque Nationale de France arşivinden ulaşılan, 1700 tarihli Berquin imzalı çizim odak alınarak tüm projeler yeni bulgularla güncellenmiş, periyodik olarak koruma kuruluna sunulmuş ve alınan kararlar doğrultusunda uygulamalara devam edilmiştir. Açılışı takip eden süreçte hazırlanan as-built projeleri alanın gelişimine altlık proje olarak tamamlanmıştır.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu 17.yy duvarı üzerinde Restorasyon Ekibi, Restorasyon Süreci - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Restoration Team on the 17th Century Walls during Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu 17.yy duvarı üzerinde Restorasyon Ekibi, Restorasyon Süreci – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Restoration Team on the 17th Century Walls during Restoration

Kolektif Süreç ve Özgün Koruma Yaklaşımları

2015’te uygulamaların başladığı tarihten itibaren tüm adımlar ve detaylar çeşitli yayınlara, bildirilere konu olarak sunulmuş, zaman zaman uygulama sahasında uzmanlara ve yerel halka bilgilendirme yapılmıştır. 1997’den 2023’e kadar yüzlerce kişinin özverili çalışması ile genişleyen ekip, ilk saha çalışmasının heyecan ve coşkusu ile çalışmaya devam etmiştir. Açılış sonrası kullanımla ilgili geri bildirimlerle mimari bütünde iyileştirmeler yapılmakta, bir taraftan da akademik yayınlar, kitap ve belgesel çalışmaları ile kalenin kullanımına yönelik yaratıcı senaryolar üzerinde çalışılmaktadır.

Restorasyon ve konservasyon uygulamaları kalenin mevcut durumunun korunması temel ilkesinde sürdürülmüştür. Konservasyon odağında yapının ve sit alanının farklı bölümlerinin nasıl korunacağı, restore edileceği ve/veya yeniden inşa edileceği konusunda çeşitli kararlar alınmıştır.

Restorasyon uygulamalarında temel prensip olarak yapısal gereklilik, ziyaretçi güvenliği için zorunluluk, mimari bütünlüğü bozan durumlar oluşturmadıkça yapı bölümlerinin tümlemesi yapılmamıştır. Restorasyon projesinde tariflenen üç ana kriter; tehlike arz eden ve önceki yıkımların izlerini taşıyan bölümlerde (örnek. Batı ve Güney Kuleler) yapısal güçlendirme, arkeolojik katmanların ve farklı dönemlerin birlikte korunmasına yönelik (örnek. Askeri Kışla) rekonstrüksiyondan kaçınma ve arkeolojik konservasyon, üçüncü olarak da yapı bütününde yeni kullanım ışığında kısmi rekonstrüksiyon (örnek. Kuzeybatı duvarı dendanları) ve eski malzeme-yeni malzeme ara kesitinde yeni malzeme kullanımı olarak sıralanabilir.

Projenin başladığı 1997 yılından bu yana ve 2015 yılında başlayan restorasyon aşamasında, proje ve uygulamanın süreci akademik ortamda uzmanlarla, saha ziyaretleri ve diğer faaliyetler aracılığıyla Seddülbahir yerel halkı ve diğer paydaşlarla açık ve düzenli olarak paylaşılmıştır.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Güney ve Kuzey Batı Duvarları ve Batı Kule Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress West Tower, South & North West Walls after Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Güney ve Kuzey Batı Duvarları ve Batı Kule Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress West Tower, South & North West Walls after Restoration

Seddülbahir Kalesi Restorasyon Uygulama Kararları

Restorasyon Uygulama Kararları: Seddülbahir Kalesi Kuzeybatı Duvarı Dönemleri ve Rekonstrüksiyon

Restorasyon uygulamaları sırasında kale hakkında birçok yeni bilgi, yapım tekniği ve dönemler ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlisi Kuzeybatı Duvarı’nda saptanan iki döneme ilişkin verilerdir. Duvar üst kotunda toprak ve moloz birikintilerinin temizlenmesi ardından Birinci Dünya Savaşı öncesi fotoğraflarda görülen dendanlardan başka, daha alt kotta yapının ilk dönemine ait dendan izlerine rastlanmıştır.

Yerinde yapılan detaylı tespitler ve arşiv belgeleri incelemeleri sonrasında her iki dönemi de tanımlayan müdahale önerileri geliştirilmiştir. İlk dönem dendan kökleri olduğu gibi korunmuş ve bir bölümü kısmi olarak tümlenmiştir. İkinci dönem dendanlarından bir bölümünün ise her iki dönem ilişkisinin gösterilmesi için kısmi olarak rekonstrüksiyonu yapılmıştır. 20.yüzyılda bu duvarda köydeki ihtiyaçlar için sökülerek oluşan boşluk, strüktürel gereklilikle örülerek tümlenmiştir.

Restorasyon Uygulama Kararları: Bab-ı Kebir ile Cezayir Kulesi ve Arkeolojik Konservasyon

Kale girişinde yapılan arkeolojik kazılarda 1. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar alan, günümüze ulaşmayan, kalenin ana kapısı Bab-ı Kebir’in mimari kalıntılarına ulaşılmıştır. Bab-ı Kebir yapısının kalıntılarının korunmasına, giriş aksının bu yapıya alınmasına ve modern bir ek tasarlanmasına karar verilmiştir.

Güneybatı yamacında ise moloz dolgunun alınması ve arkeolojik kazılar sırasında varlığı bilinen, gravür ve arşiv kayıtlarında bulunan, ancak Birinci Dünya Savaşı öncesinde de yerinde olmayan Cezayir Kule’nin mimari kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Bu yeni keşifler ve kalenin günümüze ulaşmamış eksik bölümlerinin ortaya çıkarılması ile kalenin özgün plan şeması ve kütlesi daha anlaşılır hale gelmiştir. Ayrı kararlar Kışla Binası ve Güneybatı Duvarı için de alınmış, kazılarda ortaya çıkan yapı bölümleri sağlamlaştırılarak ve mevcut durumu dondurularak koruma altına alınmıştır.

Restorasyon Uygulama Kararları: Batı Kule ile Güney Kule ve Yapısal Koruma

Birinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar gören Batı ve Güney kuleleri, restorasyon öncesindeki tehlike içeren kısmen göçmüş durumları ile değerlendirilmiş, yapı elemanlarının daha ileri hasar görmesini engellemek üzere yapısal iyileştirme yapılarak ve payandalarla desteklenerek restorasyon uygulaması tamamlanmıştır. Bu uygulama sürecinde gerekli sondaj ve yapısal analizler için farklı uzmanlıklardan destek alınmıştır.

Restorasyon Uygulama Kararları: Kıyı Koruma Yapısı

1997 yılından itibaren kalenin deniz kotundaki kule ve beden duvarları, savaşta top atışları ile meydana gelmiş yıkıntılar ve kıyı çizgisinde günümüze kadar süregelen deniz erozyonu sebebiyle tehlike altındaydı. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için restorasyon uygulaması başından itibaren tartışılan alternatiflere bir 18. yüzyıl çizimi yol göstermiştir. Berquin imzalı çizim, kalenin yapıldığı dönemdeki kıyı çizgisini, kale yapılarını ve yerleşimi göstermesi sebebiyle restorasyon uygulama sürecini şekillendirmiştir. Bu belgedekikıyı çizgisine göre kıyı koruma yapısı uzman disiplinlerle iş birliği yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Seddülbahir Kalesi Müze İçi ve Rampa - Seddülbahir Fortress Museum Interior & Ramp
Seddülbahir Kalesi Müze İçi ve Rampa – Seddülbahir Fortress Museum Interior & Ramp

Yeniden İşlevlendirme: Ek Yapı ve Çağdaş Bütünlemeler, Müzecilik Yaklaşımları

Kalenin yeniden işlevlendirilmesi amacıyla 2016 yılında açılan davetli yarışma sonucunda KOOP Mimarlık ve Müze Sergi İşleri ortaklığında yapılan proje seçilmiştir. Bu projenin en önemli adımlarından birini yeniden kullanım projesi oluşturmuştur. Temel amaç, yıkılan Bab-ı Kebir’in yeniden canlandırılması ve yeni müze binasının tasarlanması olmuştur.

Bunlara ek olarak kale önündeki meydan projelendirilmiş, meydandaki ilkokul ziyaretçi merkezi haline getirilmiş, tarihi mekanlara yeni işlevler kazandırılmış ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. Kale bütününde engelli ziyaretçiler için de rotalar ve uygun mimari çözümler düşünülmüş ve yürüyüş yolları ile erişilebilir alanlar arasında güzergahlar oluşturulmuştur.

Seddülbahir Kalesi genelinde büyük oranda kaybolmuş yapı kısımlarında restitüsyon verilerini esas alarak tamamlama ya da rekonstrüksiyon uygulaması yerine tanımlanan alanlarda yapı silüeti çağdaş elemanlarla yeniden tasarlanarak uygulanmıştır.

Tasarım yaklaşımı olarak Bab-ı Kebir ve Kubbeli Yapı başta olmak üzere bazı bölümlerde soyut tamamlama önerisi geliştirilmiştir. Yok olmuş büyük bir kütlenin benzer malzemelerle yeniden inşası, kalıntıların büyük ölçüde görünmez olmasına yol açacağı gibi, yeterli bilgi ve belgenin bulunmadığı detayların yorumlanmasında hata yapma olasılığını da yaratacağı için Bab-ı Kebir’in siluetinin bir kısmını ve üzerinde yer aldığı beden duvarı hattını yansıtacak, ahşap malzeme ve hafif taşıyıcılı bir silüet canlandırması yapılmasına karar verilmiştir.

Özellikle Bab-ı Kebir’de yapılan kazılar ile ortaya çıkan kalıntıları korumak için özgün malzeme ile tamamlamadan kaçınılmıştır. Kalenin ana girişi, en abidevi noktalarından biri olan Bab-ı Kebir’in bu özelliklerini hatırlatmak için bir köşede en yüksek noktalarını göstererek, kenarlara doğru kaybolan ahşap bir silüet oluşturuldu. Ahşap elemanlarla tasarlanan bu tasarım dili, Doğu Kule’de yok olan dendanların üst kotunu belirten bir bant, Kubbeli yapıda ise kubbe tamamlamasında kullanılmıştır.

Kalenin ana girişinde, en abidevi noktalarından biri olan Bab-ı Kebir’in bu özelliklerini hatırlatmak için bir köşede en yüksek yapı köşelerini göstererek, kenarlara doğru kaybolan ahşap bir silüet oluşturulmuş, böylece Bab-ı Kebir’in yüksekliğinin, anıtsal karakterinin ve giriş fonksiyonunun yeniden canlandırılması değil, aynı zamanda eski parçalarından ayırt edilebilir ve sökülebilir hale getirilmesi de amaçlanmıştır. Ahşap elemanlarla tasarlanan bu tasarım dili, Doğu Kule’de yok olan dendanların üst kotunu belirten bir bant, Kubbeli yapıda ise kubbe tamamlamasında kullanılmıştır.

Seddülbahir Kalesi Mimarlar Odası Yapı Plaketi ve Ödüller - Seddülbahir Fortress Chamber of Architects Building Plaque and Awards
Seddülbahir Kalesi Mimarlar Odası Yapı Plaketi ve Ödüller – Seddülbahir Fortress Chamber of Architects Building Plaque and Awards

Seddülbahir Kalesi Restorasyon Uygulamasının Kazandığı Ödüller

Seddülbahir’deki restorasyon ve tasarım çalışmaları 2023 yılındaki açılıştan bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası ödüle layık görülmüştür.

  • TMMOB 19. Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamında Bina/Koruma Kategorisinin 2024 yılında birincisi seçilmiş, 30 Mayıs 2025 tarihinde ödül kapsamında yapı plaketi Seddülbahir Kalesi’ne törenle yerleştirilmiştir.
  • Uygulama, Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin 16. Mimarlık Ödülleri’nde Jüri Özel Ödülü almıştır.
  • Peyzaj Mimarları Odası 15.Ulusal Peyzaj Mimarlığı Sergi ve Ödülleri’nde de genel kategoride birincilik ödülü almıştır.
  • Arkitera Türkiye 2023 Mimarlık Yıllığı Seçkisinde “Seddülbahir Kalesi Restorasyon Uygulaması” başlığı ile yayınlanmıştır.
  • Bu ödüllerin yanı sıra Uluslararası DOMUS Restorasyon ve Koruma Fasso Bortolo Ödülleri’nde Restorasyon ve Koruma kategorisinde Finalist ve Architizer A+ Ödüllerinde Kültürel & Müze Yapıları Kategorisinde Finalist seçilmiştir.
  • 2024 Kasım ayında Singapur’da yapılan Dünya Mimarlık Festivali’nde En iyi Taş Kullanımı Kategorisinde ve Bitmiş Binalar & Kültürel Yapılar Kategorisinde finale kalan projeler arasına seçildi, Bitmiş Binalar & Kültürel Yapılar Kategorisinde “Övgüye Değer Yapı Ödülü” almıştır.
  • Son olarak 2024 Dezeen Ödülleri’nde Miras Kategorisinde “Yılın Miras Projesi” olarak ödüllendirilmiştir.
Seddülbahir Kalesi TMMOB Mimarlar Odası Yapı Plaketi - Seddülbahir Fortress TMMOB Chamber of Architects Building Plaque
Seddülbahir Kalesi TMMOB Mimarlar Odası Yapı Plaketi – Seddülbahir Fortress TMMOB Chamber of Architects Building Plaque

Seddülbahir Kalesi ve Köyünün Geleceği

18 Mart 2023’teki açılıştan sonra, Seddülbahir’in paydaşları müze ile ilgili geri bildirimlere göre yeni stratejiler üretiyor, proje arşivini ve araştırma verilerini güncellemek, mimari yarışmalar ve yayınlar için hazırlık yapmak gibi çeşitli uzun ve kısa vadeli projeler geliştiriyor. Çalışılan projelerin içeriği alandaki kafe ve konferans alanlarının nasıl değerlendirileceğinden, enerji tasarrufu stratejilerini dahil ederek Seddülbahir’in karbon ayak izinin nasıl düşürüleceğine kadar çeşitleniyor. Şu anda ziyaretçi merkezinde bulunan kadın sanat kooperatifi ÇATAB çatısı altında üretimlerine devam etmektedir. Siteye engelli erişiminin iyileştirilmesi de ekibin gelecekteki projelerinin en önemli öncelikleri arasında yer almaktadır.

Seddülbahir kalesinin korunması ve restorasyonu için, yapının ve alanın farklı bölümlerinin nasıl belgeleneceği, korunacağı, restore edileceği ve/veya yeniden inşa edileceği konusunda çeşitli kararlar alınmıştır. Geçmişteki tahribatın izlerinin korunması, alanın yorumlanmasının önemli bir yönü olarak kabul edilmiştir, restorasyon ve yeni kullanım çerçevesinde alınan tüm kararlar “mekân ruhu” nu yansıtmaya ve sürdürmeye yöneliktir. Mekan ruhunun sürdürülmesi ve korunması projenin en önemli hedeflerinden biridir.

Projenin 1997’deki başlangıcından bu yana, disiplinler arası ekip ve Seddülbahir’in birçok paydaşı arasındaki iş birliği, projenin ruhunu üretken ve yenileyici olarak kalmasını sağlamıştır. Sonuç olarak, Gelibolu yarımadasındaki en önemli tarihi yerlerden biri olan Seddülbahir Kalesi, 17. yüzyıldaki kurucusu Osmanlı kraliçesi Hatice Turhan Sultan’ın hikayesinden, I. Dünya Savaşı sırasında yıkılışına ve son olarak restorasyon ve canlandırma hikayesine kadar geçmişine dair birçok anlatıyı ziyaretçileriyle paylaşmaktadır.

Bugün Seddülbahir Kalesi mimarisi ile herkesi geçmişte kalan yıkım ve savaş tarihini düşünmeye teşvik eden ve barışı besleyen canlı bir kültür mirasıdır. Özgün giriş kompleksi, müzesi, sanatçı atölyesi ve yeniden tasarlanmış köy meydanıyla, ziyaretçilere ve yerel halka hizmet veren kale, savaşın artık uzak ama önemli bir anı olduğu bir geleceğe bakmaktadır.

Seddülbahir Kalesi Meydan, Karşılama Merkezi ve Maket, Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Square, Visitor Center & Model after Restoration
Seddülbahir Kalesi Meydan, Karşılama Merkezi ve Maket, Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Square, Visitor Center & Model after Restoration

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Mehmet Âkif ERSOY

“Seddülbahir Kalesi’nde 3 Kasım 1914 tarihinde müttefik donanmasının bombardımanı sonucu şehit olan askerlerimiz, Çanakkale’de, Osmanlı Devleti ve İtilaf Kuvvetleri arasında yaşanan birçok muharebenin ilk kayıplarıydı. Çanakkale’nin ilk şehitleri olarak bizlere şan ve şeref bırakan kahramanlarımız, tarihin akışını değiştirecek olan bu savaşta gösterdikleri cesaretten dolayı milletimizin kalbinde sonsuza dek yaşayacaklardır. Ruhları şad olsun.”

Seddülbahir Kalesi Hava Fotoğrafı 2023 - Seddülbahir Fortress Aerial Photo 2023
Seddülbahir Kalesi Hava Fotoğrafı 2023 – Seddülbahir Fortress Aerial Photo 2023

Seddülbahir Kalesi Mimarisi ve Özellikleri

Seddülbahir Kalesi Mustafa Ağa’nın mimarbaşı olduğu dönemde (1651-1661) inşa edilmiştir. Yapım hazırlıkları 1656 yılında başlayan kalenin inşaat sürecinin Kumkale ile birlikte 1659 yılında tamamlandığı kabul edilmektedir. Kalenin banisi olan Hatice Turhan Sultan’ın vakfiyesinde kalenin evler, dükkânlar, cami, okul ve diğer mekânlarıyla görkemli inşa edilmeleri emredilmiştir.

Seddülbahir Kalesi yedi kule ile uzunluğu sekiz yüz metreyi bulan dendanlı ve seğirdimli beden duvarlarına sahiptir. Kalenin kâgir kubbe ve tonoz örtülü mekânları vardır. Mimari olarak 17. ve 19. yüzyıla tarihlenen iki dönemi bulunan kalenin, köy yerleşimi seviyesindeki üst avlusu kaleiçi yerleşimi ve sonraki dönemin yapılarını barındırırken, deniz seviyesindeki alt avlu deniz kotundaki yapıları, deniz ve liman bağlantısını içermektedir.

Kalenin duvarları, kubbe ve tonoz örtülü mekânları kesme ve kaba yonu taş ile horasan harcı kullanılarak inşa edilmiştir. Beden duvarları ve örtüler inşa edilirken büyük boyutlu meşe hatıllar ve demir kenetlerle güçlendirilmiştir.

Aktif fay hatlarına ve denize yakın konumundan dolayı yıkıcı depremler, sert rüzgârlar ve şiddetli dalgalarla birlikte yaşanan savaşların tahribatları yapıda önemli mimari onarımlara ve yapısal değişimlere neden olmuştur.

Kuzey Kule / Hamam Tabyası

Hamam Tabyası / Kuzey Kule köye ve çifte hamama en yakın kuledir. Dıştan sekizgen planlı kule, kubbe ile örtülü dairesel bir iç mekâna sahip olup üç mazgal penceresi ve bir kapısı vardır. 19. yüzyıla bozulmadan gelmiş kule, 25 Nisan 1915’te başlayan çıkarma harekâtındaki bombardımanda Ertuğrul Koyu’na bakan cephesinin büyük bölümünü kaybetmiştir, bu bölüm restorasyon sürecinde tamamlanmış ve mekân bütünlüğü sağlanmıştır.

Kulenin üstüne doğusundaki merdivenle çıkılan seğirdim yolundan ulaşılır. Kule içinde kozalak, tuğla ve taş ile yapılmış özgün bir döşeme kaplaması bulunmuştur. Hisarpeçelerinin ve seğirdimin bir bölümü mevcut izler dikkate alınarak tamamlanmıştır.

Kuzeybatı Orta Kule

Başkule / Sancak Kulesi ile Hamam Kulesi arasında uzanan kuzeybatı duvarının ortasında yer alan kuledir. 1814 yılına kadar Bab-ı Sagir Kulesi olarak adlandırılan bu kule dışta kare planlı, içte ise tonozla örtülü bir dikdörtgen mekân barındıran kulenin kapısı ile üç yönde pencereleri ve pencereleri mekâna bağlayan tonozlu eyvanları bulunmaktadır. Sonraki dönemlerdeki işlev değişikliği ve tahribat sonucu ilk döneme ait izler yok olmuştur. Ana tonozda bulunan baca ve iç mekândaki dairesel kalıntı bu mekânın sonraki dönemde Kışla kompleksi içindeki işlevi ile ilgili ipucu barındıran yegâne unsurlardır.

Kulenin Ertuğrul koyuna bakan cephelerinde bulunan geniş tahribat özgün dönem restorasyonu ile bütünlenmiştir. Kulenin iç mekânında soldaki mazgal pencereden Ertuğrul koyu, ortadaki çifte pencerelerden İngiliz Anıtı ve Ertuğrul Tabyası, sağda bulunan 19. yüzyıl eki olan pencereden ise köy ve çifte hamam görünmektedir.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Duvarları ve Bab-ı Sagir, Restorasyon Süreci - Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Walls and Secondary Gate after Restoration
Seddülbahir Kalesi Üst Avlu Duvarları ve Bab-ı Sagir, Restorasyon Süreci – Seddülbahir Fortress Upper Courtyard Walls and Secondary Gate after Restoration

Batı Kule / Sancak Kulesi

19. yüzyıla kadar değişmeden gelen Batı kule 25 Nisan 1915 günü yapılan kara çıkarması sırasında stratejik öneme sahip olan yapılardan biridir. Kule bu kara çıkarmalarındaki bombardıman sebebiyle önemli tahribatlar almıştır. Kulenin içinde mühimmat bulundurulduğu ve mazgal açıklıklarının savunma için de kullanıldığı bilinmektedir. Maruz kaldığı tahribatlardan dolayı yapısal kayıplar yaşamış ve özgün işlevine ait unsurlar yok olmuştur.

Batı Kule soldan sağa doğru Kumkale, Bozcaada, Tavşan Adası, Ertuğrul koyu, Mehmetçik Feneri, Ertuğrul Tabyası, İngiliz Anıtı, Çifte Hamam ve Seddülbahir Köyü’ne bakan geniş bir bakı manzarasına sahiptir. Kuleden River Clyde gemisinin bulunduğu nokta ve Ertuğrul koyu açıklarındaki diğer batık gemi noktaları da görülmektedir.

Batı Kule Ertuğrul Koyu’na bakan dışta sekizgen planlı, içte kubbe ile örtülü beş mazgal açıklığı bulunan dairesel bir mekândır. Eğimden dolayı en yüksek cepheye sahip bu kule Baştabya ya da Sancak Kulesi olarak da anılmaktadır. Daha sonraki dönemdeki tahribatlardan dolayı özgün işlevine ait unsurlar yok olmuştur.

Kulenin üst kotta diğer kulelerdeki gibi seğirdim yoluna bağlanan taş döşemeli ve hisarpeçe sıralı olduğu bilinmektedir. Duvarlarının ve kubbesinin büyük bölümünü kaybeden kulenin yapısal olarak tehlike içermesi sonucu restorasyon öncesinde statik değerlendirmeler yapılmış, daha fazla hasar görmesini engellemek üzere yapısal iyileştirme yapılarak ve payandalarla desteklenerek restorasyon uygulaması tamamlanmıştır. Bu uygulama sürecinde gerekli sondaj ve yapısal analizler için farklı uzmanlıklardan destek alınmıştır.

Güneybatı Kule / Cezayir Kulesi

Cezayir Kulesi ya da Harap Kule dışta pahlı cepheleri ile kare planlı bir kuledir. 19. yüzyıl başlarında Harabe Tabyası olarak kayıtlarda yer alan bu kulenin muhtemelen tonozlu ve üç yönde mazgal pencereye sahip iç hacminin ahşap döşemesi altında mühimmat depolama mekânı bulunmaktaydı. Kuleye dik olarak denize doğru eğimle inen seğirdimli beden duvarı bir karakol mekânı ve yanında Lodos Kulesi’ne açılan bir kapı ile sonlanmaktadır.

Cezayir Kulesi yıkık olan duvarları belli bir kotta bütünlenerek metal taşıyıcılı bir seyir terası ile tamamlanmıştır. Seyir kotunda panaromik olarak solda kardeş kule Kumkale, Truva arkeolojik alanı, orta aksta kulenin tam karşısında diğer bir kalebend kalesi olan Bozcaada ve Tavşan Adası, sağda ise, Mehmetçik Feneri, Ertuğrul Koyu, SS River Clyde gemisinin liman izi, V Beach mezarlığı, Ertuğrul Tabyası ve İngiliz Anıtı bulunmaktadır.

Güney Kule / Lodos Kulesi

Tophane Tabyası ya da Kebir Tabya olarak da anılan Tophane / Lodos Kulesi, dairesel planlı kubbe ile örtülü dört yönde mazgal boşluklu bir mekân içermektedir. Alt avludan bir kapıyla erişilen kulenin 17. yüzyıl tanımlarında içinde barut mahzeni, anbar, 3 adet topçu nefer odası ve kule üzerinde karakolhanesi olduğu belirtilmektedir.

Lodos Kulesi üst kotta Poyraz Kulesi ile arasında bulunan kazamatların üstünde bulunan seğirdime ulaşan dairesel bir geçidi de barındırmaktadır. Berquin çiziminde önündeki nöbethane görülmektedir.  Alt avludan bir kapıyla erişilen kulenin 19. yüzyılda önceki işlevini devam ettirdiği, mühimmat depoları olan ve topçu birliğini barındıran bir kule olduğu tahmin edilmektedir.

Güney kulenin üstündeki seğirdim yolu barındırdığı yapısal tehlikelerden dolayı ziyarete kapalıdır. Kulenin üst kotundan soldan sağa doğru Çanakkale kıyısı, kardeş kalesi Kumkale, Bozcaada ve Tavşan Adası’na bakan bir manzarası bulunmaktadır. Bu kottan ayrıca alt avlu, Doğu kule ile arasındaki dendanlı seğirdim yolu ve deniz kotunda kıyı hattı görülmektedir.

Güney Kule dairesel planlı kubbe ile örtülü bir iç mekâna sahiptir. 19. yüzyıl sonu fotoğraflarında kulenin bütün hali görülmektedir, kule savaş sırasında aldığı tahribat neticesinde kubbe ve duvarlarının yarısını kaybetmiştir. Günümüze kadar süren bu yıkım ve kaybolan kıyı çizgisi denizin iç mekâna kadar ilerlemesine sebep olmuştur. Yapısal olarak tehlike içeren kulenin üst kotta seğirdim kotlarını bağlayan ve alt avluya bakan dairesel geçit mekânında da tonozlu örtü ve duvar kayıpları vardır.

Bu tahribatlar sonucu restorasyon öncesinde gerekli sondaj ve yapısal statik değerlendirmeler yapılmış, daha fazla hasar görmesini engellemek üzere yapısal iyileştirme yapılarak ve payandalarla desteklenerek restorasyon uygulaması tamamlanmıştır.

Doğu Kule / Poyraz Kulesi

Poyraz Limanı Tabyası olarak da anılan Tophane / Poyraz Kulesi limana en yakın kuledir. Alt avludan bir kapıyla girilen kulenin içte ve dışta dairesel planlı mekânı kubbe ile örtülüdür, dört yönde kemerli geçitleri vardır. Kule içinde cephanelik, üzerinde ise karakolhane bulunduğu bilinmektedir. Poyraz kulesinin içerdiği mekânlarla kalenin en kapsamlı işleve sahip yapısıdır.

Liman bağlantısını sağlayan kapının bulunduğu koruma duvarları erken bir tarihte yok olmuş, 19. yüzyılda yeni bir savunma duvarı yapılmıştır. Doğu Kule’yi Güney Kule’ye bağlayan seğirdim yoluna dairesel bir geçitle bağlanılır.

Doğu Kulenin üst kotunda soldan sağa doğru Çanakkale Şehitler Abidesi, Çanakkale kıyısı, kardeş kalesi ve Kumkale görülmektedir. Bu kottan ayrıca Seddülbahir Köyü Limanı, Güney kule ile arasındaki dendanlı seğirdim yolu, alt avlu ve eyvanlı iç duvarı, Güney Kulenin iç cephesi ve deniz kotunda kıyı hattı görülmektedir.

Tophane / Poyraz Kulesi günümüze kadar değişmeden gelen bir iç mekâna ve kalenin tahrip olmamış tek iç mekân kubbesine sahiptir. İç mekânda kubbe kasnak kotunda metal korozyonu sebebiyle oluşan tahribatlar restorasyon sürecinde giderilmiştir. Deniz kenarında olması sebebiyle bozulmaya uğrayan taş yüzeylerinden dolayı tahrip olmuş açıklıklar ve cephenin kaybolan bütünlüğü, restorasyon sürecinde ele alınmış, tamamlama ve bütünlemeler yapılmıştır. Bu uygulamalar sürecinde kemerli açıklıkların eskiden varolan kapaklarının da bağlantıları ortaya çıkmıştır.

Seddülbahir Kalesi Bab-ı Kebir ve Müze, Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Main Gate and Museum after Restoration
Seddülbahir Kalesi Bab-ı Kebir ve Müze, Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Main Gate and Museum after Restoration

Bab-ı Kebir

Kalenin kuzeydoğu duvarı üzerinde bulunan Bab-ı Kebir, 1700 yılına tarihlenen Fransız kartograf Pierre Berquin çiziminde de görüldüğü üzere Seddülbahir Kalesi’nin yedi kulesinden birini teşkil eden ana girişidir.

Üç büyük tonuzu ile yapı giriş sofası ve iki odasını, parmaklıklı pencereleriyle mahpushane, kaleye ait askeri mühimmatın depolandığı küçük bir cebehane ve kapıyı beklemekle görevli muhafızlara ait nöbethane birimlerini içermektedir.

Bab-ı Kebir’in hemen bitişiğinde yer alan Dizdar Ağa Konağı kalenin baş sorumlusuna ait ikametgâh olarak bilinmektedir. 1708-1814 yılları arasında onarımlar geçiren ve mekan kurgusu değişen kapı kulesinin, Çanakkale Muharebeleri sonrası büyük bölümü yıkılmış ve yıllar içinde tamamen toprak altında kalmıştır. Restorasyon sürecinde sürdürülen arkeolojik araştırmalarla ortaya çıkan temelleri korumak amacıyla kapının yeniden kargir inşasından kaçınılmış, anıtsal kapı hafızasını canlandırmak ve ana giriş işlevini yeniden kazandırmak için çağdaş ahşap bir strüktür tasarlanmıştır.

Bab-ı Sagir

Kuzeydoğu duvarı üzerinde Bab-ı Kebir Kulesi’nin aşağısına, yolun beden duvarına bağlandığı yere karargâh yapıları, tabya ve bonetlerle eş zamanlı olarak Bab-ı Sagir ya da Liman Kulesi olarak adlandırılan yeni bir kapı inşa edilmiştir. Liman bağlantısı olan bu kapının kışlanın ve bonetlerin tipolojik özelliklerini devam ettirdiği izlenmektedir. Yeni kapı yapılırken Bab-ı Kebir ile aralarındaki beden duvarı da yeniden inşa edilmiştir. Bab-ı Sagir beden duvarının dışında limana inen yola ve İlk Şehitler Mezarlığı’na açılmaktadır. Bakış yönünde Çanakkale Şehitler Abidesi bulunmaktadır.

Seddülbahir Kalesi Üst Avlu

Seddülbahir Kalesinin üst avlusu günümüze kadar çeşitli yapı dönemlerini ve kullanım izlerini barındırmaktadır. 17. yüzyıl kayıtlarında üst avluda bir yerleşim olduğu belirtilmekte, başta cami, sıbyan mektebi ve Dizdar Ağa Konağı olmak üzere yapılardan bahsedilmektedir.

Berquin çiziminde bu yerleşim-yapı adaları ve deniz cepheleriyle betimlenmiştir. Dizdar Ağa başta olmak üzere askerlerin istihdamı için yapılmış olan binalar dışında kalebendlerin yaşadığı evler de muhtemelen vardı. Eski gravürlerinde, üst avluyu alt avluya bağlayan, sonraki dönemlerde izi kaybolmuş bir orta hisar da görülür. Üst avludaki bu yerleşim 19. yüzyıl başına dek kullanılmıştır.

Seddülbahir Kalesi’nin üst avlusunda 19. yüzyıl başında yerleşim mekânları boşaltılmış ve değişen savunma ihtiyaçlarına bağlı olarak askeri birliklerin yoğun olarak kullanacağı yapılar önceki dönem izleri üzerine kurgulanmıştır. Bu süreçte orta hisar üzerine L şeklinde bonet ve mevzilerden oluşan bir tabya, kuzeydoğu duvar üzerine Bab-ı Sagir, kuzeybatı duvar önüne kışla binası ve bitişiğine de ek yapıları inşa edilmiştir. Tabyanın yanında bir mühimmat deposunun da yapıldığı anlaşılmaktadır.

Restorasyon sürecinde üst avlunun tüm katmanları değerlendirilmiş, arkeolojik kalıntıları, yapı izlerini ve genel dokuyu olduğu gibi korumaya yönelik bir kararla uygulama yapılmıştır.

Üst avluda temel yapı izleri görünmekte olan kâgir dikdörtgen yapı kalıntısı, içinde kışlaları ve zabit odalarını bulunduran karargâh binasına aittir. 1834 yılına ait tamirat defterinde bu karargâh binası ile ilgili altı adet koğuş içerdiği kaydedilmiştir. Kuzeybatı duvarı ile birlikte tasarlanmış bir yapı bütünü içinde bulunan karargâh binası ile birlikte, Hamam Kulesi tarafında çamaşırhane, mutfak ocakları ve kiler, Sancak Kulesi tarafında ise helalar ve hamam ocaklarını içeren beden duvarına bitişik mekânlar inşa edilmiştir. Birinci dönemde Bab-ı Sagir Kulesi olarak anılan Kuzeybatı Orta Kulesi, kışla kompleksi kurgusu ile karagahın mekânlarından birine dönüşmüştür.

Beşik çatılı kışlanın iki katlı orta bölümü subaylara ait mekânları, tek katlı yan kanatları ise askerlere ait koğuşları barındırmaktadır. Binanın kuzeybatı cephesindeki konik taş döşeme, kışlanın arka taraftaki mekânlarla bağlantısını sağlar. Kışlaya ait olduğu bilinen kitabe 1885 tarihini taşımaktadır. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmış olan tüm bu yapı izleri arkeolojik konservasyon yöntemleri ile uygulama yapılarak korunmuştur.  

25 Nisan 1915’te başlayan çıkarma harekâtında Seddülbahir Kalesi büyük ölçüde tahrip edilmiş ve Çanakkale muharebeleri boyunca Fransızlar tarafından genel karargâh olarak kullanılmıştır. Kalenin içinde yapılar inşa eden Fransız Kuvvetlerinin konutları, askeri yapıları ve hatta mezarlıkları da kalenin üst avlusunda bulunmaktaydı. Burada izleri görülen yapının üst düzey yetkililerin kullanımına yönelik olduğu çeşitli kaynaklarda görülmektedir.

Alt Avlu

Alt avlu Lodos ve Poyraz Kuleleri arasında eyvanlar önünde uzanan, tokat duvarı ile kazamatları içeren alandır. Poyraz kulesi ile liman bağlantısının, Lodos Kulesi ile deniz hizasındaki savunma hattı bağlantısının olduğu alt avluda, savunma ve levazım ile ilgili depolamanın olduğu eyvanlarda bulunan yuvalaklardan (demir top gülleleri) anlaşılır. Alt avluda eyvanlarla Poyraz kulesi arkasındaki merdiven bağlantısında bir çeşme bulunur. 19. yüzyılda değişen savunma teknolojisi ile birlikte deniz kotundaki toplar ana işlevini yitirmiştir, bu nedenle alt avlu mekânlarının kullanım yoğunluğu da değişmiş olmalıdır.

Lodos Kulesi ile Poyraz Kulesi arasında bulunan deniz hizasındaki kazamatlar, topların konumlandığı geçitlerdir. Bu geçitlerin arkasında topların sırtını verdiği bir duvar uzanmaktadır. Kazamatların kemerli açıklıklarının dışta ahşap kapakları olduğu 17. yüzyıl Berquin gravüründen ve duvar üstündeki menteşelerden anlaşılmaktadır. Kazamatların üst kotunda her iki kulenin dairesel geçitlerinin bağlandığı taş döşemesi ve mazgallı hisarpeçeleriyle bir seğirdim yolu bulunmaktadır.

Alt avluda Lodos-Poyraz kuleleri arasında uzanan yüksek eyvanlar, içlerinde bulunan kiriş boşluklarıyla çift katlı kullanımlarını vurgulamaktadır. Muhtemelen cepheleri de kapalı olan bu mekânlar depolama ve askeri barınma amacıyla kullanılmıştır. Poyraz tarafında bulunan geniş merdiven arkasında üst avluya muhtemel bir bağlantı içeren mekânlar sonraki dönemlerde tamamen değişmiştir. Lodos tarafında ise üst avluya bağlantı sağlayan merdivenler bulunmaktadır.

Seddülbahir Kalesi Alt Avlu ve Doğu Kule Restorasyon Sonrası - Seddülbahir Fortress Lower Courtyard & East Tower after Restoration
Seddülbahir Kalesi Alt Avlu ve Doğu Kule Restorasyon Sonrası – Seddülbahir Fortress Lower Courtyard & East Tower after Restoration

Ziyaretçi Merkezi / İlkokul

Kalenin kuzeydoğu duvarı dışında, Hamam ve Bab-ı Kebir Kuleleri arasına bir hastane yapılması 1893 yılında planlanmış, II. Abdülhamid Dönemi’nde hizmete girmiştir. Hastanenin fotoğrafları, Çanakkale Muhabereleri esnasında yapının ağır hasar gördüğünü, ancak Müttefik birliklerinin 1916’da yarımadayı tahliye edene kadar hastaneyi kullanmaya devam ettiklerini ortaya koymuştur. Yapı yıllar boyu harabe olarak kalmış, sonradan Seddülbahir Köyü’nün ilkokulu bu hastane binasının temelleri üzerine inşa edilmiştir. Yapının özgün planı ve kullanım detayları bilinmemektedir.

1930’larda hastanenin yerine bir ilkokul inşa edilmiş ve aynı dönemde Bulgaristan ve Romanya’dan buraya göç eden Türk ailelerin çocuklarının eğitim gördüğü bir yapı olarak kullanılmıştır. İlkokul binası günümüzde Seddülbahir Kalesi Ziyaretçi Karşılama Merkezi’ne ev sahipliği yapmakta ve bünyesinde sergi alanı ile Halk Eğitim Merkezi’ne ait atölye alanı bulundurmaktadır.

Çifte Hamam ve Tek Hamam

Hadice Turhan Valide Sultan’ın vakıf eserlerinden olan çifte hamamın, 1659 yılında yapımına başlanan Seddülbahir Kalesi ile birlikte inşa edildiği bilinmektedir.

Çifte Hamam, kalenin Hamam Kulesi olarak adlandırılan Kuzey Kulesinin hemen karşısındadır. Kadınlar ve erkekler tarafından kullanılan çifte hamam kubbe ile örtülü sıcaklık, ılıklık, soğukluk mekânlarından oluşmaktadır. Bugün tamamen yıkılmış durumda olan tonozla örtülü soğukluk ve külhan kısımları yanısıra yapının, ılıklık, sıcaklık ve halvet birimleri ile tonozlu su depoları kısmen korunmuş ve ayaktadır.

Kireçtaşından kaba yonu örgülü beden duvarları üzerinde yükselen tuğla üst örtü ve geçiş elemanları, mukarnas, pandantif, aynalı tonoz ve tromp gibi yapısal formları barındırması nedeniyle ilgi çekicidir. Eyvanlı mekân şeması ve mukarnas geçişli kubbeye sahip kuzey sıcaklığın daha vurgulu tasarlandığı anlaşılmaktadır. Nişler, (sıcak/soğuk) su boruları ve birden fazla sıva katmanı, bugün toprak dolgusu üzerinde olup hamamın kullanım şemasına dair bilgi veren bazı yapısal detaylardır.

Çifte hamamın arkasında bulunan tek kubbeli hamam savaş sonrasında yapılmıştır ve yakın zamana kadar kullanılmıştır.

© Bu yazı Seddülbahir Kalesi Proje Müellifleri ve Restorasyon Ekipleri tarafından hazırlanmış çeşitli yayınlardan AOMTD tarafından derlenmiştir. Hava Fotoğrafı ÇATAB arşivinden kullanılmış, bunun dışındaki tüm fotoğraflar AOMTD arşivinden alınmış, (diğer sayfalarımızda olduğu gibi) Arzu Özsavaşcı ve Yalçın Özçelik tarafından çekilmiştir.

Seddülbahir Kalesi TMMOB Mimarlar Odası & ÇATAB Plaket Töreni 30.05.2025 - Seddülbahir Fortress TMMOB Chamber of Architects & CATAB Plaque Ceremony
Seddülbahir Kalesi TMMOB Mimarlar Odası & ÇATAB Plaket Töreni 30.05.2025 – Seddülbahir Fortress TMMOB Chamber of Architects & CATAB Plaque Ceremony

PROJE KÜNYESİ

1997 yılından itibaren emek vermiş Seddülbahir Köyü sakinleri başta olmak üzere, proje sürecinde çalışan 200’ü aşkın teknik insan/uzman ve 2.000’i aşkın işçinin ve emekçinin ortak ürünü olan projenin künyesi aşağıdaki gibidir.

BİLİMSEL DANIŞMA KURULU

Dr. Gülsün Tanyeli

Prof. Dr. Lucienne Thys-Şenocak

Prof. Dr. Rahmi Nurhan Çelik

Doç. Dr. Haluk Sesigür

Arzu Özsavaşcı

PROJE MÜELLİFLERİ

Restorasyon Projesi Müellifi Arzu Özsavaşcı (AOMTD) – https://www.aozsavasci.com/

Yeniden Kullanım Projesi Müellifi Y. Burak Dolu (KOOP Mimarlık) – https://koopmimarlik.com/

PROJE TARİHLERİ

1997-2004 Araştırma Projesi (Koç University- Istanbul Technical University)

2004-2009 Rölöve, Restitüsyon ve Konservasyon Projesi (Koç Üniversite – Istanbul Technical University)

2015-2023 Restorasyon İnşaatı, Restorasyon ve Yeniden Kullanım Projeleri (ÇATAB Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı)

İŞVEREN

2004-2009 Çevre ve Orman Bakanlığı- Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü

2015-2023 ÇATAB/Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı

MÜLK SAHİBİ

Vakıflar Genel Müdürlüğü

RÖLÖVE, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON EKİBİ

Lucienne Thys-Şenocak, Rahmi Nurhan Çelik, Gülsün, Feridun Çılı, Haluk Sesigür, Arzu Özsavaşcı, Deniz Özkan, Umut Almaç, Selin Gener, İrem Nardereli, Nurdan Kuban, Günnur Çalışkan, Murat Alaboz, Günder Varinlioğlu, Arzu Öztürk, Carolyn Aslan, Bensen Ünlüoğlu, Gülay Karcı, Günşıl Kılıç, Kemal Sümer, Senem Uyanık, Tevfik Özlüdemir, Caner Güney, Banu Yüksel, Göksel Akkoca, Yelda Ademoğlu, Mehmet Erim, Bora Sayın, Serdar Erol, Bihter Özöner, Dursun Z. Şeker, Davut Erkan, Hasan Karataş, Yeşim Anadol, Işıl Cerem Cenker, Ahmet Ersen, Marisa Laurenzi Tabasso

YENİDEN KULLANIM YARIŞMA PROJESİ

KOOP Mimarlık, Müze Sergi İşleri

YENİDEN KULLANIM MİMARİ PROJE EKİBİ

Y. Burak Dolu, Alexandra Koumpouli, Arzu Özsavaşçı, Alper Karasu, Barancan Dağıstan, Birsen Parlar Erkan, Dilara Öztürk, Elif Tuğba Gürkan, Enes Pilavcı, Ezgi Bekarslan, Gamze Yeşildağ, Hazal Alıcıgüzel, Işıl Karabulut, Koray Bayraktutan, Nurseray Sarıçayır, Saleh Malek, Seçkin Maden, Selin Şentürk

PEYZAJ PROJESİ

caps.office, Mehmet Cemil Aktaş, Pınar Kesim Aktaş, Şeyma Kahraman, Gülşen Ayla Olgun

AYDINLATMA PROJESİ

Lightapp, Ali Ülgen, Zeycan Abay

İÇ MİMARİ VE TEŞHİR TANZİM PROJESİ

Koop Architects, Koruma Akademisi, Rabia Şengün, Y. Burak Dolu, Aykun Haddeler, Elif Tuğba Gürkan, Gamze Yeşildağ, Koray Bayraktutan, Nihan Demiral, Sezen Cezan, Tuğba Ağcabay, Betül Tuğçe İzgi, Kübra Keskin, Hakan Öğütçü, Yasin Tosun

STATİK PROJESİ

Arke Engineering & Architecture, Murat Alaboz

MEKANİK PROJESİ

KDP Engineering, Mahmut Kaya, MNM Can Engineering, Melih Sayı

ELEKTRİK PROJESİ

KDP Engineering, Selçuk Özdoğan, Nira Architecture Engineering, Handan Gürler Akçay

ALTYAPI PROJESİ

Süheyla Kuru

ANA YÜKLENİCİ

ABMA Construction Restoration

ALT YÜKLENİCİLER

ASMAZ Wood Frame Structures, Şanlıbayrak Steel, Met Construction, Fibula Architecture, Karınca Advertising, Temay Landscape, ERD Marine, Sıraç Electrics, EF Air Conditioning, Atempo

ŞANTİYE YÖNETİCİLERİ

Rabia Şengün, Merve Çankaya, Özge Mutlu, Vezir Hezer

ABMA RESTORATION ŞANTİYE TEKNİK EKİBİ

Maksut Refik Dönmezler, Abdülmenaf Yakiş, Ahmet Ağar, Bekir Can İzmir, Burhan Kutucu, Ebru Koçak, Enes Demirel, Erdal Aslan, Erdal Civelek, Ergin Or, Erol Bulut, Erol Usman, Esra Tunçer, Fadim Koçak, Gizemnur Bağ, Hakan Demirarslan, Hakan Öğütçü, M. Emin Alpaydın, Mehmet Fatih Okan, Merve Çankaya, Nazım Soylu, Ömer Can Kara, Özge Mutlu, Rabia Şengün, Seda Yalçınkaya, Serkan Eloğlu, Vezir Hezer, Yasin Tosun, Zeki Şahbaz, Zuhal Güler

KONTROL TEŞKİLATI

Gökhan Gümüşdağ, Aslıhan Kervan, Aydın Karabıyık, Aykan Özel, Emin Murat Özdemir, Marziye Eşki, Mehmet Akif Erdoğan, Mert Çatalbaş, Mustafa Kafkas Dereli, Özge Alpaydın, Özlem Coşkun,Serpil Savaş, Tolga Kaan Çakmak, Ümit Yılmaz

DANIŞMANLAR

Ahmet Tanyolaç, Ali Osman Avşar, Bodrum Underwater Archeology Museum, Dokuz Eylül University Institute Of Marine Sciences And Technology, Dr. Serkan Angı, Murat Alaboz, Ömer Arslan, Prof. Dr. Mehmet Özger, Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, Prof. Dr. Ünal Akkemik

Seddülbahir Kalesi İle İlgili Ayrıca Diğer Kaynaklar ve Bilimsel Kaynakça

Arzu Özsavaşçı Mimarlık Tasarım Danışmanlık

Seddülbahir Köyü bilgileri

Gelibolu Gezilecek Önemli Tarihi Alanlar

Marmara Bölgesi Tarihi Yerleri

Marmara Bölgesi Fotoğrafları

Marmara Bölgesi Şehir İsimleri Nereden Geliyor?

ÇATAB (Turkish Ministry of Culture and Tourism, the Çanakkale Wars and Gallipoli Historical Area Directorate), Web Site: https://canakkaletarihialan.gov.tr/tr (2025)

Özsavaşcı, A., Dolu, Y.B., Şengün R., Thys-Şenocak L., Çelik R.N., Tanyeli G.,Sesigür, H., ÇATAB, (2025) “The Restoration of the Seddülbahir Fortress on the Gallipoli Peninsula”, Defensive Architecture of the Mediterranean / Vol. XXI, Fortmed International Conference, April 10-12, Università degli Studi della Campania, Italy, 2025, sf:1377-1384.

Thys-Şenocak, L., Doğan E., Joy, J. (2022) Who Owns the Dead? Legal and Professional Challenges Facing Human Remains Management in Turkey, Public Archaeology, DOI: 10.1080/14655187.2022.2070209

Akkemik, Ü., Köse, N., Çatalbaş, M., Thys-Şenocak, L. (2020) “Dendrochronology and Archival Texts: Dating the Ottoman Fortress of Seddülbahir on the Gallipoli Peninsula, Turkey”, Archaeometry, Cilt.62, Sa.2, sf: 427-438 (SCI Indekslerine Giren Dergi)

Doğan, E., Thys-Şenocak, L. (2019) “Türkiye’de Arkeolojik İnsan Kalıntıları Yönetimi”, Memento Mori: Ölüm ve Ölüm Uygularmaları eds. A.M. Büyükkarakaya and E. Aksoy, Istanbul, Ege Yayınları, 2019, sf:515-536.

Akkemik, Ü. & Köse, N. & Çatalbaş, M. & Thys‐Şenocak, L. (2019). “Dendrochronology and archival texts: Dating the Ottoman fortress of Seddülbahir on the Gallipoli Peninsula, Turkey” Archaeometry. 62. 10.1111/arcm.12523.

Thys-Şenocak, L. (2018) Divided Spaces, Contested Pasts: The Heritage of the Gallipoli Peninsula, Routledge.

Doğan, E., Thys-Şenocak, L. (2018) “Archaeology, Museums and Tourism on the Gallipoli Peninsula: Issues of Human Remains, Ordnance, and Local Decision-Making”, Heritage in Context II, Miras 4, Archäologie und Tourismus / Archaeology and Tourism / Arkeoloji ve Turizm, DAI, Istanbul: German Archaeological Institute/ Ege Yayınları, sf: 289-313.

Özsavaşcı, A., Şengün R., Thys-Şenocak L., Çelik R.N., Tanyeli G., ÇATAB. (2018) “The History and Restoration of the Ottoman Fortress of Seddülbahir on the Gallipoli Peninsula”, Modern Age Fortifications of the Mediterranean Coast, Fortmed International Conference, October 18-20, Politecnico di Torino, Italy.

Ağiralioğlu Necati, Altunkaynak Abdüsselam, Özger Mehmet, Abdollahzadehmoradi Yasin (2017). Tarihi Yapılarda Kıyı Koruması: Çanakkale Seddülbahir Kalesi Uygulaması (Coastal Protection of Historical Structures: Dardanelles Seddülbahir Fort Case Study). Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu Bildiri Kitabı (Tam Metin Bildiri/Sözlü Sunum) (Yayın No:3784627), 2-4 Kasım, Trabzon 2017, sf: 463-472.

Özsavaşcı, A., Şengün R., Thys-Şenocak L., Çelik R.N., Tanyeli G., ÇATAB. (2017) “Rölöve, Restitüsyon, Konservasyon Projelerinden Restorasyon Uygulaması ve Yeni Kullanım Sürecine Seddülbahir Kalesi 2016 Yılı Çalışmaları”, Kargir Yapılarda Koruma ve Onarım Semineri VIII, 2016 Bildiri Kitabı, İBB KUDEB Yayınları, İstanbul, sf: 246.

Thys-Şenocak, L., Celik, R. N., Tanyeli G., Özsavaşçı, A. (2016) “Destruction and Restoration on the Gallipoli Peninsula; The Ottoman Fortress of Seddülbahir”, ICOMOS AGA&ADCOM, 15-21 Ekim, İstanbul.

Dörter, G., Thys-Şenocak, L. (2016) “Fortifications in Turkey: The Ottoman Frontier Fortresses at Seddülbahir and Upper Rumeli Kavak”, Conservation in Turkey, eds. Z. Ahunbay, D. Mazlum, Z. Eres/ English editors: L. Thys-Şenocak, E. Yıldırım, Istanbul, Ege Yayınları, sf:365-388.

Thys-Şenocak, L., Celik, R. N., Özsavaşçı, A. (2015) “Seddülbahir Kalesi Rölöve, Restitüsyon ve Konservasyon Projeleri: Araştırma Projesinden Konservasyon Uygulamasına Bir Akademik Projenin Hikayesi”, TMMOB Mimarlar Odası 3.Ulusal Mimari Koruma Proje ve Uygulamaları Sempozyumu, 2-3 Ekim, Eskişehir.

Thys-Şenocak, L., Celik, R. N., Tanyeli G., Özsavaşçı, A. (2011) “Seddülbahir ve Kumkale’nin Öyküsü: İki Osmanlı Kalesinin Arşiv Belgeleri, Arkeolojik ve Sözlü Kaynaklarla Keşfi”, Gelenek, Kimlik, Birlesim Kültürel Kesismeler ve Sanat- Günsel Renda’ya Armagan / Tradition, Identity, Synthesis: Cultural Crossings and Art in Honor of Günsel Renda, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayinlari, Ankara.

Thys-Şenocak, L., Çelik, R.N., Özsavaşcı, A. and Tanyeli, G. (2009). “Understanding Archaeology and Architecture through Archival Records: The Restoration Project of the Ottoman Fortress of Seddülbahir on the Gallipoli Peninsula of Turkey”, The Frontiers of the Ottoman World, A. Peacock (ed), Proceedings of The British Academy 156, pp 189-210, Oxford University Press, Oxford and New York.

Thys-Şenocak, L. (2009) Hatice Turhan Sultan: Osmanlı Kadın Baniler, çeviri Ayla Ortaç, Kitap Yayinevi, İstanbul.

Thys-Şenocak, L., and Aslan, C. (2008) “Narratives of Destruction and Construction: The Complex Cultural Heritage of the Gallipoli Peninsula”, Archaeology of Destruction, L. Rokoczy (ed), pp 29-47, Cambridge Scholars Press, Cambridge.

Thys-Şenocak, L. (2008) “Moving Beyond the Walls: The Oral History of the Ottoman Fortress Villages of Seddülbahir and Kumkale” with I. Cerem Cenker in Hamilton, Paula and Shopes, Linda (eds), Oral History and Public Memories, (Philadephia: Temple University Press, 2008), sf: 65-86

Thys-Şenocak, L., Özsavaşçı, A. (2006) “New Survey Technologies in Multi-disciplinary Architectural Heritage Documentation and Project Process: The Role of the Architect and the Analysis of the Interdisciplinary Approach”, Documentation for Conservation and Development: New Heritage Strategies for the Future, Forum UNESCO- University and Heritage 11th International Seminar, Florence-Italy, 11-16 September.

Thys-Senocak, L. (2006). Ottoman Women Builders: The Architectural Patronage of Hadice Turhan Sultan, Ashgate Publishers, Aldershot.

Thys-Şenocak, L., Özsavaşçı, A. (2005) “A Cultural Heritage Site on the Gallipoli Peninsula of Turkey: The Restoration of the Ottoman Fortress at Seddulbahir”, Cultural Landscapes in the 21st Century, Forum UNESCO- University and Heritage 10th International Seminar, Newcastle upon Tyne-UK, 11-16 April.

Güney, C, Yuksel B., Celik, R. N. (2004) “GIS Data Modelling of 17th Century Fortresses on Dardanelles”, Geoinformatics 2004 – 12th International Conference on Geoinformatics: “Geospatial Information Research: Bridging the Pacific and Atlantic”, Gavle, Sweden, 7-9 June.

Özlüdemir, M.T., Guney, Thys-Senocak, C, L., Celik, R. N. (2004) “Roadmap for a Multidiciplinary Project: The Historical Documentation of two Ottoman Fortresses on the Dardanelles: Seddulbahir&Kumkale”, FIG 27th Working week – “the Olympic Spirit in Surveying”, Athens, Greece, 22-27 May.

Özsavaşcı, A., Guney, C, Celik, R. N., Thys-Senocak, L. (2003) “The Utility of Geodetic Survey Techniques and Equipments In Architectural Documentation – An Assesssment of Recent Approaches ın Turkey: The Documentation Project of the Ottoman Fortresses of Seddülbahir and Kumkale”, CIPA 2003 International Sympossium “New Perpectives to Save The Cultural Heritage”, Antalya, Turkey, 30 September – 04 October 2003.

Guney, C, Ozsavascı, A., Ozoner, B., Thys-Senocak, L., Celik, R. N. (2002) “Virtual 3D GIS Application at the Ottoman Frtresses on the Dardanelles”, UNESCO World Heritage in The Digital Age, The International Conference on Heritage Management Mapping – GIS and Multimedia, Alexandria, Eqypt, 21-23 October 2002.

Duran, Z., Guney, C, Seker, D. Z., Toz, G. (2002) “Using GIS Technology for the Documentation of Historical Monuments”, FIG XXII International Congress, Washington, USA, 19-26 April 2002.

Güney, C., Özöner, B., Duman, M., Uylu, K., Celik, R. N. (2001) “MM-CBS’nin Tarihi Dokümantasyon Çalışmasına Uygulanması”, Proceedings of “Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri”, Istanbul, 13-14 November 2001.

Özöner, B., Celik, R. N., Güney, C., Erol, S., Akyilmaz, O. (2001) “Geodetic Measurements in Historical Sites”, Proceedings of International Symposium and Exhibition “Geodetic, Photogrammetric and Satellite Technologies – Development and Integrated Application”, Sofia, 8-9 November 2001, sf: 414-418.

Thys-Şenocak, L. (2001) “Kumkale ve Seddülbahir Osmanlı Kaleleri”, Cogito, No.28, Yapı Kredi Yayınları, Istanbul 2001, sf:274-282.

Cenker, I. Ceren- Thys-Şenocak, L. (2000) “If these walls could talk… Different Voices: The Fortress of Seddulbahir”, Proceedings of the XI. İnternational Oral Historians Congress, Istanbul, June 2000, sf: 708-714.

Thys-Şenocak, L. (2000) “The Architectural Survey of the Ottoman Fortress of Seddülbahir”, 17. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 1. Cilt, T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2000, sf:155-162.

Thys-Şenocak, L. (1999) “The Ottoman Fortresses of Seddülbahir and Kumkale”, Essays in Honour of Abdullah Kuran-Abdullah Kuran için Yazılar içinde, haz. Ç. Kafesçioğlu ve L. Thys-Şenocak, Yapı Kredi Yayınları, Istanbul 1999, sf:311-323.

Özöner, B., Celik, R. N. (1999) “High Technology Saves History, An Example: Seddülbahir Fortress”, Proceedings of the Third International Symposium “Turkish-German Joint Geodetic Days”, Istanbul, 1-4 June 1999, Vol. 2, sf: 615-623.