Gülbenkyan müzesi gibi, tarihi bir kent olan Lizbon’da birçok müze bulunmakta ve önemli eserleri ile ziyaretçilerini beklemektedir. Gülbenkyan müzesi ile ilgili bilgilerin bulunduğu içerikte, Gülbenkyan müzesi nerededir, nasıl gidilir gibi bilgilerin yanında müze eserleri ve tarihçesi hakkında çeşitli konular bulunmaktadır.
Özellikle Portekiz güzergahı sayfasında da belirttiğimiz üzere Lizbon gibi tarihi bir sahil şehrinde kültür turu veya gezisi yapacaksanız zamanınızı iyi ayarlamanız gerekmektedir. Çünkü müzesi ve tarihi yapıları çok olan kentte “bazen 24 saat yetmiyor” gibi düşünebilirsiniz veya girmiş olduğunuz bir müzede saatlerinizi geçirebileceğinizi düşünemeyebilirsiniz. Gülbenkyan Müzesi de bunlardan biri ve aynı zamanda Lizbon’da gezilecek yerlerin arasında nadir eserlere sahip müzelerden biridir.
Lizbon’da bulunan Gülbenkyan Müzesi, kentin kuzey tarafında kalıyor gibi görünse de şehrin ortasında sayılır. Lizbon sahil merkezinden yürüyerek 45 dakikada veya arabayla 10 dakikada gideceğiniz Gülbenkyan Müzesi büyük bir botanik bahçesinin içinde bulunmaktadır. Sao Sebastiao ve Saldanha metro duraklarının tam ortasında yer alan müzeye ulaşım kentin her yerinden çok kolay, dolayısıyla Gülbenkyan Müzesi’ne nasıl gidilir diye düşünmenize gerek yok.
Gülbenkyan Müzesi fotoğrafları için tıklayınız
Gülbenkyan Müzesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti 2024
Salı günleri kapalı olan müzenin açık olduğu saatler 10:00 ile 18:00 arasıdır. Gülbenkyan Müzesi her şey dahil bilet fiyatı 14 €’dur. (Tüm koleksiyonlar ve tüm sergiler dahildir), eğer sadece müzeyi gezmek isterseniz 10 €’dur. Ayrıca sadece Pazar ve Pazartesi günleri 11:00’de rehberli turlar yapılmakta ve bu rehberli turun fiyatı da koleksiyonlar dahil 12 Euro’dur
Müze, yılın her günü farklı sergilere de ev sahipliği yapmaktadır. Gülbenkyan müzesi bahçesine giriş ise ücretsizdir. Eğer Pazar günleri Gülbenkyan Müzesi’ne girmek isterseniz 14:00’den sonra ise giriş ücretsizdir.
Ayrıca Bu Konular da İlginizi Çekebilir:
Gülbenkyan Müzesi fotoğrafları
Portekiz Güzergahı
Yurtdışı Müzeler
Kalust Sarkis Gülbenkyan’ın Hayatı
Türkiye’nin de aslında tanıdığı bir insanın nasıl oluyor da Portekiz Lizbon’da bir müzesi oluyor, dünyaca ünlü sanat eserlerine nasıl sahip oluyor? Kimdir Gülbenkyan? Gülbenkyan Müzesi ve eserlerine giriş yapmadan önce bu konu hakkında kısa bir bilgi verelim.
1869 yılında Üsküdar’da doğan K. Sarkis Gülbenkyan, ilköğrenimini Kadıköy’de yapmış ve liseyi Saint Joseph Fransız Lisesi’nde okumuştur. Son olarak da Londra’da King’s College üniversitesini bitirerek jeoloji mühendisi olmuştur. Her ne kadar Gülbenkyan Üsküdar doğumlu olsa da ailesi Kayseri Talas’lıdır.
Ermeni kökenli bir Osmanlı vatandaşı olan Gülbenkyan, 1891 yılında doğuya yaptığı gezi sırasında Bakü’de gördüğü petrol yatakları, geleceğin yakıtı ve enerjisinin petrol olacağını düşündürmüştür. Bu konuda yazdığı makaleler Osmanlı İmparatorluğu‘nun ilgisini çekmiş ve içinde Mezopotamya’nın petrol rezervlerini de ele alan bir raporu dönemin padişahı 2. Abdülhamit’e sunmuştur.
İşte Sarkis Gülbenkyan bu raporundan sonra o yılların yükselen enerji kaynağı petrol işine girmiş, Hollandalı Shell firmasının bir İngiliz firması olan Royal Dutch ile birleşiminde yer alarak günümüzdeki Royal Dutch Shell firmasının oluşmasında etkin olmuştur. Bu firma, o yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan Basra’daki petrolü işletebilmesi için Osmanlı İmparatorluğu nezdinde girişimlerde bulunmuştur. 19.yy’ın sonlarında Londra ve Paris’teki Osmanlı elçiliklerinde mali müşavir görevine getirilince hem Osmanlı memuru olmuş hem de İngiliz vatandaşlığını almıştır. 1910 yılında Osmanlı Bankası’na danışmanlık da yapmıştır.
Bay Yüzde Beş
1912 yılında Irak’taki petrol yataklarını değerlendirmek üzere TPC (Turkish Petroleum Company) kurulmuş olup, Gülbenkyan bu firmanın %15 hissesine sahip olmuştur. Hissedarları arasında Royal Dutch Shell, Türkiye Milli Bankası, Alman yatırımcıların olduğu TPC’ye daha sonraları yeni hissedarlar girince Gülbenkyan’ın hissesi %5’e indirilmiştir. Bay yüzde beş (Mr. Five Percent) lakabı da o dönemden kalmıştır. Ve bu dönemde, günümüzde dünyaca ünlü bir koleksiyon haline gelecek olan sanat eserlerini satın alıp toplamaya başlamıştır.
1930’lu yıllarda ilgisini sanat koleksiyonculuğu üzerine veren Gülbenkyan, sahibi olduğu koleksiyonu önceleri Paris’te toplamış ancak sonradan Londra’ya aktarmıştır. Hatta söylentiler arasında bu koleksiyondaki bazı eserleri British Museum ve National Gallery’e bağışladığı söylenmektedir. 1942 yılında Portekiz diktatörü Salazar ile anlaşıp bu ülkeye yerleşme kararı almış ve 6000 parçalık bu eklektik koleksiyonunu tek bir yerde toplamaya yoğunlaşmıştır. 1955 yılında Lizbon’da vefat etmiş ve vefatından bir yıl sonra 1956 yılında ise vasiyetçilerinin iradesiyle Lizbon’da Gülbenkyan Vakfı ve vakıf himayesinde de Gülbenkyan Müzesi kurulmuştur.
1953 – 1954 yıllarında Türkiye’ye gelen Gülbankyan için bazı söylentiler de mevcuttur. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti’ne vergi muafiyeti karşılığında müze kuracağına dair söylentiler olsa da bunlar asla kanıtlanamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde herhangi bir yerde bir müze kurma ve sahip olduğu eserleri bağışlama talebinde de bulunmamıştır. Buna benzer bir söylenti Ermenistan’da da mevcuttur. Doğumunun 150. yılı için İngiliz tarihçi Jonathan Conlin, bir Gülbenkyan biyografi kitabı hazırlamaktadır.
Ayrıca hayatının sonuna kadar çok düzgün Türkçe konuştuğunu, yanında olanlar anlatmıştır.
Gülbenkyan Müzesi (Gulbenkian Museum)
Müzenin de içinde bulunduğu Gülbenkyan Vakfı, Lizbon’da büyük bir alanın içindedir. Yedi hektardan biraz daha büyük olan alan bir botanik bahçeden meydana gelmektedir. Bahçe içinde müze binası, sanat kütüphanesi, modern uluslararası sergi salonu, vakıf binası, oditoryum, açık hava amfi tiyatrosu, üç kafeterya, iki müze dükkânı ve bir de kitapçı bulunmaktadır.
Vakıf alanı olan yedi buçuk hektarlık alan 1969 yılında tasarlamıştır. Peyzaj tasarımı Gonçalo Ribeiro Telles tarafından yapılmış olup, bugün bile bahçenin nasıl yapıldığına dair ufak bir belgesel dev bir ekranda müze bahçesinde izlenilebilir.
Müzenin bulunduğu vakıf alanı büyük bir bahçe içinde olduğundan dolayı, anın keyfini çıkartmak için çok zamanınızın olacağını söyleyebiliriz. Bileti aldığınız yerde ücretsiz dağıtılan müze haritalarından birini alırsanız sizin için ayrı bir yararı olacaktır. Sadece müzenin bahçesi bir botanik parkı olarak tasarlanmıştır, özel bitki türleri yetiştirilmekte, egzotik kuş türlerini barındırmaktadır. Bu eşsiz bahçede saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.
Vakıf alanı içinde aslında iki ana bina bulunmaktadır. Birisi kurucu koleksiyonun bulunduğu müze binasıdır. Diğeri ise modern sanat salonudur ki burada çeşitli sanatçıların çeşitli tarihlerde yarattığı eserler sergilenmektedir. Her iki bina da tamamen geniş olup, ziyaretçiler çok yoğun olsa da eserlere odaklanmayı kolay hale getirmektedir.
1959 yapılan bir mimari proje yarışması sonucu Ruy Jervis d’Athouguia, Pedro Cid ve Alberto Pessoa tarafından tasarlanan müze yapıları 1969 yılında tamamlanmıştır. Brüt beton binaların, basit ama zarif formları yeşil peyzaj içinde kontrast yaratmakta ve dikkat çekmektedir. Calouste Gulbenkian Vakfı ve Müzesi, 1975’te Valmor Mimarlık Ödülü’nü almış, 2010 yılında Portekiz’de Ulusal Anıt olarak kabul edilmiştir. Binalar, 1960’lardan kalma modern Portekiz mimarisinin önemli bir temsilcisi olarak takdir edilmekte ve bugün genç mimarlara ilham vermeye devam etmektedir.
Gülbenkyan Müzesi Önemli Tarihi Eserleri
Öncelikle belirtelim ki, Gülbenkyan müzesi içerisinde bulunan 6000 adet eserden 111 tanesi, 2000’li yılların başında Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenmiştir. Sarkis Gülbenkyan, 6000 adet eklektik eseri toplamak kolay olmasa dahi kendi alanlarında en iyi sanat eserlerini ve tarihi eserleri toplamıştır. Zaten müze alanı da buna göre tasarlanmıştır. Antik Mısır’dan, Uzak Doğu eserlerine kadar topladığı sanat eserleri kendi isimlerini aldığı salonlarda ayrı ayrı sergilenmektedir.
Gülbenkyan Müzesi Sergi Salonları
Bu salonlar sırasıyla, Antik Mısır Eserleri salonu, Greko-Romen Eserleri salonu, Doğu İslam Sanatı Eserleri salonu, Ermeni Sanatları salonu – Uzak Doğu Sanatları Eserleri salonu, Avrupa Sanatı (Yaldızlı el yazmaları – Resim ve Heykel – Rönesans – 18.yy. sanatları – Altın ve Gümüş) – Francesco Guardi resimleri – Fransız ve İngiliz resim ve Heykelleri – 19.yy. sanatları (René Lalique eserleri) salonlarıdır.
Her salon ve salonda bulunan eserler, ziyaretçinin en rahat gezebileceği ve eserlere konsantre olabileceği şekilde tasarlanmıştır. Her eserin yanında, o eser ile ilgili çeşitli bilgileri içeren ufak levhalar bulunmaktadır. Bu eserler arasında antik Mısır’da kullanılan altın cenaze maskesinden tutun da nadir İznik çinilerine kadar, çeşitli tarihi sanat eserleri, halılar, mobilyalar, giyim eşyaları, orta çağdan kalma altın yaldızlı el yapımı kitaplar, her şeyin en iyisi bulunmaktadır.
Özellikle İslam eserleri salonundaki eserler ve orta çağ Avrupası’ndaki sanat eserleri görülmeye değerdir. Bununla birlikte her salonun birbirinden ayrı olan havası kesinlikle ziyaretçileri etkilemektedir. Kendinizi bazen bir esere dakikalarca bakarken bulacağınızdan eminiz. Bu, antika bir Türk halısı da olabilir, zümrüt taşından yapılma antika bir Japon çantası da olabilir; 1700’lü yıllarda yapılmış bir heykel de olabilir, günümüzden 3000 yıl önce yapılmış taş bir kabartma da olabilir.
Bildiğiniz üzere müzeler, bulunduğu ülkenin veya kentin tarihsel sürecine ışık tutmuş olsa da Gülbenkyan Müzesi (Gulbenkian Museum) birçok konuda tarihe en iyi eserlerle ışık tutmaktadır. Bu özel müze, muhteşem detaylarıyla bizim için olduğu kadar sizin için de unutulmaz olacaktır.
Ayrıca İlgili Linkler:
Lizbon gezilecek müzeler ve önemli tarihi yerler
Yurtdışı gezilecek müzeler listesi
Gülbenkyan Vakfı