Jeronimos Manastırı, 1983 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olup Portekiz başkenti Lizbon’a gidildiğinde kesinlikle görülmesi gereken Avrupa tarihi yerler ve tarihi manastırlar arasındadır. Tüm bilgileri ile paylaştığımız Portekiz gezi sayfasında anlattığımız başkent Lizbon‘un sahil yerleşimi olan Belem bölgesi içinde bulunan manastır, birçok özelliği ile dünya anıtsal yapıları arasında önemli bir yerde bulunmaktadır.
Jeronimos Manastırı gerek mimari özellikleri, gerekse tarihi önemi açısından hayret uyandırmaktadır. Öyle ki Lizbon’da belki de en çok zaman geçirilecek anıtsal yapıdır. Ayrıca Avrupa’nın en başarılı kaşiflerinden olan ve Avrupa’dan Hindistan’a deniz yoluyla ilk giden denizci unvanına sahip Vasco de Gama’nın mezarı da buradadır.
Aslında Portekiz’in yedi harikasından biri olarak da seçilen Jeronimos Manastırı, 1907 yılından itibaren de Ulusal Anıt statüsündedir. Jeronimos manastırı bu özelliği ile kesinlikle Lizbon’da gezilecek yerler listesi içindedir. Belem bölgesinde diğer turistik yapılara ve anıtlara yürüme mesafesinde olan bu manastıra, her yıl gittikçe artan şekilde turist akın etmektedir. Örneğin 2015 yılında 944.000 kişi ve 2017 yılında ise 1.166.793 kişi burayı ziyaret etmiştir.
Jeronimos Manastırı Fotoğrafları için tıklayınız
Jeronimos Manastırı Giriş ve Ziyaret Saatleri Bilgileri 2024
Jeronimos Manastırı içinde iki önemli müze bulunmaktadır, Ulusal Arkeoloji ve Ulusal Denizcilik Müzeleri. Bu müzelere de ayrıca bilet alınıp girilebilir. Ancak hem Jeronimos Manastırı hem de bu müzelere girmek isterseniz bilet ücreti 12€’dur.
Manastırın açılış ve kapanış saatleri ise Ekim – Nisan ayları arası 10:00 – 17:30, Mayıs ile Eylül arası ise 10:00 – 18:30 saatleri arasıdır. Son giriş ise kapanış saatlerinden 30 dakika kadar öncedir.
Jeronimos Manastırı Tarihçesi
Bazı kaynaklara göre 1501 yılında, bazı kaynaklara göre ise 1502 yılında manastırın yapımına başlanmıştır. Manastırın inşası 100 yıldan biraz fazla sürmüş ve 1604 yılında açılmıştır. İnşaat ilk 70 yılında, her yıl için baharat ticaretinden kazanılan 70 kg altınla yapılmıştır.
Burada yani Belem’de önceleri Restelo adına ufak bir köy bulunmaktadır. Portekiz ülkesinin 15. ve 16. yy’larda denizcilik alanında gelişmesi ile Portekizli denizcilerin ve kâşiflerin bu bölgeden denize açılması sebebiyle Restelo denilen bu köy büyümüş ve zamanla Belem bölgesi haline gelerek büyük bir ticari liman ve barınak durumuna gelmiştir.
Ancak Portekiz’de denizcilik alanında ün salmış olan bu yerdeki alt yapı çalışmalarının, bölgenin büyümesi ile eş zamanlı olarak ilerleyememesi sonucunda çeşitli hastalıklar baş göstermiştir. Bunun üzerine Portekiz Prensi gemici Henrique (Dom Henrique), alt yapı çalışmalarına hız vermiştir. 1452’de halkın ihtiyacı olan çeşitli binalar, su boruları ve Santa Maria de Belem Şapeli’ni yaptırmıştır. Jeronimos Manastırı, Belem Şapeli merkez alınarak yapılmıştır. Bu esnada şapel de ihtişamlı bir kiliseye çevrilmiştir.
Jeronimos Manastırı Mimarları
1496 yılında ise Vasco da Gama, Hindistan deniz yolunun keşfine çıkarken, Portekiz Kralı I. Manuel’den buraya büyük bir manastır yapılması için izin vermesini ister. Böylece Jeronimos Manastırı yapımına başlanır. Bina, yakınlarda bulunan kireçtaşı ocaklarından çıkartılan kireçtaşı ile yapılmıştır. Manastır yapıldıktan sonra dünyaya açılan kaşifler, yolculuğa çıkmadan önce burada dua etmektedir. Jeronimos Manastırı’nın yapımında birden fazla mimar ortak bir uyum içinde çalışmıştır. Ayrıca bu mimarlar manastırın çeşitli yerlerinde görev almışlardır. Manastırı yapan bu mimarlar; Juan de Castillo, Diogo de Boitaca, Nicolau Chanterene, Diogo de Torralva ve Jeronimo de Rouen’dir.
I.Manuel zamanında yapıldığı için Manuelin mimarisinin doruk noktasını hedefleyen manastır, Geç Gotik ve Rönesans mimari unsurlarını muhteşem bir şekilde bünyesinde taşır. Zaten fotoğraflardan göreceğiniz üzere binaya hayran kalmamak elde değildir.
Jeronimos Manastırı Müzeleri ve Yapıları
1850 yılındaki kapsamlı bir restorasyon çalışması sonucunda manastırın batı tarafına yapı eklenmiştir. Eklenen bu yapı içinde günümüzdeki Arkeoloji müzesi ve Denizcilik müzesi faaliyet göstermektedir. 1880 yılında manastırın kilise bölümüne lahitler yerleştirilmiştir. Ünlü kaşif Vasco de Gama’nın ve ünlü şair Luís de Camões’in (Homeros ve Dante ile karşılaştırılır) naaşları, yaptırılan taş mezarlarına konulmuştur.
O bölgede yaşayan dini bir cemaatten adını alan Jeronimos Manastırı, 1940 yılına kadar yetim çocukların eğitimi ve barınması için Real Casa Pia de Lisboa’ya devredilmiştir. Kilise ise Santa Maria de Belem Kilisesi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Ancak tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanılan yapının, gerek günümüzdeki ziyaretçilerin çokluğu, gerekse kullanım amacı sebebiyle kireçtaşından oluşan cephe detayları ne yazık ki bozulmaktadır. Portekiz için çok büyük öneme sahip manastır, 1983 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.
1985 yılında ise Portekiz, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katıldığında, devletin resmi törenleri bu manastırda yapılmıştır. Portekiz için bu anıtsal yapının önemi büyüktür.
Jeronimos Manastırı Mimarisi
Aslında burayı, bir yapılar kompleksi olarak adlandırsak tam da yerinde bir tanımlama olur. Çünkü iç cepheleri ayrı, dış cepheleri ayrı ahenkte olan yapının iç avlusu ise kilisesinden tamamen farklı unsurları barındırmaktadır. Manastırın özellikle kapıları da görülmeye değerdir.
Günümüzde manastırın bir bölümü müze olarak kullanılırken iç bölümü kullanım amacına uygun olarak restore edilmiştir. Kilise ve manastırın içi olduğu gibi korunmuş olmasına rağmen çeşitli onlarımlar yapılmıştır. Manastırın avlusu ise ince taş işçiliği ile bezenmiştir.
Dünya Anıtlar Fonu da manastırda çeşitli onlarımlar ve iyileştirmeler yapmaktadır. Anıttaki bozulmaları iyileştirmek için yapılan çalışmalar 2022 yılında son bulacaktır.
Manastırın Yapımında Yenilikçi Bir Tarz
Yukarıda dediğimiz gibi Portekiz Kralı I. Manuel zamanında yapılan manastır, Manuelin tarzının görkemli örneklerinden biridir. Zamanına göre bu tarz, yenilikçi bir tarz olmakla birlikte bünyesinde İspanyol Plateresk ile İtalyan şehir mimarisi tarzlarının, geç dönem Gotik mimarisi ile bir karışımıdır. Manuelin tarzı, mimaride tam da Geç Gotik tarzından Rönesans tarzına geçiş zamanına denk gelmektedir. Manuelin tarzı, deniz kaşiflerinin yolculuklarından etkilendiği için çeşitli deniz unsurlarını barındıran gösterişli bir mimari tarzdır.
Jeronimos Manastırı’nın mimari özellikleri, daha manastır girişinde göze çarpmaktadır. Güneyde bulunan ana girişteki kapı gösterişlidir. Bu giriş 32 metre yüksekliğinde, 12 metre genişliğinde olup, Henry the Navigator heykeli etrafında çeşitli süslemelerle bezenmiştir. Bu kapı Juan de Castillo tarafından yapılmıştır. Buradan girildiğinde karşımıza çıkan kilise kapısı Geç Gotik sanatının Rönesans tarzına geçiş örneği açısından önemlidir. Bu kapıyı Nicolau Chanterene yapmıştır.
Manastırın iki katında da ve kilisenin iç cephesinde de, iç avlusundaki sütunların her birindeki gibi çeşitli dini, kraliyet ve denizcilik figürleri bulunmaktadır. Bunlar işleme ve oyma biçiminde yapılmıştır. Bu figürler halat, çapa ve diğer denizcilikte kullanılan aletlerdir.
Jeronimos Manastırı içerisindeki Santa Maria de Belem Kilisesi’nde, ana şapel karşısında ikinci katta çarmıha gerilmiş İsa heykeli bulunmaktadır. Zaten etkileyici olan bu heykelin baktığı cephede gotik tarzda bir pencere bulunmaktadır. Buradan çekilen fotoğraflar gayet etkileyicidir.
Kilisenin içindeki kaburgalı tonozlar iç mekana ezici bir ihtişam katmaktadır. Manastır avlusunda ise incecik işlemeli taş kemerler, gün ışığıyla sararan kireçtaşı duvarlar ve yine kaburgalı tonozlu tavanlar nefes kesen güzelliktedir. Manastırda iç avluya bakan ve yine iki katta da bulunan işlenmiş sütunlar günün her saatinde farklı ışıkla görülmeye değer enfes bir görsel şölene dönmektedir. Portekizli denizciler burada tarihin geçmişinde denize açılmadan önce üst katta dua eder veya günah çıkartmaktadır.
Jeronimos Manastırı Portekiz Denizcilik Müzesi
Manastır bünyesinde bulunan Denizcilik müzesi, Portekiz Kralı Luis tarafından 1894 yılında Ajuda Sarayı’nda kurulmuştur. Daha sonraları Eski Arsenal Binası’nda sergilenen eserlerin çoğu 1916 yılında yok olmuştur. 1962 yılında ise model koleksiyonu, teleskoplar, haritalar ve denizcilikte kullanılan çeşitli materyallerle Jeronimos Manastırı’na taşınmıştır. O zamanki havayı koklamak isteyenler, orijinal bir biçimde korunan Kral ve Kraliçe kabinini de görmeliler. Bu müzeye giriş ücreti 8 €’dur.
Jeronimos Manastırı Portekiz Ulusal Arkeoloji Müzesi
Lizbon’da iki arkeoloji müzesi bulunmakta, ancak biz öncelikle Jeronimos Manastırı içindeki Arkeoloji Müzesine gittik. Diğer müze de Carmo manastırı içerisindeki müzedir. 1893 yılında kurulan müze, şu an bir koridor içerisinde bulunmaktadır. Portekizli denizcilerin keşfettikleri yerlerden getirdikleri tarihi eserlerle birlikte Portekiz’deki arkeolojik buluntuları da sergilemektedir. Paleolitik çağdan günümüze kadar çeşitli koleksiyonları görebileceğiniz müzeye giriş 5 €’dur. Manastıra giriş ücreti de bunlardan ayrı olarak hesaplanmalıdır.
Jeronimos Manastırı’nda, Kilise bölümü ücretsiz gezilebilmektedir. Ancak Jeronimos Manastırı bölümü girişi 12 €’dur. Tabi ki biletinizi değişik yerlerden veya online olarak satın alabilirsiniz. Ayrıca sıra beklemeden geçiş yapmak gibi özellikleri de biletinize ekleyerek ücreti artırabilirsiniz. Ancak buna gerek olmadığını söyleyebiliriz.
Belem Turtası ya da Belem Tatlısı
Bunların yanında Belem sayfamızda bahsettiğimiz “Pastel de Nata” diye bilinen fakat Belém’e özgü olanının ismi “Pasteis de Belem” (Belem Turtası ya da Belem tatlısı) olan bir tatlı türü, Jeronimos Manastırı’ndaki rahipler tarafından yapılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın başlarında Belém’de, Jeronimos Manastırı’nın yanında bir şeker kamışı rafinerisi vardı.
1820 liberal devriminin ardından Portekiz’deki manastırlar kapatılmıştır. Bundan dolayı rahipler ile hizmetliler ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Jeronimos Manastırı’ndan ayrılan birkaç rahip ve hizmetli, içeriği gizli bir tarifle bu tatlıları yapıp satarak geçimlerini sağlamaya başlamışlar, 1837 yılında “Pasteis de Belem” ismiyle Lizbon’da ün kazanmışlardır. Bugüne kadar değişmeden kalmış olan eski tarif, o zamandan bu yana gizlilik içinde korunmuştur. Bu tatlıyı nerede yiyeceğiniz önerisini yine Belem sayfasında bulabilirsiniz.
Kısaca sadece Lizbon’un değil, Portekiz’in gözbebeği olan Jeronimos Manastırı’nı kesinlikle gezmenizi tavsiye ederiz. Gerek yaşattığı Ortaçağ havası, gerekse içinde bulundurduğu müzeleri, eserleri; mimari yapısı ve dokusunu görmenizi, manastır avlusunda dinlenmenizi ve çıkışta Belem turtası yemenizi öneririz.
Ayrıca İlgili Linkler:
Jeronimos Manastırı fotoğrafları
Portekiz güzergahı ve rotası hakkında bilgiler
Belem bölgesi gezilecek yerler, müzeler ve sergiler
Lizbon gezilecek yerler ve yapılar
Jeronimos Manastırı hakkında ilginç bilgiler
Jeronimos Manastırı gezi ve turları