Lizbon Oyuncak Bebek Müzesi Hastanesi
Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi gibi bir yer, eserleri ile birlikte Lizbon kentinde gezinirken ister istemez karşısınıza çıkacak olan çok ilginç bir yerdir. Lizbon kentinde çok ilginç yerlere; dükkânlara, sokaklara denk gelebiliyorsunuz. Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi (The Doll Hospital – Hospital de Bonecas) de bunlardan biridir. Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi haricinde Lizbon’da gezilmesi gereken yerler için Lizbon içeriğini ziyaret edebilirsiniz.
Lizbon’daki Oyuncak Bebek Müzesi ve Hastanesi’ne nasıl gidilir diye düşünüyorsanız endişe etmeye gerek yok. Çünkü Lizbon’da şehir merkezinde Figueira Meydanı (Praça da Figueira)’nın hemen kenarında bulunan ve ufacık bir girişi olduğu halde içeride koca bir tarih barındıran bir yer burası ve deyim yerindeyse içeriye girer girmez ‘Alice Harikalar Diyarı’ndaki bir dünya ile karşılaşıyorsunuz.
Peki, Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi eserleri, tarihçesi, içeriği gibi bilgilerin yanında nerededir, nasıl gidilir diye merak ediyorsanız dünyaca meşhur Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi ile ilgili içerikte tüm bu konular bulunmaktadır.
Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi fotoğrafları için tıklayınız
Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi Lizbon’da Nerede?
Oyuncak Bebek Hastanesi, Lizbon’un birçok bölgesinden geçen metroların ortak durağı olan Rossio metro durağına da yakındır. İnternetiniz yoksa esnafa sorabilirsiniz, bu harika müzeyi göstereceklerine eminiz. O da yoksa meydanın sahile bakan kısmında turizm bürosu var, oraya da sorabilirsiniz. Öyle ki dünyada sayısı zaten az olan bir yerden bahsediyoruz.
Her ne kadar böyle önemli bir yerden bahsetmiş olsak da Oyuncak Bebek Hastanesi’nin girişi ve vitrini çok küçük. Fakat ister istemez yolda yürürken dikkatinizi çekecek şekilde rengârenk bir vitrini var. Günümüzdeki özellikle Çin malı oyuncaklardan bunalan ve bu oyuncakların zehir saçtığı bilgisini edinen kişilerin kesinlikle uğraması gereken bir yer. El yapımı ve zehir saçmayan oyuncaklar satan mağazanın sahibi Manuela Cutileira. Yanında ayrıca bir de çalışanı var. En azından biz ziyaret ettiğimizde öyleydi, bize müzeyi gezdirip bilgi verdi. Oyuncak Bebek Hastanesi’ne gün içinde birçok turist gelmekte ve bir çok soru sormakta, müzenin sahibesi ve çalışanlar da sıkılmadan bu sorulara cevap vermekte. Dış görünüşüne aldanıp küçük sandığınız bu mekanda, sayfalarca anlatılsa da bitmeyecek hikaye ve binlerce bebek var.

Bizi Oyuncak Bebek Hastanesi’nde asıl şaşırtan şeyin ne olduğu konusuna girmeden önce biraz tarihçesine bakmakta fayda var.
Oyuncak Bebek Hastanesi Tarihi
Öncelikle 1830 yılında kurulan Oyuncak Bebek Hastanesi’nin internet sayfasında bu tarihsel süreç, özellikle bir Oyuncak Bebek Hastanesi fikrinin nasıl ortaya çıktığı, bir hikâye temasıyla çok keyifli bir şekilde anlatılmış:
“Henüz motorlu araçların ve AVM’lerin olmadığı yıllarda Lizbon henüz küçük bir kasaba iken bir Pazar kenarında yaşlı bir kadın, bir tahıl ambarının kapısında oturmaktaydı. O yıllarda pazara giden çocuklar, herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada korkusuzca oynarlar ve kaybolmaktan korkmazlardı. Ebeveynleri, büyükanne veya büyükbabaları ile meydanda koşuştururlardı (Hani şimdi bizim yaşımızdaki orta yaşlı insanların bir zamanlar bahçelerdeki meyve ağaçlarına atlayıp meyvelerini yediğimiz, sokaklara sek sek çizgileri çizdiğimiz veya çelik çomak oynadığımız yıllara ne kadar çok benziyor değil mi?).
Balıkların, çiçeklerin, havuçların, turpların, lahanaların kokuları içinde, pazarın sıradan herhangi bir gününde, pazara gelen çocuklar ve ebeveynleri, D. Carlota tarafından yapılan rengârenk oyuncak bebeklere bakıyor ve kendi çocuklarının ellerindeki bebeklerin nasıl da dayanıksız olduğunu birbirlerine, oyuncak bebek tezgâhı önünde anlatıyorlardı. İşte Oyuncak Bebek Hastanesi fikri böylece atılmış oldu.
Yıllar geçti. Şimdi işte o Oyuncak Bebek Hastanesi, Lizbon’daki meydanın kenarında günümüz çocuklarına ve biz büyüklerine oyuncakların önemini vurgulamaya ve anlatmaya devam etmektedir. Denir ki özellikle çocukluğundan beri o dükkânın önünden geçen yaşlı insanlar için zaman o dükkânın içinde durmuştur.”

Evet, zaman o ufacık dükkân için gerçekten de durmuş gibidir. Teknolojik oyuncakların satılmadığı; zararlı herhangi bir malzemenin kullanılmadığı ve el yapımı olan oyuncakların satıldığı bu ufacık dükkânda, yaşı ne olursa olsun herkes için bir oyuncak var.
Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi Eserleri Detayları
Giriş katındaki satış ve sergi alanında oyuncak bebeklerin ve dekorların ışıltılarından gözlerimiz kamaşmış bir şekilde ufacık dükkânda oradan oraya koştururken, dükkanın sahibi Manuela Cutileira’nın bize sorduğu soruyla irkildik: “Oyuncak Bebek Müzemizi de görmek ister miydiniz?”
Bu kadar ufacık yerde bir de müze mi vardı? Evet, vardı ve hem müze hem de tamirhane (veya ameliyathane) olarak kullanılmakta idi. Hem de girişte kişibaşına 2 € gibi bir ücreti vardı. Kabul ettik. Birkaç dakika sonra bir çalışan ile birlikte arka kapıdan çıkarak bina içine girdik ve bir üst katta bir dairenin kapısında buluverdik kendimizi. Bizi ne beklediğini bilmiyorduk. Ama anahtarın kilit yuvasının içindeki dönüş sesi ile heyecanımızın biraz daha arttığını söyleyebiliriz.
O anda sadece çocuklar için değil, biz büyükler için de ne kadar önemli bir yere tesadüfi bir şekilde geldiğimizi anladık. Öyle ki Lizbon’daki herhangi bir turizm bürosundan bedava alabileceğiniz Lizbon tanıtım haritasında reklamı yok. Lizbon’da gezilecek yerler diye internette arattığınızda karşınıza çıkmıyor. Ancak bir turistin, pek de görmeden bilgi sahibi olamayacağı hatta bilemeyeceği Oyuncak Bebek Müzesi ve Hastanesi’nin kapısında, eserleri görmek için kapının açılmasını bekliyorduk.

Bizi ilk karşılayan odada daha yakın zamanlarda yapılmış olan bebeklerin raflardaki onarım veya ameliyat gününü bekleyişi karşıladı. Bir tarafta onarımı bekleyen oyuncak bebekler varken, diğer yanda onarımı bitirilmiş bebekler raflarda sessizce durmaktaydı.
Bir sonraki odada onarım için binlerce ama binlerce ufacık materyallerin ufak çekmeceler içinde, masa üzerlerinde, raflarda beklediğini gördük. Renk renk ve çeşit çeşitti. Aslında biraz da ürkütücüydü. Yüzlerce küçük kol ve bacaklar, parmaklar ve renkli renkli gözler bize bakıyordu.
Ama labirent gibi olan odaların bizi nereye götüreceğini hiç tahmin bile edemedik. Her kapı açıldığında tarih biraz daha geriye gidiyor ve odadaki oyuncak bebeklerin ihtişamı, el işçiliği bizi biraz da korkuyla karışık etkiliyordu (inanın oradaki birçok bebek Chucky ya da Charles Lee Ray olarak bildiğimiz oyuncak bebekten çok daha ürkütücüydü). Hani bırakın çocukları bizim yaşımızdakilerin bile oynamak ne kelime bakamayacağı oyuncak bebeklerin sessizliğinde şaşırıp kalmıştık.
Dünyanın İlk Hareketli Oyuncak Bebeği
Hatta Oyuncak Bebek Hastanesi’nde hem onarılan ve sahibi tarafından alınmayı bekleyen bebekler olduğu gibi, konseptlerine göre ayrılmış bebek odaları da mevcut. Mesela bazı odalarda sadece ufak heykelcikler olduğu gibi, bazı odalarda sadece bez bebekler vardı. Örneğin odalardan birinde mekanik olarak bir düzenekle hareket eden ilk hareketli oyuncak bebeklerden biri vardı ki, içindeki mekaniği de görebiliyordunuz.
Eskiyen, deforme olmuş, boynu bükülmüş oyuncak bebeğinizi, dünyanın neresinde olursanız olun bu hastaneye gönderebiliyorsunuz, gelen oyuncaklara gerçek birer hasta muamelesi yapıyorlar. Hatta önemli bir takım ameliyatlar için özel uzmanlar bile getirtiyorlar. Devamlı olarak çalışan 6 – 7 adet doktoru olan bu hastane, bebekleri tekrar sağlıklı ve güler yüzlü hale getirip size geri gönderiyor.

Aşağı yukarı bir buçuk saat kadar kaldığımız Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi’nden çıkarken, bu mekanın büyüsü ve oyuncakların sessiz kahkahaları sarıvermişti bizi. Duvarda asılı olan Reader’s Digest haberi aslında neden bu kadar etkilendiğimizi açıklıyordu. Bu özel müze ve hastane, dünyadaki Disney, Barbie ya da Lego gibi benzerlerinin arasından sıyrılıp dünyanın en sıra dışı 10 oyuncak dükkânından biri olarak 4. sıraya yerleşmiş. İstanbul’da bulunan Sunay Akın tarafından kurulan yegâne oyuncak müzemiz olan İstanbul Oyuncak Müzesi’nden tek farkı, buranın sadece oyuncak bebekler üzerine kurulu olması. Gitmediyseniz İstanbul Göztepe’de bulunan oyuncak müzesini de kesinlikle keşfedin.
Çocukluğumuzda oynadığımız oyuncakları veya sokaklarda oynadığımız oyunları her ne kadar ansak da, bunlar hakkında konuşurken yüzümüze bir tebessüm düşüyor; bu eşsiz mekânı yaşamak ve Manuela hanımla sohbet etmek için Lizbon’daki Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi’ne gitmeyi unutmayın.
Uzun zaman aklımızdan çıkmayan Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi, tekrar tekrar gitmek isteyeceğimiz bir yer oldu. Özellikle Manuela hanımın bizi gezdiren yardımcısının söyledikleri aklımızdan çıkmıyor : “Artık sabahları kapıyı açarken ya da gece geç vakit kapıyı kapatırken, içerde nasıl vakit geçirdiklerini, neler konuştuklarını, nasıl eğlendiklerini düşünüyorum. Bebeklerin bizden gizli kendi özel hayatları var ve kulak kabarttığınızda fısıltı ve kahkahalarını duyuyorsunuz!”
Ayrıca İlgili Linkler:
Portekiz rotası ve güzergahı sayfası
Lizbon gezilecek yerleri, yapıları ve müzeleri
Lizbon fotoğrafları
Belem bölgesi bilgileri
Yurt dışı gezilecek yerler
Facebook Oyuncak Bebek Hastanesi ve Müzesi sayfası